ŞAFAK 23; "Mumla Sönen Hisler"

47 5 1
                                    

Merhaba!!

Uzun bir aradan sonra tekrar size bu kurguyla dönmek heyecan verici. Değiştik, güzelleştik. Bu hali eskisinden daha iyi olacağını temenni edebilirim. Zaten bölüm başlığından da gördüğünüz üzere Şafak 23 yazıyor. 23 Bölüm olacak sadece. Ama 23 bölüme inanın çok şey sığdıracağız.

Oylarınız ve yorumlarınız benim için en güzel motivasyon kaynağı.

Keyifli Okumalar!

Keyifli Okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ŞAFAK 23;

"Mumla Sönen Hisler"

19.12.2017
23:48
Kars/Merkez

"Güzelim, iki dakikaya geliyorum." Dedin gözlerindeki çocuksu bir heyecanın verdiği parıltılarla bana bakarken. Usulca başımı sallamamın üzerine büyük ellerinin arasındaki küçücük kalmış ellerimi bırakıp odadan çıktın; arkandan kapıyı kapatıp. 

Sen ve saklamayı beceremediğin doğum günü sürprizleri.

Yüzümde içten bir gülümseme belirdi. Her yıl olduğu gibi bu yılda unutmamıştın doğum günümü. Kendi doğum gününü önemsemediğin kadar benim doğum günümü önemsemenin, içimde hiçbir zaman doğum günü kutlanmamış o kız çocuğu için ne kadar özel olduğunu bilseydin eğer oturup ağlardın Yekta Adar.

Bir yutkunuş geçti boğazımdan. Dudaklarımı yaladım ellerimi sıkıca kucağımda birleştirdiğimde. Parmaklarımla sayı saymamak için verdiğim çaba benim için olağanüstü bir çabaydı. Eğer bu davranışıma kızmasaydın şu an sonsuza kadar sayıyor olacaktım. Tek bir hareketinle hatta ve hatta tek bir sözünle beni kontrol etmen bazen gözüme korkutucu gelse de sana duyduğum o güven hissi sayesinde bunu göz ardı ediyordum. Sen hiçbir zaman benim kötülüğümü istemezdin. Ne yaparsan ne dersen bu hep benim iyiliğim için olurdu. 

Gözlerimi komodinin üzerindeki saate çevirdim. Son bir dakika vardı 00:00'a. Az sonra elinde fındıklı pastayla odaya girip o sihirli sözlerini söyleyecektin ve bir kere daha beni kendine aşık edecektin. "Rojbuna te piroz be çavemın."

İyi ki doğdun gözüm.

Cebinde kalan son parayla bana aldığın hediyeyi verecektin sonra. Sana hep söylesem de almaman gerektiğini beni dinlemeyip küçükte olsa bir hediye alıyordun.

Sana çok şey borçluydum Yekta Adar.

Son kum taneleri de kum saatinden aktığında beklediğim gibi kapı açıldı ve sokak lambasının aydınlattığı odanın içine mumun alevleri karıştı. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Yüzüne konuk ettiğin içten, samimi gülümsemenle oturduğum yatağın dibine kadar geldin. Diz çöküp pastayı aramıza getirdin. Yine fındıklı pasta almıştın; fındığa alerjin olmasına rağmen. Sırf ben seviyorum diye.

İçimdeki kız çocuğu sana minnettar Yekta Adar.

"Rojbuna te piroz be çavemın." Dedin pürüzlü sesinle. Doğum günleri senin için hep duygusal geçerdi. Mumun alevlerinin yansıdığı çakır gözlerini benden birkaç saniyeliğine ayırıp pastaya yönelttin.

"Hadi üfle mumları sevgilim. Ama dilek tut önce." Başımı salladım. 

Hep yanımda ol Yekta Adar. 

Kapadığım gözlerimi açıp tek nefesimle tüm mumları söndürdüm. Yüzünden eksik olmayan gülümsemenle "Tuttuğun dileği gerçekleştireceğime şerefimin üzerine yemin ederim sevgilim." dedin. 

Elimi yanağına getirip sakalsız yanağını sevdim. Gözlerimin içine öyle bir bakıyordun ki sanki seni öldürmekten beter de etsem bana bu gözlerle bakacakmışsın gibi geliyordu.

Yanılıyormuşum. Bazen beni hiç terk etmez dediğin insan seni tek bir gecede silebiliyormuş. Hem de bir hiç uğruna.

Elinde tuttuğun pastayı yatağın kenarına bırakıp söndürdüğüm mumları tekrar yaktığında bu hareketinin anlamını anlayamıyordum.

Vişne çürüğü rengindeki dudaklarını yalayıp kaşlarını yukarı kaldırdın. Elini arkana attığında yine hediye aldığın düşüncesiyle heyecan dört bir tarafımı kuşattı.

"Bu yıl sana hediye alamadım sevgilim." Kırık çıkan sesinle uzun süren sessizliğimi bozmuştum.

"Aşkım sen yanımda olduğun sürece hediyenin bir önemi yok." Arkandaki elini bana uzattığında elinin yumruk olduğunu fark ettim. Kaşlarım merakla çatılırken sen güldün.

"Hani hediye almamıştın?" 

"Almadım zaten gözüm." Yumruğunu yavaş yavaş açtığında gördüğüm şeyle gözlerim yerinden çıkacak gibi oldu. Bana verdiğin son hediye hep istediğim ama hiçbir zaman vermediğin asker künyendi.

Yekta Adar 

Kars

0RH-

06.04.1989

"Yekta bu..." Sözümün devamını getiremedim. Dolan gözlerimle boynuna atladığımda sen de ellerini hemen belime sarmıştın. Boynuna uzun bir öpücük kondurdum. 

"Çok teşekkür ederim. Çok." Gülme sesini duydum. Gözlerimi sıkıca kapayıp boynuna öpücük kondurdum.

"Seni çok seviyorum Yekta." Diye fısıldamamın ardından seni taklit ederek "Şerefim üzerine yemin ederim bu künyeni ölsem de çıkarmayacağım." dedim.

Ben sözümü tuttum Yekta Adar, söz tutamayışıma rağmen; Sense verdiğin her sözü tutmana rağmen tutmadın bana verdiğin son sözünü.

Zaten sonra da senin için bir hiçtim.

O gece mumları tek nefeste söndürdüğüm gibi sende o gece tek cümlenle söndürdün aramızdaki aşkın alevlerini. 

Yazıklar olsun sana Yekta Adar.

Kaybetmek için çabaladığın o aşka muhtaç kal hayatın boyunca.

Tekrardan merhaba:) İlerdeki bölümlerde çokça geçmişe döneceğiz. Ve ne kadar düz yazıda olsa hikaye yarı texting. İkinci bölüm Texting ve düz yazı karışık olacak.

Düşüncelerinizi yazmayı unutmayınn. Çok merak ediyorum.

Hoşçakalın.

Instagram: SafakMatemiOfficial

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 03, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Şafak Matemi/Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin