➸8

145 14 26
                                    

Euijoo'dan

Şuan her zaman ki mekanımızın önüne gelmiş diğerlerinin gelmesini bekliyordum. Nicholas'ın da geleceği için heyecanlıydım açıkcası. Herhalde bir kaç gündür konusmadığımız içindi bu heyecan(?).

Bugün ku maçta baya iyi oynamışlardı ama bizi geçememişlerdi. E boşuna okulun en iyi badminton takımı değildik.

Harua ve maki için mutluydum. Maki harua'ya 1 seneye yakın seviyordu. Harua onu daha yeni yeni tanımaya başlamıştı. Yinede gelişme vardı baya.

Yudai de gözümden kaçmamıştı tabi. Jo'yu seviyordu bence. Gözlerinden bakışlarından kendini ele veriyor gibiydi. Ama jo bunun farkında değil galiba.

Bunlar kafamı kurcalarken omzumda el hissettim ve hemen arkamı döndüm. Bizimkiler gelmişti. Ama nicholaslar yoktu.

"Nicholaslar gelmedi mi?"

"Ne bu heyecan euijoo. Azıcık geç kalıcaklarmış"

Kafamla maki'yi onaylayıp içeri mekanımıza geçmiştik.

Biz oturduktan sonra onlarda gelmiş ve 9 kişi olmuştuk.

Sonrasında yemek yiyip, içip, sohbet edip eğlenmiştik. Saat gece 1 olmuştu bile çoktan.

Mekandan çıkmıştık şimdide. Maki ve harua sarhos olmuştu. Fuma ve jo da yarı ayık gibiydi. Yumayı çözememiştim. Yudai sapasağlamdı.

Taki aramızdan erken ayrıldığı için şuan yoktu.

Nicholas'da sağlam gibiydi. Bende eh işte.

"Ben jo'yu üstleniyorum o zaman iyi geceler herkese"

Demiş ve jo'yu sırtına alıp uzaklaşmıştı.

"O zaman bende harua ve makiyi aliyim. Yoksa bunlar gider biryerde sızar"

Fuma bir koluna haruayı diğer koluna makiyi alıp gitmişti.

Yumada ağızında birseyler geveleyip gitmişti. Ikimizde çözememiştik.

Şimdi ise nicholas'la baş başa kalmıştık.

Bana baktığını hissettiğimde bende ona çevirmiştim kafamı.

"Hmm, bizde o zaman sahilde oturalım mı?"

"Bu saatte mi?"

"Saat kaç olmuş ki"

"01.14 şuan"

"Olsun. Istemiyor musun?"

"Istiyorum"

"Gidelim hadi"

Demiş ve hafifce eliyle bileğimi kavrayıp yürümeye başlamıştı.

Ona ayak uydurarak yürüdüm ve sonunda sahile vardık.

Kumlara yavaşca oturdum ve onun oturmasını bekledim. Oturmayınca ona baktım.

"Ne oldu? Otursana"

"Euijoo, markete gidip birseyler alacağım sen burda bekle beni. Istediğin birşey var mı?"

"Hmm dondurma çok iyi olur aslında. Ama bu saatte açık bir yer var mı?"

"Az ilerde gördüm. Bekle hemen gelicen tatlım"

Diyip uzaklaşmıştı. Ama ben hala tatlım'da kalmıştım. Tatlım.

5-10 dakika sonra geri dönmüştü elindeki poşetle.

"Ne aldın bakalım tatlım"

Aynı silahla onu vurmuştum.

"Hm tatlınım demek"
Demiş ve gülümsemesini tutamamıştı. Ve konuşmasına devam etti.

"Sana dondurma, gong, jelibon ve cikolatali süt aldım. Beğendin mi?"

"Nasıl beğenmeyeyim bütün sevdiğim şeyler bir arada"

Jelibonun paketini açmış ve bana uzatmıştı.

Bende içinden bir kaç tane alıp yemiştim. En sevdiğimdi bu kolalı jelibon.

Birşeyler atıştırıp sohbet ediyorduk. Arada komik anılarını anlatıyordu. Gülüşüyorduk birlikte.

Şimdide ağlama vaktidir belkide...

Nicholas'a karşı bir şeyler hissettiğimden emin olmuştum galiba şuan.

Ve ona o kadar çok anlatmak istemiştim ki...

Dayanamayıp konuşmayı başlattım.

"Nicholas, jaekyung'u anlatmamı ister misin?"

"Eski sevgilin olan mı?"

Hafifçe kafamı sallayıp onaylamıştım.

"İstersen anlatabilirsin tabiki seni her zaman dinlerim biliyorsun"

"Tamam o zaman başlıyorum"

Düşüncesi bile korkunc olan hikayemi anlatmaya başlamıştım.

"Ben 10. Sınıftayken yan sınıftan jaekyung diye birinden hoşlanıyordum. Aptal platoniktim işte. Bir gün cesaretimi topladım ve açıldım. O da kabul etti ama beni sevdiği için kabul etti sanıyordum. Salaktım sadece. Ben o zamanlar baya populerdim ve bunu kullnmak için kabul etmiş meğer."

Boğazım düğümlendiği için anlatmaya ara vermiştim. Nicholas'da anlamış beni zorlamamıştı hatta poşetten su çıkarıp vermişti.

Suyumu içtikten sonra devam ettim.

"Tabi biz sevgili olduk ama ben jaek'e çok bağlandım. 1 ay sonra onun evinde otururken telefonunu yanımda unutmuştu. Mesaj geldi telefonuna bende baktım işte."

Duraksadım.

"Ne yaziyordu mesajda hatirliyor musun?" Diye sormuştu nicholas.

"Evet. Telefonunu elime aldım ve kimden geldiğne baktım. Ne yaziyordu biliyo musun? 'Sevgilim 4'den mesaj'."

"Siktir. Serefsiz piç"

Nicholas'a kesinlikle katılıyordum. Sonra devam ettim.

"Şey işte 'bebeğim ne zaman geleceksin eve? kaç gündür bu geceyi bekliyorum' yazıyordu mesajda"

"ne"

Nicholas ciddi ve şaşırmış bur şekilde yüzüme bakıyordu.

"Sasirmana gerek yok. O hep böyle biriydi. Sadece ben salaktım"

"Hayir bebeğim böyle düşünme. Hem mesaji gördükten sonra naptin?"

"Napabilirim kavga ettik işte. Ve o gün son günümüzdü işte. Bana dediki 'seni hiç sevmemiştim zaten çirkin birseysin kim sevsin ki seni'."

Bunları anlattıktan sonra nicholas'ın yüzüne nasıl bakacaktım. En kötü anılarımı ve pişmanlığımı anlatmıştım.

Nicholas'ın bana baktığını hissedip ona döndüm.

Ne diyeceğini seçememiş gibi bakıyordu.

O zaman onun söyliyeceklerini ben söyleyecektim.

Ağlamamak için kendimi zor tutarken konusmaya başladım.

"Haklı, beni kim sevsin ki"

"Ben severim"















Selamlar
Pic diyince aklıma jaekyung geldi arkadaslar bu yuzden jaek piçini piç karakter yaptım😉🐴🐴🐴
(ozur dilerim at kardes)

famous ⩩ nichojooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin