Taehyung öleli 1 gün olmuştu. Daha hiç kimse taehyung'un öldüğünü fark etmemişti.
Namjoon taehyung'u görmek için daegu'ya gelmişti. Kapıyı çalmıştı ama kapıyı kimse açmamıştı.
Tekrar çaldı yine açmadı. Son olarak kapıyı kırarak içeriye girdi. Namjoon "Taehyung!" diye bağırdı.
Ama Taehyung'tan ses yoktu. Bir kaç kere bağırdı ama ses vermiyordu. Etrafa baktığında yerler hep kan vardı.
Namjoon "Hayır hayır olamaz!" diye bağırarak bodruma indi. Yerde ölü olan taehyung'u gördü.
Namjoon "Aaaaaaaaaa!" diye bağırdı. Namjoon telefonu çıkarıp herkesi aramaya başladı.
Taehyung'u gizlice örtüye sararak seul'e götürmüştü zar zor. Herkes mezarlıkta bekliyorlardı.
Rose'nin elinde kırmızı gül vardı. Taehyung'u gömdükten sonra herkes ağlamaya başlamıştı.
Kızlar dayanamayınca mezarlıktan ayrıldılar. Yoongi rose'nin verdiği kırmızı gülü taehyung'un mezarına koyup geri çekildi.
J-hope "Ah ah ben artık dayanamıyorum dostlar." diyerek gitti. Herkes mezarlığa bakıp gitmişlerdi.
Taehyung artık diğer dünya da jungkook ile birlikteydiler. Diğer dünya da hiç bir sorun olmadan huzurlu hissedebiliyorlardı...
Kim Taehyung'un Konuşması:
-Evet küçük yaşta ailemi kaybettim ardından sevdiğim kişileri kaybetmiştim. Ruhum arrık dayanılmaz hale geldiği için intihar etmeye kalktım ve başarmıştım. Siz siz olun sakın intihar etmeyin sizleri izliyor olacağım şimdilik hoşçakalın.Jeon Jungkook'un Konuşması:
-Merhabalar herkese. Evet ben taehyung'tan kaçmak için türlü işler çevirdim. Ama yapmak zorundaydım çünkü ailem onu istemiyordu. En sonunda dayanamayarak intihar ettim onu üzmüş olmalıyım. Neyse ben lafı uzatmadan gidiyim görüşürüz.