Kulaklarım aşk ve şevkle doluyordu sanki. Gözlerim sanki yeni uyanmamışçasına iri iri açıktı. O ne güzel sesti . O ne güzel uyarıcıydı. Yavaşça doğrulduktan sonra lavaboya doğru adımlarımı uzattım. Suyu yüzüme sertçe savurduktan sonra en içten duygularla aldım abdestimi. Odama doğru ilerlemeye başladım. Dolabımın kapaklarını sonuna kadar açıp feracemi ve mor işlemeli beyaz seccademi çıkardım. Feracemi güzelce giyip seccademi yere serdiğimde , başörtümü unuttuğumu farkedip onu da çıkardım dolaptan...
En güzel duygularla namazımı eda edip şu en sevdiğim ney parçalarından birini açtım. Gün aymamıştı daha , vaktimde boldu nasıl olsa aldım elime şiir kitaplarımdan birini. Necip Fazıl Kısakürek'ti bugün de duygularımızın tercümanı.
Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?
Ebedi oluşun urbası kefen!
Kursa da boşluğa asma köprü, fen,
Allah derim, başka hiçbir şey demem!
Sanki farklı bir şey vardı bu adamda. İçimi huzur dolduruyordu kelimelerinin her hecesi. Beynime işleniyordu ilmek ilmek sanki... Şiir kitabımı bir kenara koyup , yol gösterici pusulamı koydum önüme . Kuran-ı Kerim^^ . Her şeyi muzzam olan kitap her zerresi muhteşem..
Kaç saat okudum bilemem güneş artık odama ışıklarını yolluyordu. Diyordu ki kalk artık Beylem kalk ve hazırlan işler seni bekliyor. Ağır ağır adımlarla merdivenden aşağı indim. Bana tek günaydın diyen penceremin önündeki çiçeklerdi sanırım. Ne de güzel selamlıyorlardı beni. Ben de bu selamlamanın hakkını vermeliyim değil mi ama^^ Çiçeklerimin rengine uyum sağlayan pembe suluktan çiçeklerime ikram ettikten sonra mutfağa girip çay demledim kendime. Çaysız sabah olmazdı . Net. Çay demleme işleminden sonra koşar adımlarla odama varıp pembe gömleğimi altınada mavi siyah şeritleri olan eteğimi giydikten sonra siyah şalımı sırtımı ve önümü örtecek, geniş bir halde örttüm. Feracemi de üstüme geçirdikten sonra hazırdım sanırım. Çaydanlık bana artık içilmeye hazırım der gibi fokurdamaya başlamıştı. Onu da ocaktan aldıktan sonra dolaptan , annemin bana hazır olarak yolladığı krepleri buzluktan çıkarıp tavaya attım onlar eridikten sonra bir de nutellam keyfime diyecek tabi kii yoktu. Kahvaltımı yaptıktan sonra bulaşıkları mutfak tezgahının üzerine koyup , küçük kahverengi kuranımı da alıp çıktım evden. Siyah vanslarımdan şu yaşıma rağmen vazgeçemiyordum. Rahattılar ne yapayım yani. Merdivenlerden ağır ağır inerken gördüğüm şeyle yere çakılmam bir oldu. Levent....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müslüman Kadın
Teen FictionMalumatı eksik , harfleri tebessümsüz , nasıl çılgın , nasıl tekerrürsüz... Acımasız belki , siyaha bürünmüş , güzelliği içine gömülmüş... Ben en çok sana geldim, sana gösterdim benliğimi... Kaybedercesine sevdim belki seni Gözlerimin önünden kayıp...