Jeon Jungkook
Yavaşça çalılıkların arasından çıkarak derin bir nefes verip etrafı kolaçan ettim.
Kapının önüne koyulan köpeği atlatmak her ne kadar zor olsa da ses çıkarmaması gerekiyordu.
Ağaçların arasında kulübe gibi görünen bir evle kaşlarımı çattım.
Bu kadın nerelere gelmişti böyle?"Götündeki pantolon yırtılmış kardeşim."
Kulağımın dibindeki sesle sertçe arkamı dönerek çenesini sıktım.
"Sen galiba bir daha dayak istiyorsun?"
İstemsizce elim arkaya gitmesiyle cidden feci bir yırtılma eşiğinde olduğunu fark ettim.
Peki...şuan donumun görülüp görülmemesi umrumda bile değildi."Senden nefret ediyorum nefret.Keske işten atılsan da kurtulsam."
Tek başımı kaldırdım.
"İş yerinden atılmam için bir patronun olması gerekiyor."
Sert bir şekilde kendimi gösterdim.
"Ve o patronda benim amip beyinli!"
"Ay kıçımın patronu.Ulan ben olmasam sen nasıl patron olurdun he?"
Derin nefes al ve ver.
"Bana hatırlat buranın dönüşünde seni işten kovacağım."
Titrek bir gülümsemeyle kolumu tutmaya başladı.
"Canım kardeşim benim şaka yapıyorum burada ben."
"Aynen aynen."
Arkamdan sessiz bir şekilde söylenmelerine kulak asmadan evin pardon!kulübenin pencerelerine ellerimi yaslayıp içeri bakmaya çalıştım.
O sırada evin içerisinde çalan zille ufak bir korku ile kapıya baktım."Sehun!"
Sessiz bağrışıma kulak vermeyip tekrardan zile bastı.
"Kaç yaşına geldi hala pencere kenarlarında sürte sürte karısını arıyor.Yazık."
Hızlı adımlarla üzerine atlayıp ağzını kapatacakken kapı açıldı.
Bir dakika?
Bu.ne.sikim???
Beyaz ince bir atlet ve şortla kapıyı bir erkek mi açıyordu?
Yoksa ben mi yanlış görüyordum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
çocuğumun babası|liskook
Teen Fiction-"Yetişkin birer anne ve baba. Ve küçük oğulları Jeong." Klasik bir tartışma ve klasik bir sondu.-