Arabada yolculuk yaparken ikimiz de sessiz kaldık. Radyoda son dakika haberlerini verirlerken, yakınlarım veya beni ilgilendiren hiçbirşey söylemediler. Arda hakkında bile. Tam bir felaketti yolculuk. Zaman çok yavaş geçti. Berke yol boyunca sadece araba kullanmakla yetindi.
Beyaz-siyah bir evin önüne geldikten sonra arabanın hızı 20'ye düştü. Berke arabayı garaja sokarken, "Burası benim evim... Beğendin mi?" evi incelerken aynı zamanda cevabımı düşündüm. Tek kişi için fazla büyük bir evdi.
"Şey... Evet, beğendim." araba durduğunda önce o indi ve kapımı açtı. Ayağımı aşağı attığım an toprağın yumuşaklığını hissettim. "Güzel."
"O zaman bende kalmanı sorun etmezsin." dedi. "Bu kadar ısrar ettiğine değdi mi?" sorusuna sessiz kaldım. Tek istediğim çimlerin üzerine yatıp uyumaktı. "Hiç çimlerin üzerinde uyudun mu?" dedim.
"Hayır, ama birgün uyumak isterim."
"O gün, bu gün olsa?" dedim gözlerinin içine bakarak. "Güneş sabahları rahatsız edici olabiliyor. Hem biliyorsun çimler ıslak." dediği anda tüm hayallerim suya düştü. Nasıl akıl edememiştim. Onu dediği anda üzerimdeki kıyafetlerin ıslaklığını hissettim.
"Üşümeye başladım." dedim. "Önden buyur." çimlerin üzerindeki taşların üzerine basarak eve ulaştık. Anahtarını çıkarıp kapıyı açarken üzerinde 'Berke Palas' yazdığını gördüm.
Evin içi bir erkeğe göre oldukça topluydu. Salonun bej rengi hoş bir hava katmıştı. Orkideler çok güzel bir koku salıyordu.
"Yatağını göstereyim. Sen odayı incelerken sana temiz kıyafetler getiririm." dedi salondan çıktık ve arkamdan gelirken kapıyı kapattı. Yerdeki taşlar parlıyordu. "Buradan." dedi ve sağa döndü. Üzeri mavi çarşaflı çift kişilik beyaz bir yatak gördüm.
"Beraber yatıcaz..." dedi ve sırıtmaya başladı. "Hayatta olmaz. Hem daha fazla böyle kalırsam hasta olucam." içinden derin bir nefes aldı."Getiriyorum..."
Geri geldiğinde elinde bir tane mavi t-shirt ve şort vardı. "Bu arada ben seninle yatmayacağım. Heycanlanma boşuna. Al bunları giy. Arda'yı aradım yine meşgul çaldı. Heberin olsun. Ha bide son çare olarak ailesini de arayacağım." dedi ve kıyafetleri üzerime fırlattı. "Ben seninle yatmak için havaya uçmadım. Bunu o küçük beynine sok."deyince güldü ve "Sana da iyi geceler." dedi.
Üzerimdeki ıslakları çıkarınca hem tahatladım hem de merak ettim acaba nereye koyucam diye. Güzelce giyindikten sonra kıyafetlerimi yere bıraktım ve yatağa yattım. Soğuk yatak içimi üşüttü ama sonra yorganı üzerime örtünce daha iyi hissetmeye başladım. Gözlerimi kapatınca onu gördüm, yanımda. Nerdesin Arda, söyle nerdesin?
Yanımda yattığını hayal ettim. Onun kucağına yattığımı onun da beni öptüğünü... Sevgilimin yanında olduğumu düşündüm. Gözümden bir damla yaş süzüldü. Ve bir tane daha ve bir tane daha.
Dahası gelmeden yastığımın diğer yüzünü çevirdim ve uyumaya başladım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sis ve Duman (YAŞ serisinin ilk kitabı)
RomanceGece hiç olmadığı kadar sessizdi. Gökyüzü bulutsuz, karanlıktı. Yağmur damlaları atmaya başlarken caddede tek bir kıpırtı bile yoktu. Arkasına baktı ve dördüncü sokak lambasının söndüğünü gördü. Kayaların arkasındaki her neyse aradığı o olabilirdi...