Count Dracula

8

Selamlarrr
Evet geç geldi bölüm biliyorum. Üzgünüm.

Bu bölümü kontrol edemedim o yüzden
Yazım yanlışlarım varsa kusura bakmayın iyi okumalarr..

●

"Jungkook kucağımdayken pek hareket etmemen iyi olur." Sözlerimle utandığını belli edercesine burnunu boynuma sürtüp kokumu içine çekti.

Kısık sesiyle "İyi geceler Taehyung.." diye mırıldandığında tek elimi saçlarına atıp okşadım.

Bir anda yumuşak hareketlerle belini okşarken diğer yandan da saçlarını okşayarak konuştum. "İyi geceler Güzelim kendin gibi güzel rüyalar gör.."

●

Jeon Jungkook

Sabah içeriye giren güneş ışığıyla uyanmış yüzümü buruşturup burnumu altımdaki çıplak bedenin boynuna sütmüş kokusunu içine çekmiştim.

Ne? Bir dakika çıplak beden mi? Uyku sersemliğinden sıyrılıp hızla doğruldum yerimden ama belime sarılmış kaslı, esmer kollar bu girişimimi başarıyla engelledi.

Kalkamayacağımı anladığımda kafamı hafifçe oynatarak altımdaki bedenin sahibinin kim olduğunu anlamaya çalıştım.

Birkaç deneme sonrasında altımdaki kişinin Taehyung olduğunu gördüm, belime sarılı  kolları sayesinde beni kendine o kadar yapıştırmıştı ki bu basit eylem bile çok zordu benim için..

Pencereden gelen sonbahar güneşinin cılız ışığı esmer yüzüne vuruyor kirpiklerinin gölgelendirdiği elmacık kemikleri ile onu öpme isteğimi tetikliyordu.

Kim Taehyung gerçekten mükemmeldi..

Onu anlatırken kelimeler anlamsız kalıyor.

Ben düşüncelerim arasında Taehyung'u överken o belimdeki kollarını sıkılaştırıp tekrar başımı boynuna gömmeme sebep oldu.

Sahi biz bu pozisyona nasıl geldik? En son arabada onun kucağında uyuyakalmıştım. Ayrıca Taehyung neden yarı çıplak?

Kendimi biraz kıpırdatıp daha rahat bir pozisyona geçmeye çalıştım ama olmuyordu. Tamamen uykumu aldığım için tekrar yatamıyordum da. Bir süre böyle kaldıktan sonra çareyi Taehyung'u uyandırmakta buldum.

Çünkü gerçekten ama gerçekten çıkamıyordum kolları arasından. Normal bir insan olsaydı belki ayrılabilirdim ondan ama o bir drakulaydı ve şu an neredeyse tüm gücüyle bana sarılıyordu, sanki kolları arasından kaçıp gidecekmişim gibi.

Sanırım kemiklerim kırılmak üzereydi.

"Taehyung.." sesim yeni uyandığımdan dolayı biraz cılız ve boğuk çıktığında boğazımı temizleyip yüksek bir sesle bağırdım.

"Taehyung!" Evet bağırdım ve pişman oldum. Çünkü Taehyung'un beni hızla yatağın diğer tarafına fırlatıp üzerime çıkması ve dişlerini sivriltmesi bir oldu.

Gözlerimi şokla açmış ona bakarken o da sanırım altındaki kişinin ben olduğumu anladığında dişlerini geri düzeltmişti.

"Jungkook, ah Tanrım neden bağırıyorsun sana zarar verebilirdim. İyi misin?" Merakla gözleri her bir yanımı turladığında iyi olduğuma kanaat getirmiş olmalı ki tekrar bakışları gözlerime tırmandı.