Yalnızlık ne demekti?Tek olmak?
Hiçbir kimsenin olmaması?
Ya da seni terk etmeleri...
Bence hepsinin ortada buluştuğu noktaydı.
Tektim, yalnızdım, terk edilmiştim. Bu beni ailemin çocuk yurduna ya da camiye bırakıp kaçması demek değildi.
Bu, beni ömrümün sonuna kadar terk ettikleri anlamına geliyordu.
Ölmüşlerdi.
Daha kibar ve can acısını azaltacak şekilde ise vefat etmişlerdi.
Bu ölümlerin ikisinde en yakından şahit olmuştum ben de onlarla birlikte o arabanın içerisindeydim.
Ama o arabada onlarla birlikte ölmüş olmayı hala diliyordum. Tüm bu olanların sorumlusu bendim ve bunun için onlar nefes almazken yaşamaktan nefret ediyordum.
Onlar o toprağın altında yatarlarken burada durup nefes almaktan ciddi anlamda utanıyordum.
Ölmek istiyordum!
Hangi 24 yaşındaki bir insan ölmek için can atardı ki?
Ben atardım.
Çünkü katilim.
Çünkü yaşamayı hak etmiyorum.
Çünkü bencilin tekiyim.
6 sene önce
Mutfak masasında sabahın yedisinde dikilmiştik.
Bu tabii ki değerlensin normal bir uyanma saati değildi.
Bugün özel bir gündü.
Üniversite sınavım vardı.
Normalde bu sınav için bu kadar erken kalkmamıza gerek yoktu ama İstanbul'da yaşamak istiyorsanız bazı kefaretler ödemeniz gerekirdi.
Sınav, saat 10'da olmasına rağmen üç saat öncesinde kalkmak gibi...
Ama bu şehir için sadece kötü yanlarından bahsetmek mümkün değildi.
O kadar çok iyi yanı vardı ki...
Ailem, arkadaşlarım, kendilerini çok sevdiğim çiçeklerim...
Ve en önemlisi: yaşadığımız ev.
Doğrusu öyle lüks bir yer değildi ama bir gecekondu da değildi.
Sanırım bunun için doğduğun ev kaderindi.
Herkesin yaşadıkları hayatlar, doğduğu evlere göre çiziliyordu ben 'böyle güzel bir evde' doğduğum ve böyle güzel insanların çocuğu olduğum için kendimi çok şanslı hissediyordum.
Gerçekten mükemmel bir anne ve babaya sahiptim.
Çoğu arkadaşımın özendiği ve imrendiği özelliklere sahiptiler. Kendi anne, babaları niye böyle değil? Diye yakınıyorlardı ama bana göre bu yanlıştı. Çünkü her ebeveynin kendi iyi ve 'kötü' yanları olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜNLÜ❤️DÜŞMESİ
Teen Fictionİnsanın ailesini kaybetmesi kötü bir şeydi, bunu ise sadece bunu yaşayan anlardı. Hiç kimse çıkıp da "seni anlıyorum" diyemezdi çünkü hiçbir zaman anlamazlardı. Beni de anlamamışlardı, ben ise bütün hislerimi onunla anlatmayı seçmiştim. Müzikle... S...