Yolcu Kalmasın

10 2 0
                                    

"UTKU!!"

"Geldim Sercan abi geldim!"

Utku merdivenleri ikili üçlü inerek siyah, kenarlardan boyası soyulmuş arabanın yanında durdu.

Sercan abi kafasını arabanın camından uzatıp "Oğlum çabuk bin götüreyim. Geç kalma aman ha sen daha ünlü olacaksın." dedi.

Utku gülerek arabanın etrafında dolandı ve yan koltuğa geçti.

"Yaa abi ne demezsin. Ünlü olursam unutmam seni bak."

Sercan abi de kahkaha atarken yan binanın camından çıkmış Saliha teyze de bağırdı.

"Utku oğlum Allah şans, zihin açıklığı versin. İnşallah hep iyi geçer ve muradına erirsin evladım!"

Utku da "Sağol Saliha Teyze, görüşürüz!!" dedi ve el salladı.

Sercan abi arabayı çalıştırırken Saliha teyze de camdan Utku'ya dua okuyordu. Utku son bir kez daha el sallayıp kafasını arka koltuğa yasladı.

Bugün yeni hayatının başlangıcıydı. Uzun zamandır çabalayıp hayalini kurduğu şeyin gerçekleşmesine çok yakındı. Eğer iyi bir iş çıkarırsa hayatının dönüm noktası olacaktı.

İdol programına başvurmuş ve kabul almıştı. Yarın da ilk günü olacaktı ve onun bir gün önceden gidip hazırlanması gerekiyordu.

Gözlerini yola dikmiş, düşüncelere dalmışken Sercan abi sessizliği bozdu.

"Oğlum bak sana bir şey derler, bir şey yaparlar ya da bir şeye ihtiyacın olur hemen beni ara tamam mı? Sakın ha kimseye güvenme de, bu televizyondakiler cin gibi her şeyi yaparlar he. Tamam mı?"

Utku göz devirip cevap verdi. "Yav tamam Sercan abi kaç kere dedin yeter yeter! Valla bir şey olursa arayacağım- hatta bir şey olmazsa da arayacağım boş zamanlarımda! Sen de öyle konuşuyorsun ki stres oluyorum burada! Bana ne yapsınlar hem onların insanlara nasıl göründükleri de önemli o yüzden bir şey yapamazlar rahat rahat sen merak etme."

"Tamam oğlum ben sadece diyeyim dedim. Kendine de temiz bak, temiz ol, çok dağınık olma bak ayıp olur."

"E ben zaten temizim abi hiç dağınık olmadım ki."

Sercan abi iç çekti. "Off yav oğlum ne desek yaranamıyoruz sana da he. Tamam ne biliyorsan onu yap. Çok da ters konuşma böyle valla çiğ çiğ yerler seni."

"Yok abi ben seninle rahatım diye böyleyim biliyorsun zaten" diyip güldü Utku.

Sercan abi de gülüp yola devam etti ve bir süre sonra otogara ulaştılar. Utku arabadan inip önceden bağaja koymuş olduğu bavulunu ve büyük spor çantasını aldı. Spor çantasını bir koluna atıp bavulu arabanın diğer tarafına sürükledi ve arabadan çıkan Sercan abisine sarıldı.

"Ohh hadi Allah bol şans versin."

"Sağol abim, sen olmasan gelemezdim de çok çekerdim. İyi ki varsın."

"Hadi hadi git otobüsüne kaçırma!" Sercan abi Utku'nun sırtına iki kere vurdu ve bıraktı. Utku da geriye çekilip bavulunu aldı ve el sallayıp arkasını döndü.

"Allah'a ısmarladık!"

İlerleyip otobüsünün bulunduğu yere gitti ve görevliye bavulunu verip çantasıyla arabaya bindi. Tuttuğu koltuğa ulaştığında yukarıdaki kısıma çantasını koydu ve koltuğuna yerleşip yandaki kolu hafif indirerek rahat bir pozisyona getirdi.

Otobüsün kalkmasına daha 15 dakika vardı ve hiçbir karşılanması gereken ihtiyacı yoktu. Bu yüzden o 15 dakikayı da otobüste geçirecekti. Telefonunu çıkarıp şarjına baktıktan sonra dolu olduğunu görüp kulaklığını da çıkarıp taktı.

İnternetini açıp twittera girdi. Anonim bir hesabı vardı ve twitterda çok takıldığı için çevresi de genişti. Bildirimlere bakmadan idol programının sayfasına girdi ve dün paylaştıkları fotoğraflara bir daha baktı. Toplam 101 kişi vardı ve bazılarının yüzü hafızasına kazınmıştı. Hızla aşağıya kaydırdı ve kendi fotoğrafına denk geldi.

Durup kendi fotoğrafına bakarken şirketine sövdü. 'Bari biraz shop yapsalardı' diye geçirdi içinden. Sonra bir alttaki resim dikkatini çekti.

'Altan Koç
18 yaşında
A grubu'

Bu üvey kardeşiydi. Utku daha 2 yaşındayken annesi ve babası ayrılmıştı ve annesi de başka birisiyle evlenip 3 yıl sonra çocuk yapmıştı. Onlarla konuşmuyordu yani pek bilgisi yoktu nasıl insanlar oldukları hakkında. Utku, ailesi ayrıldıktan sonra babaannesinde kalmıştı ve babaannesi onu büyütmüştü.

Babası ve annesi ayrılınca annesi Azerbaycan'a çalışmak için gitmiş, orada birisiyle tanışıp evlenmişti. Babası ise sürekli yurt dışına çıkıp çalışıyordu.

Kısacası Utku'nun babaannesinden başka kimsesi yoktu ve şimdi o da hastanedeydi. Babaannesi bir yıl önce fenalaşmış ve hastaneye kaldırılmıştı. Akciğer kanseri olduğunu öğrendiğinde tüm dünyası başına yıkılmıştı çünkü hayatındaki tek ve en önemli insan babaannesiydi.

O bir yıl içinde de üniversiteyi bitirmişti ve bu programın başlamasını kolluyordu. Şirketi de onunla iletişime geçince hemen katılmak istediğini söyleyip kendini hazırlamaya koyulmuştu ve artık zamanı gelmişti.

Hayatındaki iki dilekten biri gerçekleşiyordu. Dilekleri bu programa katılmak ve babaannesinin iyileşip sağlıklı olmasıydı.

Uygulamadan çıkıp Spotify'a girip listesini oynattı. Telefonun ekranını kapattıktan sonra sweatshirtünün cebine koydu. Tuhaf hissediyordu ve tek yapabileceği şey olumlu düşünmekti. Her şey iyi olacaktı. Olmak zorundaydı.

15 dakika geçmiş ve otobüs kalkmıştı. Utku'nun içindeki tuhaf his ise daha da tuhaflaşıyordu.




****

İdol ✰Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin