Sabah uyandığım gibi elime telefonumu aldım. Doğum gününü ayarlayacağımız mekana her şeyin yolunda olup olmadığını öğrenmek için mesaj attım. Dün Burağa haber edeceğimi söylemiştim. Hemen whatsapp'a girip mesaj yazdım.
Siz: Günaydın :)
Kafedeki yakışıklı: Sanada günaydın ;)
Siz: Nasılsın
Kafedeki yakışıklı: İyi sen
Siz: Bende iyi partiye geliyorsun değil mi
Kafedeki yakışıklı: Gelmeyeyim mi
Siz: Gel gel hemen adresi ve saati atıyorum
Kafedeki yakışıklı: Bekliyorum
Siz: *konum*
Siz: Saat 16:00 da yaparız
Kafedeki yakışıklı: Tamamdır seni saat 15:30 gibi alırım
Siz: Alırım derken???
Kafedeki yakışıklı: Evet bir sorun mu vardı
Siz: Evimin adresini nerden biliyorsun ki sen
Kafedeki yakışıklı: Annemden biliyorum ya
Siz: Hee doğru neyse ben bir an önce hazırlanayım sen de çabuk olsan iyi edersin
Kafedeki yakışıklı: Tamamdır hazırlanıyorum
Telefonu kapatım banyoya gittim. Soğuk bir duş aldıktan sonra banyodan çıkıp üzerime rahat bir şeyler giydim. Saat 11 olmuştu bile. Banyoda bu kadar uzun durduğumu fark etmemiştim. Kahvaltımı yapmak için aşağı indim.
-Günaydın prensesim.
-Günaydın abi.
-Kahvaltı hazırladım gel hadi.
Masaya oturduktan sonra bir sessizlik oldu. Ben abimle konuşmayı istemiyordum. Abim ise benle kavga ettiği günden beri konuşmaktan çekiniyordu. Sessizliği ilk bozan o olmuştu.
-Ben erkenden çıkarım. Kendime bir şeyler bakarım sonra da mekana geçerim.
-Tamamdır ben de 15:40 gibi gelirim. Bir arkadaşı da alacağım çünkü.
-Tamam abicim ben çıkıyorum şimdi.
Abim çıktıktan sonra masayı topladım. Saat 13:40 olmuştu. Odama çıktım. Odamı düzenli olarak topluyordum ama iki üç gündür tozları almıyordum. İlk baş odayı süpürdüm. Toz bezimi alıp tozları silmeye başladım. Kurduğum alarm çaldığında temizliğim de bitmişti. Hemen soğuk bir duşa girip çıktım. Üstüme Burağın seçtiği elbiseyi giydim. Saçlarımı kuruttuktan sonra maşaladım. Maşalı saçıma elbiseyle uyumlu olan tacı da taktım. Makyajımı yaptım. Ardından ten rengime uygun ince çoraplarımı da giydim. Topuklularımı giyip askılığımdan siyah çantayı aldım. Boy aynamdan kendime baktım. Telefonumu alıp fotoğraf çektikten sonra aşağı kata indim.
Yaklaşık 10 dakika sonra telefonum çaldı
*Kafedeki yakışıklı arıyor*-Alo.
-Hadi geldim ben dışarda bekliyorum.
-Tamamdır geldim.
Dışarı çıktım. Sağıma baktıktan sonra Burağı motoruna yaslanmış bir şekilde gördüm.
-Selam.
-Selam.
-Üzerindekiler yakışmış nerden aldın bakayım?
-Çok sevdiğim bir ablamın oğlu ayarladı.
Güldü.
Güldüm.-Hadi bakalım güzellik gidelim yoksa geç kalacağız.
-Tamam.
-Bir dakika bekle.
Hemen motorunun yanından bir hırka ve kask getirdi.
-Al bunları.
Hırkayı giydikten sonra kafama kaskı taktım. Doğrusu takmaya çalıştım. Burak kaskı takamadığımı görünce yardım etti. Kaskı taktıktan sonra motora bindik.
-Fazla hızlı gitmesek olur mu?
-Ah prensescik olmaz öyle yavaş gidemeyiz. Korkma sarıl bana seni güvenli bir şekilde götüreyim.
-Tamam hadi gidelim.
Ellerimi beline sardım. Yola çıktık. İlk baş yavaş bir şekilde sürdü. Sonrasında sürüşü hızlandı. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Sarılabildiğim kadar sıkı sarıldım. Kafamı sırtına yasladım. O kadar sıkı sarılıyordum ki kollarım acımaya başlamıştı. En sonunda mekana vardık. Dikkatlice motordan indik. Burak kaskı çıkarmamda yardım etti. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki nefesim kesilmeye başlamıştı. Motordan indikten sonra derin derin nefes aldım. Nefesim düzenlendikten sonra içeri girmek için Burağı bekledim.
-Kolların iyi mi?
-Nasıl anlayamadım?
-O kadar sıkı sarıldın ki kolların iyi mi diye soruyordum.
-İyi de senin karnın iyi mi? Galiba biraz fazla sıkı sarıldım.
-Yok kızım sporcu adamız ne olacak sanki. İyiyim ben hadi içeri geçelim.
İçeri geçtiğimizde abim ve İrem bize doğru baktı. Abim ve İrem aşırı şaşırmış görünüyordu. Biraz sonra Cem aradı.
-Alo anne.
-Anne mi?
-Ben bir arkadaşımla kafeye geldim isteklerini sonra alsam olur mu?
-Geldiniz mi tamam hemen hazırlanıyoruz.
-Tamam annem kapatıyorum.
-Gelmişler hadi hemen hazırlanın.
Biz hazırlanırken Cem ve Sedef içeri girdi.Bölüm sonu. Diğer bölümü Sedef'in ağazından yazacağım. Umarım beğenmişsinizdir vote ve yorum yazmayı unutmayın. Seviliyorsunuz canlarım...