3 ⚔

74 8 8
                                    

Güneyin sersemleten sıcaklığı, geceleri meltemlerle bir parça hafiflese de herkesin üzerinde son günün yılgınlığı vardı. Deniz ve balıktan başka bir koku için koçlarının, ızgarası ile övündüğü bir restorana gelmişlerdi. Yemekte uzayan sohbete doyamamışlar ve içmek için başka bir mekana geçmeyi teklif etmişlerdi. Ertesi gün uçağı öğlen üzeri olduğu için uyandığında akşamdan kalma olmayı dert etmemiş ve ısrarları kabul etmişti. Askerlik anılarına üniversite anıları ve hoca dedikoduları birbiri ardınca dizmişlerdi. Siyasileri taklit etmeye başladıkları zaman biraz hava almak için dışarı çıkmıştı. Arada bir sigara yakmak âdeti vardı fakat üzerinde paket olmayınca öylece yaslanmıştı duvara. Konteynırda işe yarar bir şey arayan kediyi izlerken içeri geri dönüp et almayı düşündü. Mama almak için açık bir yer de bulabilirdi.

"Ben az evvel mama verdim."

Sesten yana döndüğünde yarıya inen sigarasını dalgın izleyen adamı gördü. Başından beri orda olup olmadığını düşündü.

"Başka var mı?" diye sormuştu adama.

"Bunu arkadaştan aldım. İster misin?"

Kısacık kesilmiş saçlarıyla asker ya da underground repçiler gibi görünüyordu. Hangisi olduğunu bilmese bile kafa şeklini epey beğenmişti, Kaşlarını  gözlerini, dudaklarını güzelce vurguluyordu. Ondan ses çıkmayınca adam bir nefes daha çekti sigarasından. Boynuna uzanan elleri onu kendine çekti, dudaklarını usulca derken sertçe sardı. Baş ağrısına dudaklarından aldığı bu kadarcık nikotin bile iyi gelmişti.

"Bu kadar yeterli" demişti.

Bu kadar yeterli...

Sonra.. Ya sonra.. gerisin geri dönüp içeri geçmiş ve içmeye devam mı etmişti. Her şey daha belirgin ve utanç verici olmalıydı fakat hâlâ o dudaklara bakıyordu KyungSoo.

"Bu kadar yeterli mi demiştim?" diye mırıldandı.

Jongin her şeyin farkına varan adama başını salladı usul usul.

"Bu çok saçma" dedi KyungSoo. Jongin'in yanağına uzandı. Onu kendine çekip yeniden öptü, uzun ve soluksuz. Etraflarında bir alkış koptu.

"Ya bu? Bu kadar yeterli mi?" dedi Jongin nefes nefese.

"Asla" dedi KyungSoo. Yerinden doğrulup kalktı, Jongin'i elinden tutup kaldırdı. Jongin yerdeki gömleği de aldı son anda. Sehun'un bağırarak bir şeyler söylediğini duydular fakat anlaşılmıyordu. El ele tramvaya kadar koştular. Sonraki sefere yirmi dakika görünüyordu. Jongin onu çekip bir kez daha öptü.

"Bekler misin? Koşalım mı?"

"Koşarak kırk dakika, beklerkenki yirmi dakikadan kısaymış, uzmanlar öyle diyor" dedi KyungSoo.

Jongin bir kahkahanın ardından onu yeniden öptü.

"Koşalım öyleyse."

"Koşalım Bay Rover."

Koşarken kahkahaya tutulup durdukları yerde yeniden sarıldı dudakları. Sabırsızlanınca yeniden koştular ve yeniden dudakları birbirini buldu. KyungSoo'nun elleri Jongin'in boynunu okşarken, Jongin'in elleri KyungSoo'nun belindeydi.

LOSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin