Güzel bir gün değildi o gün. Güneş tepede parlamıyor, gökyüzü insanlara gülcükler dağıtmıyordu. Aksine, kar bütün öfkesiyle uçuruyordu yeryüzünü. Göz gözü görmezken bu yoğun kıvamlı fırtınada, Ömür, bir anlam veremiyordu çıktıkları araba yolculuğuna. Ne kadar ısrar etse de evde kalmak için, kardeşi Destan'ı ikna etmenin hiçbir yolu olmadığını biliyordu. Oysa ki ne gerek vardı genç adamı uykusundan etmeye?
İki çocuk sahibi olan Arzu Hanım, giyiminden taviz vermediğini üzerindeki şık ve biraz dar olan elbiseyle haykırıyordu. Ama bu güzel bayanın hayatındaki üç erkek onun aksine fazla sportifti. Bunun için biraz hayıflansa da pek üstelemeden arabadaki yerini aldı.
Arka tarafı yatağı belleyen Ömür'ün uyku merakını gidermek için adeta kıpır kıpırdı Destan. Eh, ne de olsa doğum günüydü bugün. Hayatı boyunca pozitif olan Destan'ın bu hareketine kimse şaşırmazdı. Belki doğum günü olduğu için biraz(!) daha mutluydu ama o kadar.
Araba boş yolda akıp giderken bazı çukurlara takılıyordu fakat onun dışında pek bir sorun yoktu. Ya da var mıydı?
Arslan Bey, dikkatli bir sürücü olduğu kadar tedbirliydi de. Ama kader onun bütün önlemlerini tek bir darbeyle yerle bir etmesini iyi biliyordu. Kimi zamanlar gelir ki ,hayat, bizi hiç çalışmadığımız yerlerden sınav yapar. Bu durumlardaki şaşkınlık, Arslan Bey'in korkuyla yoğurulmuş yüzüyle birebirdi belki. Araba ikilemde kalmış gibi bir sağa, bir sola kıvırtsa da karşıdan gelen araçtan kurtulmak mümkün değildi. Hayata kızmış gibi görünen araba, hedeften şaşmadan bütün hızıyla ilerliyordu. Hatta o kadar kızgındı ki, kırmızının en acımasız halini üstüne örtmüş gibiydi.
Her şeyden habersiz şarkı dinleyen Ömür'ü daldığı yerden çekip çıkaran da bu sarsıntılar olmamış mıydı zaten? İki araç birbirine kavuşmadan önce abisiyle bakışan Destan, oralarda bir şeyler yakalamış gibiydi.
Korkunun kırıntıları, kaybetme ihtimalinin
verdiği tarifsiz telaş...
Belki de bu yüzdendir ki kendisini, abisinin üstüne kapatmıştır. Belki de başka bir sebepti, bilinmez. Arabanın bu mutlu aileden duyduğu son ses Arzu Hanım'ın ağzından çıkmıştı. Biraz korku kokusu sinmiş olsa da, duyulmuştu.
"Sizi seviyorum."
İki araç, yıllardır karşılaşmamış arkadaşlar gibi birbirlerine sertçe sarılınca tekerleklerin attığı çığlık eşsizdi. Kulakları çınlatan bu ses, mutlu aile fotoğrafına çizik atarak sessizliğe karışıp yok oldu, ama etkisi bir ailenin bütün ışığını, tereyağından kıl çeker gibi almıştı.
Kim bilir belki de birileri için hayat yeni başlıyordu?
"Bazılarının şansa ihtiyacı vardır, bazılarınınsa uzatılacak bir yardım eline..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Etkisi
Teen FictionHayat sıradanlıklarla dolu bir kumar masası gibidir kimileri için. Her seferinde tek bir defa zar atma şansınız vardır ve altı kenarın size sunduğu iki seçenek bulunur; sıradan bir gün ya da ekstra sıradan bir gün. Her kumarda olduğu gibi bu masada...