jeongin [özel bölüm]

332 33 0
                                    

"hyun!" jeongin, sevgilisi tembih ettiği için girmesi yasak olan odanın önünden seslendi. "aşkım gelsene artık, yüzünü gören cennetlik ya." dedi mızmızlanarak. "geliyorum bebeğim." kapının önünden geçerek mutfağa yürüdü ve sallana sallana yavaşça masayı hazırlamaya başladı. "bir ay olacak neredeyse, anlamıyorum ki neden çıkmıyor bu odadan." oflayarak sandalyesine oturdu. "bebeğim~" ellerini arkada tutup sevgilisinin yanağından öptü hyunjin. "hiçbir şeye dokunma, ellerimi yıkadıktan sonra ben hazırlayacağım." jeongin, hyunjin'in dediklerine başını sallayıp onu bekledi.

"mis gibi kokuyor be." tüm masayı kurduktan sonra otururken konuştu hyunjin. "ellerine sağlık." yutkundu jeongin, sevgilisi çoktan yemek yemeye başlamışken. "hyunjin." ciddi bir ses tonuyla konuştuğunda suyunu içerek sevgilisine baktı. "efendim bebeğim."

"yüzüğün," boğazını temizledi jeongin. "yüzüğünü unutmuşsun. yine." kırıldığı belli olurken dudaklarını dişledi. "güzelim, kirlenmesin diye çıkarıyorum. sonra tekrar işime döneceğim diye takmıyorum." gerçekten çok unutkandı ama unuttuğunu söylemek sevgilisini, artık eşini, kıracağını düşündüğünden diline gelmiyordu. "bir aydır çıkamadın şuradan."

yarın doğum günüydü, hyunjin'in unuttuğuna adı kadar emindi.

"diğer odalarda da aynısı oldu bebeğim, güzel olsunlar diye uğraşıyorum. bu oda en önemli odamız." dedi göz kırparak. "gıcık oluyorum sana." sandalyesini yaklaştırarak yanaklarını sıktı. "ben de sana aşığım güzel aşkım." gözlerini devirdi jeongin. "ne zamana biter ki? bir tek bizim odamız kaldı. bir aydır salonda yatmaktan çürüdüm." kıkırdadı hyunjin, ağzını aradığını biliyordu. "çok az kaldı üç dört güne hallolur sanırım."

artık kesinkilke emindi jeongin, sevgilisinin doğum gününü unuttuğuna. belki hediyesi bu yatak odasıdır diye düşünüyordu fakat hyun yalan söylerse onu anlayacak kadar da tanıyordu.

"dışarı çıkarken tak bari yüzüğü." jeongin'in bir şeyler yemediğini fark edince elindekini bırakıp sevgilisine döndü. "neden yemiyorsun?" omzunu silkti. "şu suratıma bak." yüzündeki gülümseme büyüdü ve eşinin yanaklarıyla oynamaya başladı. "bakıyorum ve bebeksilik dışında hiçbir şey göremiyorum." yüzüne eğilip yanağını ısıracakken çekildi jeongin. "yüz elli ton olduğu içindir o." masadan kalkacakken hyunjin onu kucağına çekti. "niye öyle dedin ki şimdi? yüz elli ton yaptığın kasın kütlesi aşkım, balkonlara perde çekesim geliyor senin yüzünden." gülümsemesini tutmaya çalıştı. yüzünü inceltemese de vücuduna iyi bakıyordu.

"abartma." dil çıkardı hyunjin ve kucağındaki bebeğinin her yerini öptü. "her halinle yeryüzü, gökyüzü ve tüm evrendeki en mükemmel varlıksın. her zaman çok güzel görüneceksin, şimdi bunu düşün. öpeyim bir de." gülümsedi jeongin. "kas çalışmayı bırakıp göbek mi yapsam?" hyunjin, gözleri parlayarak "harika olur!" diye bağırdığında kahkahasını tutamadı jeongin. "şakaydı." gözlerini devirdi. "çok kötüsün." hyunjin dudaklarını büzdü. "mızmızlanma hyun, şu odayı çabuk bitir." başını salladı, "emrin olur kocam." kıkırdadı jeongin. "şımarma."

"onu yapma hyun, bunu yapma hyun. bu hyun daha ne yapsın aşkım ya?" jeongin kalkıp yerine oturdu. "yemeğini ye hayatım sonra da odamızda yapacaklarını bitir ve uyuyalım, ne dersin?" başını salladı hyunjin tripli bir şekilde. "lisede hiç böyle değildin. ben, sevgilisinden on saniye uzak duramayan hyun'u özledim." omzunu silkti jeongin. "bu dediğin kırıcıydı. ayrıca artık sevgilisinden on saniye ayrı kalamayan hyun yok, yerine, kocasından bir saniye uzak kalamayan hyun var."

"öyle mi kocacığım?" dedi jeongin meydan okurcasına. "öyle kocacığım." hyunjin kendinden emindi. "bazen yemeğe bile gelmiyorsun hyunjin. severek yaptığını biliyorum ama işine kendini çok kaptırıyorsun," cümlesinin ardına ise "bazı şeyleri unutacak kadar." diye eklemişti ama o kadar sessiz söylemişti ki kendisi dahi duymamıştı. "bunu çoğu zaman sorun etmediğimi biliyorsun çünkü anlıyorum ve bazen ben de kendimi dışarıya kapatabiliyorum fakat bunun farkında olabiliyorum, fark ettiğimde içinden çıkmaya çalışıyorum ama sen fark etmiyorsun." gülümsedi hyunjin. "açık konuştuğun için teşekkür ederim. odaklandığımda zamanın nasıl geçtiğini bilmediğim doğru, artık daha çok dikkat edeceğime emin olabilirsin bebeğim. senin için yaşıyorum, senin için bu kadarını yapabilirim." saçlarının arasından öptü.

i know i hate u ||seungchan [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin