on dokuzuncu bölümdeyiz ama tekrarlamaktan zarar gelmez.
bu fic skz ficidir! ağırlıklı olarak hyunho bastığı için başlığa hyunho yazmak mecburiyetinde kaldım.keyifli okumalar!
✦
minho'dan,
ceketimi giyerken cebimde durmadan çalan telefonu sinirle açtım. "ne var lan?" dedim kimin aradığını bildiğimden.
"changbin'i yanımıza aldık, önden gidip bir şeyler alacağız içmek için. sen de hyunjin'i al gel."
gözlerimi devirsem de onlarsız bir yolculuk yapma fikri hoşuma gittiğinden boş verdim ve "araba?" diye sordum.
"changbin'inki otoparkta."
"iyi kapat." dedim ve chris'in daha fazla konuşmasını beklemeden telefonu tekrar cebime attım. bayan jeon'u gözüme kestirince yanına yaklaştım.
"bayan jeon, merhaba." dedim. elindeki kameradaki bakışları yüzüme çıkınca gülümsedi. "minho, selam! ben de çıkarttığımız şaheserlere bakıyordum tam." elindeki kamerayı görmem için bana doğru çevirdi. "gerçek bir yıldız gibi, parıldıyor resmen. toplu çekimlerde arkaya koysak da fark etmemiş, öyle bile parlıyor."
hızlıca geçen fotoğraflara baktıkça bayan jeon'un ne kadar haklı olduğunu görebiliyordum. hyunjin gerçekten parlıyordu sanki.
"öyle gerçekten." yüzümdeki gülümsemeyle fotoğrafa bakarken aklıma takılan şey ile tekrar bayan jeon'a döndüm. "bay jung'un da hoşuna gitti sanırım, tüm gün sizinleydi."
"hıı," diye mırıldandı bayan jeon hala fotoğrafları incelerken. sonrasında aklına bir şey gelmiş gibi bana döndü. "bay jung hyunjin ile ilk karşılaşması olmadığını söyledi, aramızda kalsın ama sanki gözü var hyunjin'de gibi. hyunjin de geliyor." dedi son cümlesinde arkamı işaret ederken. "hadi kaçtım ben." dedi ve omzumu pat patlayıp tekrar yanımdan uzaklaştı. arkamı dönüp bana doğru gelen hyunjin'e baktım. el salladığında karşılık vermeden hızlı adımlarla ona doğru yürüdüm.
"bitti mi işin, yoğun bir gündü sanırım."
yoğun bir gün falan değildi, kafayı yemekle meşguldüm.
"öyleydi, eve geçiyorum." dedim. tebessüm ederek başını salladığında "aslında," diyerek söze girdim. "bizimkiler kutlama yaparız diyordu, ister misin?"
"bizimkiler de öyle diyordu! çok sevinirim hyung."
gülümseyerek başımı salladım. "güzel öyleyse, hadi gidelim." dedim. başını sallayarak hızla onaylandığımda tebessüm ettim ve otoparka inen asansörlere doğru yürüdüm. hemen yanımdan da o yürüyordu.
"her şeyi seçme hakkın olduğunu söylemiştim. isteğin dışı bir şey gerçekleşti mi?"
asansöre bindiğimizde sırtımı aynaya yasladım ve onu süzdüm. o da bana döndüğünde "hayır, her şey istediğim gibiydi. fotoğraflar için onay vermem için sana ya da bana mail atacaklarını söylediler. onun dışında şimdilik bir işim yokmuş."
"güzel," dedim rahatlamayla. "senden çok memnunlar. sanırım internet sitelerinde kaybolmana izin vermeyecekler."
"bay jung da böyle söyledi." dedi.
söylediği beynimde birkaç kırmızı sirenin yanıp sönmesine sebep oldu. bir ceo henüz yeni işe başlamış bir fotomodelle neden bu kadar ilgili olurdu ki?
hyunjin'in bay jung'un hoşuna gittiğini anlayabiliyordum. başımı arkaya atıp derince bir nefes aldım.
"bay jung ile anlaşamıyor musunuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
alien, hyunho
Fanfictionminho: sizden de sizin menajeriniz olduğum günden de nefret ediyorum. |270423