GÖREV

0 0 0
                                    

Yüzbaşı görevi en ince detayına kadar planlanmıştı,ama hâlâ zarfın içindekinin ne olduğunu çözememiştik.Sonradan elimden zarfı aldı ve içeride birşeyler yaptı, sanırım zarfın içindeki herneyse ona baktı.Şuan ise helikopterde göreve gidiyoruz.Daha önceden de söylediğim gibi dağ başında bir yerdelerdi,bu yüzden bulundukları noktaya çok yaklaşmadan helikopterden inecektik.Yani baya yolumuz vardı...

"Komutanım verdiğiniz kordinatlara ulaştım,burda ineceğinizi söylediniz."

Helikopteri süren asker seslenince herkes ayaklandı.Kapı açıldı ve herkes teker teker atladı,benden sonrada yüzbaşı atladı.Simdi ayaklarım yere temas ettiği için seviniyorum ama birkaç saat sonra içimden beddua edicem...

"Komutanım"

"Efendim?"

Diyerek döndük Asrın ile beraber aynı anda.2 üst olması olayları biraz karıştıracak gibi...

"Yüzbaşıma seslendim teğmenim..."

Sesi üzgün köpek yavrusu gibi çıkmıştı,kendimi gülmemek için zor tutuyordum.Dur bakalım benim bu içerideki kahkaha tufanı nerede patlayacaktı...

"Efendim İbrahim?"

Diyerek ibrahime döndü.

"Komutanım, biz hazırlandık gidiyoruz,planda çok güzel elinize aklınıza sağlık.Ama..."

"Ne ama?"

"İçeride kaç kişi olduklarını bilmiyoruz, önceden sayıp bize haber göndermesi için birini içeriye sokmalıyız,aksi takdirde cephanemiz yetmeyebilir"

"Yeterli cephanemiz yok mu?"

"İçerdeki insanların sayısını bilseydik bu sorunun cevabını size net şekilde verebilirdim..."

"OF SİKTİR YA!?"

Yüzbaşının ağzına küfürde yakışıyormuş.

"Ben girerim,beni tanıyorlar.Öldürmeye değil konuşturmaya çalışacaklardır.Ben oyalarken size kaç kişi olduklarını bir şekilde belli ederim"

"Hayır.zaten yaralısın."

"Yüzbaşım,sizden biri içeri girerse direkt öldüreceklerdir.Beni öldürmezler."

"Ama eziyet ederler."

"Başka çaremiz yok yüzbaşım, eğer çok eziyet çekmemi istemiyorsanız,elinizi çabuk tutarsınız"

Yüzbaşı yenilgiyi kabul etmiş gibi yine gözlerini kapattı birkaç saniye öylece durdu.Gözlerini açtı ve Yiğit'e seslendi.Timdekilerin isimlerini çok şükür öğrenmiştim.

"Yiğit,evi görebileceğin bir yere pusu kur, işaret geldiğinde bize haber et."

"Emredersiniz komutanım!"

Yiğit keskin nişancılık için bir tarafa,biz ise tim ile başka bir tarafa yürürken kolumda çekiştirildim koca Bir ağacın arkasına.

"Bak teğmen Gece, eğer içeride farklı bir durum olursa,o pislikler fazla ileriye giderse,plan umrumda olmaz.Tek başımada olsa girerim içeriye."

Sesi sert ve tok çıkıyordu,askerlerini bu kadar önemseyen yüzbaşı'yı alnından öpmek yakışırdı bana,ama eğer şuan alnını öpersem, o sinirinden benim başka yerlerini öpecek gibi...

"Yüzbaşım,bir askerinizin canı için bütün timi tehlikeye atamazsınız"

"Bütün timi değil kendi canımı tehlikeye atarım,hemde gözümü kırpmadan yaparım bunu.Ona göre davran içeride,ileri gitmelerine izin verme"

VEDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin