#1

43 2 2
                                    

Aslında oneshot gibi yazmak istemiştim ama fikir aklıma çok yatınca ayrı kitap açmak istedim. iyi okumalarr

-----

Karanlık sokaklarda arkama bakmadan koşuyordum. Bu işe nerden bulaştığım hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Arkamdan gelen adım sesleriyle hızımı arttırdım. Gücüm kalmamıştı ama koşmak, kaçmak zorundaydım. Ara sokaklarda nereye gittiğimi bile bilmeden koşuyordum.

Sanırım illegal bir işe şahit olmuştum yanlışlıkla. Bilirsiniz, böyle insanlar sorgulamadan onları gören kişilerin işini bitirirler. Evet, şu an kafam daha net ve ne için koştuğumu biliyorum: canım için. Koşmazsam cidden canımdan olma tehlikem vardı.

Bi süre daha koşturduktan sonra artık cidden sınıra dayandığımı anladım. Ayaklarımda güç kalmamıştı. Adım sesleri uzaktı ama her saniye yaklaşıyordu. Belki bir umut devam edebilirdim. İlerlemeye çalıştım, ama nafile, bayılacak gibiydim. Başım dönüyordu. Alışık değildim böyle adrenalinlere.

Pes ettim ve yere bıraktım kendimi. Gözlerim kararıp duruyor mantıklı bile düşünemiyordum. Adım sesleri yaklaştı, yaklaştı, her saniye daha çok yaklaştı. Buraya kadarmış diye düşünmeden edemedim.

Arkamdaki duvara sırtımı verip soluklanmaya başladım. Sesler duyuluyordu artık. Zaten çok geçmeden de ileride bir kaç kişi gördüm. Beni fark ettikleri gibi yanıma koşmaya başladılar. Gözlerimi sımsıkı kapatıp olacakları bekledim çaresizce.

Ben vücuduma alacağım herhangi bir darbe beklerken bir ses doldu kulaklarıma. Silah sesi. Üç el sıkılan bir silah sesi. Peşimden koşanlarda üç kişiydi.

Sımsıkı kapattığım gözlerimi araladım yavaşça. Gördüğüm tek şey önümde durmuş kapüşonlu, eli silahlı bir çocuk ve yerde yatan üç bedendi.

_

Şokla açtım gözlerimi tamamen. Onları vurmuştu. Hiç tereddüt etmeden vurmuştu. Bir yerdeki bedenlere bir önümde durmuş çocuğa bakıyordum. Ben daha bir kelime edemeden bana doğru döndü. Kırmızı kıvırcık saçları kapüşonunun altından belli oluyor, yüzü sanki hiç bir şey olmamış gibi bakıyordu. Muhtemelen benimle yaşıttı.

"Oi, iyi misin? Yaralandın mı?"

"Ben.. iyiyim. Sen kimsin?"

Arkasını dönmeden silahı tutan eliyle vurduğu adamları gösterdi.

"Şu seni kovalayan adamların düşmanıyım, sanırım."

Bi süre durup yüzüme baktı.

"Senin gibi birinin buralarda ne işi var?"

"Ben sadece kaybolmuştum. Sonra.. işte..- sanırım görmemem gereken bir şeyi gördüm."

İkimizde bir süre durduk. Elini uzattı kalkmam için. Zar zor ayağa kalktım. Kanlar içindeki adamları görünce yutkunma gereği hissettim. Önümdeki çocuğa döndüm tekrardan.

"Onları hiç tereddütsüz vurdun."

"Evet?"

"Çok normalmiş gibi konuşuyorsun.."

Güldü. Ben onu sorgularken uzaktan siren sesleri duymaya başladık. İkimizde hızla kafamızı sesin geldiği tarafa doğru çevirdik.

"Siktir, yürü. Çabuk!"

Elindeki silahı hızla yerine koyup bileğimi yakaladı ve koşturmaya başladık. Eğer kaçmazsak bu işin sonu cidden iyi bitmezdi.

Ben nereye gittiğimizi bile bilmezken o ezberindeymiş gibi geçiyordu sokakları. Sonunda işlek bir caddeye çıktık. Nefes nefese bir şekilde ellerimi dizlerime koydum. Önümdeki çocuğun kıkırdayışını duyunca kafamı kaldırdım.

"Bu kadarcık koşmayla yoruldun mu?"

"Ben sen miyim? Herhalde yoruldum."

Güldü tekrardan. Soluklandıktan sonra doğrulup yüzüne baktım.

"Teşekkür ederim."

"Hm? Ne için?"

"Beni kurtardın, muhtemelen şu an ölmüştüm."

Gülümseyerek konuştu.

"Sorun değil. Yerlerini bulmuş oldum, işime geldi."

Sustuk ikimizde. Onu inceledim tekrardan. Koşarken kapüşonu açıldığı için saçları açıktaydı. Kıpkırmızı saçları ve kehribar rengi gözleri uyum içinde gibiydi. Böyle sokak aralarında gezen tipler genellikle karanlık görünürdü. Ama bu çocuk tam tersi gibiydi; bu çocuk aydınlıktı. Gözlerinden hayat akıyordu sanki. Kim diyebilirdi ki böyle bi çocuk soğukkanlılıkla birilerinin canını alabilir?

Düşüncelerimden yüzümün önünde sallanan elle ayrıldım.

"Sana diyorum, beni dinliyor musun?"

"Pardon dalmışım. Ne diyordun?"

"Adını sordum."

"Langa." dedim kısaca.

"Senin?"

İfadesizce bi süre yüzüme baktıktan sonra "Reki." dedi. Reki..

O iç ısıtan gülümsemesini takınıp elini uzattı.

"Sanırım ilk arkadaşımsın Langa."

Onun gülümsemesini görünce bende gülümsedim ve uzattığı elini tuttum. Aklıma gelen şeyle kendimi tutamayıp güldüm.

"Sanırım sende benim ilk suçlu arkadaşımsın Reki."

Bu dediğime o da güldü. Dışarıdan biri dinlese muhtemelen korkardı olanlara. Komik, onun gülüşünü görene kadar bende korkuyordum. Nedeni bilinmez, gülüşünü görüp duyduğunuz an içinizdeki korku yok oluyor, yerini anlamsız bir huzur alıyordu.

-Bizim Sonumuz-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin