biz gelmişizz, çok uzun zaman oldu ama geldi sonunda. oy verip bolca da yorum yapmayı unutmayın lütfen. keyifli okumalar dilerim 💗
"ee? ne yapacağım ben şimdi ya? basbaya engelledi beni."
elindeki telefonu aşağı yukarı sallarken bir çözüm bulmaya çalışıyordu. olduğu yerde ileri geri yapıp tırnaklarını da kemirmeye başlayınca böyle olmayacağını anladı, sağa sola salınarak hiçbir yere varılamazdı.
yanına mı gitmeliyim acaba düşüncesi fazlasıyla baskın geliyordu. gidecekti herhalde, yani öyle düşünüyordu.
sınıfta yoktu, kantinde de bulamamıştı. son bir ihtimal olarak bahçeye baktığında basketbol sahasının yanındaki bankta tek başına oturmuş kızılını görmesiyle yanına gitti hemen. derin nefes egzersizleri yaptıktan sonra az önceki gibi saçma sapan davranmayacağını kendine defalarca tembihledi ve boğazını temizleyerek dikkatini çekti.
"berk, selam."
kızıl çocuğun gözleri önce tüm şaşkınlığı ve kendi içinde de engel olamadığı o birdenbire gelen hevesiyle ışıldadığında sönmesi uzun sürmedi. eski günlerdeki gibi aybike yanına her geldiğinde o mutluluğu hissetse bile uzun sürmemişti şimdi kaybolması. mutsuz çocuk başını çevirip görmemesi için yere eğdiği bakışlarını kaçırırken elleriyle oynamaya başlamıştı.
"selam."
"kızgın mısın bana?"
"değilim." dümdüz bir cevap veren kızıl çocuk, genç kızın yüzüne hala bakmıyordu.
"yüzüme bakar mısın peki?"
yanına oturduğunda kızıl çocuk, ona bakmamanın bir anlamı olmayacağını düşünerek döndü gözlerine.
"bakıyorum. sıkıntı ne?"
farkında olmadan tekrarladığı şeylerle genç kızın yüzünde buruk ama aşırı özlem dolu bir gülümsemeye yol açmıştı. kendisi de dediği cümleyi, konuştukları cümleleri, o hayatının en güzel gününü her salisesine kadar anımsadığında yutkunmadan edemedi.
aybike bir şeyler söylemek istiyordu, konuşabilmeyi ve tüm özlediği anlardan yeniden bahsetmeyi çok istiyordu ama dolan gözleri ve daha önce hiç fark etmediği şekilde geçmişlerini, birlikteliklerini, yaşanmışlıklarını hatırlamak çok özlemesine ve hepsini tekrar yaşamayı deli gibi istemesine sebep olmuştu. sesinin titreyeceğini bildiği için konuşamadı, ağladığını anlamasın diye başını da diğer tarafa çevirmek zorunda kalmıştı.
"aybike?"
genç kızın başını diğer tarafa çevirmiş oluşuyla kararsız kalarak yavaşça başını kendine çevirdi çenesinden tutarak. ellerini çektiğinde de genç kızın ağlıyor olmasıyla canı çok yanmıştı.
"biz sevgili olmadan hemen önce yani, ben sana hislerimi açmadan önce de sen böyle demiştin. hatırlıyor musun?"
belli belirsiz gülümsemişti çocuk. yıllardır gülmüyormuş gibi hissetmişti kendini yüz kasları hareket edince.
"hatırlamaz mıyım hiç? o gün çok korkunçtu her anlamda. benimle hiç ilgilenmediğini düşünmeye başlamıştım. sonra ama geldin, bana ben senden hoşlanıyorum dedin ya. dünyanın en mutlu insanı olmuştum ben. hayatımın en güzel günüydü."
genç kız artık o da ağladığını görmesin diye yere bakan çocuğun bakışlarını yakalamaya çalışırken bir şeyler söylemek için yutkundu ama o söze girmeden berk sürdürmüştü sözlerini.
"artık istemiyorsun beni. seni, aşık olduğum kızı ağlarken görüyorum. yanına geliyorum gözyaşlarını silmek için ve sen öylece yanımdan çekip gidiyorsun aybike."
"berk ben... ben çok saçma davrandım. o kadar uzun zamandır birbirimizin gözlerine bakmıyoruz ki sen öyle yanıma gelince, gözlerime öyle bakınca ne yapacağımı bilemedim resmen. seni kırmak istemedim. hiçbir zaman seni kırmak istemedim, gerçekten."
"hayır kırmadın. hayatıma çok güzel girdin sen aybike, çok özeldin. bana çok fazla şey kattın, çok fazla şey öğrettin. sevmeyi öğrettin her şeyden önce. sevilmek nasıl bir şey yine senden öğrendim. ben bir serseriydim sen öğrettin bana adam olmayı. teşekkür ederim hayatıma girdiğin için. bu kadar güzel güldüğün için. hayatımdaki her anında bana bu kadar güzel baktığın için. bana bir süreliğine mutlu olmayı öğrettiğin için."
aybike berk'in bu veda konuşması gibi yaptığı konuşmadan hiç hoşlanmamıştı. kızılın elini tutmak için elini çok az öne götürdüğünde ise ayağa kalktı berk.
"kendine iyi bak sevgilim."
gitti sonra yanından işte. ve sol tarafında bir eksiklik ve ağrı hissetti aybike. yanından gitmemeliydi, keşke hiç gitmeseydi. keşke kal diyebilseydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aslında | ayber
Teen Fictionbilinmeyen numara: sen değil, sana benzeyen her şeye ihtiyacım var berk: kimsin? bilinmeyen numara: şimdilik yolunu kaybetmiş biri diyelim ve bir de seni anlamak isteyen