Mavi yoğunluğun içinde rengarenk balıkların arasında dikkatlice süzülürken bir bankta oturup onları izlemek isterdi. Fakat suda askıda yüzüyorlardı, daldıkça ağırlığı daha çok hissedilen tüp, vücudunu saran takım, ayağındaki paletler.. kamerasına bir şey olacak endişesi ise her zaman vardı, bu yüzden her dalış sonrası çekimlerini bilgisayarına aktarır, gün gün instagram hesabında paylaşır, Deniz adamın beğeneceğinden emin olduğu resimlerden bir iki polaroid baskı alırdı. Tatile iki valizle geliyorsa valizin biri bu çekim ve baskı gereçleri için olurdu.
Mercanların önündeki aynı dalış takımlı bir grup adam içerisinden hangisinin o olduğunu söylemek KyungSoo için çok kolaydı. Uzun bacaklarını, geniş omuzlarını, günlerdir yastığı olan göğsünü bir bakışta tanıyordu. Mercanların arasında çiftleşen balıklar gibi onunla bu eşsiz manzaranın içinde neler neler yapmak istiyordu. Fakat bir yerde çekim için fazladan iki dakika bile dursa uyaran Minseok'un bir eli ya omuzunda ya kolundaydı. Su altı çekimi yapan sadece kendisi olduğundan Minseok çoğunlukla ona yakın yüzüyordu. Minseok'tan iki kulaç öteye açılmayan Sehun da onlarla beraber yüzüyordu. Rover adamın neden onlarla beraber olduğunu ise üçü de biliyordu. Birisinin onun için orada olması hissi, yalnızlığa alışkın kalbini huzursuz ediyor yine de bu emniyet hissinde biraz daha kalmak istiyordu. Bu uzun zamandır tatmadığı bir şeydi. Minseok onun için oradaydı, Jongin onun için oradaydı. Ama bir gün olmayacaklardı.. Özellikle Rover adam her an kaybolacak ve ne gördüğünü hayal meyal hatırladığı bir rüyadan ibaret olacaktı.
Kendisi için poz veren Sehun'u -Minseok ile birlikte- çok kez çekti ve Sehun her çekiminde ona da göndermesini söylerken suyun altında sessiz sinema oynuyor gibiydi. KyungSoo hiç poz vermese bile Jongin'i de çok kere çekmişti, çektiklerinin çoğunun arkadan olmasının tek sebebi üniformanın ona iyi oturuyor olması değildi elbette. Buradan çıktıktan sonra belki biraz da kendisi otururdu ona. Üniforması gibi her yerini sarabilmeyi isterdi.
Minseok dönüş için işaret verdiğinde grup halinde yüzeye yükseldiler. KyungSoo yüzeydeki ışık parıltılarına yol almayı seviyordu, neyseki sudan ilk çıktığı anki değişimin verdiği o tuhaf sıkışmışlık hissi bu tadı kaçırmaya yetmiyordu. Sudan çıkar çıkmaz scubayı çıkardığında dudaklarına konan öpücükle gülümsedi.
"Birileri suyun altında iyi dayanmış" dedi Sehun, Minseok onlara karışmaması hakkında söylendi ve kendisini öpmeye çalışan Sehun'u ittirdi.
"Dudakların scubayı benden daha çok sarıyor."
"Yaşamak için bu gerekli biliyorsun" dedi KyungSoo, elleri tutunduğu omuzlarından göğsüne ve aralarına kaydı.
"İnsanın şu üniformalara kıyası geliyor" dedi fısıltı halinde. Jongin'in dudakları meydan okuyan bir gülüşle kıvrıldı.
"Ama bunu yapamayız" dedi sonra KyungSoo. Jongin'den ayrılıp tekneye doğru yüzmeye koyuldu.
"Neden yapamayacakmışız?" diye çağırdı arkasından Jongin. Kyungsoo merdivenlerden tekneye tırmanırken kalçasına bir fiske attı. Islak üniforma yüzünden beklediğinden çok ses çıkınca etrafa bakındı. KyungSoo bir kahkaha ile tekneye attı kendini. Jongin eğilmiş onu kaldıracakken KyungSoo bir öpüş daha almak için kendine çekti "beraber duş alalım."
Jongin bunun ne demek olduğunu anlamıştı. Kulübün duşlarında aynı kabine girdiklerinde KyungSoo duvara yaslandı, önce dudaklarına sonra boynuna yol alan adamın dudaklarının bıraktığı ıslak sesleri dinledi. Elleri göğüslerini okşarken sıcacık dili uzvunun etrafında dönüyordu. Karnında patlayan haz düğümlerinin iniltilerini içinde tutmak zordu. Jongin onu kucakladığında bacakları belini sardı. İçinde yer alırken omuzlarına tutundu. Ona ilk kez yukarıdan bakıyordu. Yarı aralık gözlerindeki zevk ve hayranlık göğsüne bir sancı daha bıraktı. Eğildi, yanakları birbirine değerken ezgiye benzeyen iniltileri kulağına doldu Jongin'in, kollarını KyungSoo'ya sardı. Yanaklarını öptü, hiç bitmesin ister gibi ağır ağır içinde gidip gelirken ağırdan alacakları uygun bir yerde olmadıklarını hatırladı. KyungSoo'nun teni kollarında, ellerinde, dudaklarında erirken âdeta, alelacele sevişmek israf gibi geliyordu. Fakat en uzun sevişmelerinde bile ona doymak mümkün olmamıştı.
