helllooo. uzun zaman oldu öncelikle, kusura bakmayın. okul dershane derken pek giremiyorum. haftaiçi yazmaya çalışacağım. neyse, uzatmayayım. umarım beğenirsiniz, iyi okumalaarr.
★
elimi uzatıp yavaşça askıdan çıkardım ve yatağa doğru gidip üzerine bıraktım, fermuarını yavaşça açtım.
içindeki siyah kıyafet direkt olarak göze çarpıyordu. zarar vermemek adına yavaşça tuttum ve çıkardım içinden.
Batman kostümü.
gözlerimi devirdim ve elimdekileri yatağın üzerine geri bıraktım, maskesine kadar her şeyini almıştı Cemre.
daha sonra Cemre'nin dediklerini hatırladım, biraz sonra gelirler demişti. hızlıca üzerimdeki kıyafetleri çıkarıp daha sonra toplamak üzere yatağın kenarına attım. ardından yatağın üzerindeki kostümü alıp dikkatlice geçirdim üzerime. maskemi de yüzüme taktım.
kim olduğumu sesimi duymayan birisi anlamazdı, ya da yüz hatlarımı çok iyi bilmesi gerekirdi çünkü gerçekten belli olmuyordu.
bir süre daha aynadan kendime baktıktan sonra kapı zilinin sesini duyduğumda hızla odadan çıktım ve etraftaki dekorlara çarpmamaya dikkat ederek salona ilerledim. ilk gelenler Yasin ve Ekin'di.
Yasin kimdi anlayamamıştım, yüzünde sadece yanaklarında çizgi şeklinde siyah ve mavi boyalar vardı. üzerinde beyaz düz bir atlet, altındaysa gri dizlerinin biraz üzerine gelen bir şort vardı. ellerine de yüzündekilerle benzer boyalar sürmüş, bileklerine bandana bağlamıştı. sanırım tamamen kendi tarzını yaratmıştı.
Ekin ise Draco Malfoy olmuştu. içine siyah kumaş pantolon, beyaz gömlek ve yılan detaylı yeşil kravat giymişti. üzerineyse yeşil çizgi detaylı siyah slytherin cüppesini giymişti. saçını da geçici boyayla sarıya boyamıştı sanırım ama gerçekten çok yakışıklı görünüyordu.
hızlıca yanlarına gittim ve ilk önce Yasin'e sarıldım. sırtıma hafifçe vurmuş ve gülerek konuşmuştu.
"oo, Adanalı Batman. yakışmış Kalicanıma. bum be!"
kahkaha atarak yavaşça ayrılmıştım ondan. direkt yanındaki Ekin'e yönelip ona da sımsıkı sarmıştım kollarımı.
"yakıyorsun kardeşim."
"eyvallah."
ondan da ayırmıştım kollarımı. ikisi içeri geçerken biz Cemre'yle çalan kapıya doğru ilerlemiştik.
yavaş yavaş davetliler geliyordu ve içerisi dolmaya başlamıştı. kalabalık ortamlardan her zaman nefret etmişimdir.
Cemre onlarla ilgilenirken biraz nefes almak adına mutfağın balkonuna çıktım ve demirlere yaslanıp derin nefes aldım.
geleceklerdi, biraz içecektik, eğlenecektik ve gece bitecekti, hepsi bu.
biraz daha öylece durduktan sonra fazla beklemenin bir anlamı olmadığını düşünüp geri içeri girdim.
içerisi daha da kalabalıklaşmıştı.
umursamamaya çalışarak ileriye doğru yürüdüm ve etrafa bakındım.
bir sürü değişik karakterde giyinen insan vardı ama çoğunun kim olduğu belli olmuyordu. bu yüzden rastgele birinin yanına gitmeye karar verdim.
biraz daha etrafa baktıktan sonra gözüm en kenardaki masada tek başına oturan adama kaymıştı.
Joker olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
zıtlıklarına hastayım. // Alican Sabunsoy - Barbaros Yoloğlu
Fanfictionherkes benzerlik arar, benzer dostluklar kurar. halbuki biz çok farklıyız, zıtlıklarına hastayım.