0.0

57 8 2
                                    

Gene yağmurlu bir gün. Bu yağmur hiç bitmek bilmezmiydi?
Karanlık sokakta yağmurun altında yürürken düşündün. Tam eve geri dönerken yağmur yağmaya başlamıştı. Bu hayatta hiç istediğim bir şey oldu mu ki?
Kabanına daha sıkı sarıldın. Ellerin kıpkırmızı kesilmişti. Bir süre ellerini inceledin. Ne kadar iğrenç olduklarını düşündün. Bunlar düşünürken soğuk bir rüzgar esti. Yüzün artık soğuktan yanmaya başlamıştı. Gözlerini sıkıca kapattın. Ve derin bir nefes aldın. Şuan eve gitmek istediğin pek söylenemezdi. Orayı sadece uyumak için kullandığın bir yer olarak görürdün. Başka hiçbir şey değil.
Ev. Orayı hiçbir zaman yuvan olarak göremedin. İçinde yaşayanlar hiçbir zaman sana yakın gelmedi. Onlara ailem diyemedin. Sözde ailenlerdi ama hiçbir aile özelliğini taşımıyorlardı. Sokakta yürümeye devam ediyordun. Eskisinden dahada yavaştın. Ne zaman böyle şeyler düşünsen kalbin hızlanırdı. Nefes alman zorlaştı. Elini kalbine koydun ve inledin. Bir köşeye geçtin ve nefes almaya çalıştın.

"Hayır lütfen burda olmaz." nefes nefeseyken konuştun. Göğsün kabarıp iniyordu ama bu işe yaramıyordu nefes alamıyordun. Yere çöktün. Duvara yaslandın. Ve yukarı baktın.

"Tanrım lütfen beni kurtar söz veriyorum daha iyi bir insan olacağım." çaresizce gökyüzüne doğru baktın. Kalbini sıktın ve yere baktın. Ağlıyacak gibi oldun ama gözyaşları gözünden çıkmıyor gibiydi. Acıyla inledin.
Yere bakarken bir süre sonra sana yağmur gelmediğini fark ettin. Şaşırmış bir şekilde yere bakıyordun bir çift siyah bot gördün. Kafanı yavaşça kaldırdın. Gördüğün kişiyle göz göze geldiğin zaman kalbin duracak gibi olmuştu bu sefer. Gözleri mavinin bütün tonlarını sahip saçları bembeyazdı. Sana bakıp hafifçe gülümsedi. Gülümsemesi. Bir meleğinki gibiydi. O kişinin insan olma şansı yoktu. O belki de bir tanrıydı. O kadar görkemliydi ki.
Elindeki şemsiyeyi senin kafanın üstünde tutarak sana  yağmurun gelmesini engelliyordu. Ağzını birşey söylemek için açtın. Ama kelimeler ağzından çıkmıyor gibiydi. Bu kişi senin üstünde büyük bir etki bırakmıştı. Sessizliği mavi gözlü adam bozdu.

"Burada bu saatte ne yapıyorsunuz hanımefendi?" cevap veremedin. Nedense olduğun durumdan çok utanmıştım. Birde yetmezmiş gibi önünde eğildi. Onun bu yakınlığı seni şaşırttı daha hiç tanımadığı bir kişiye bir insana bu kadar yakın olurmuydu? Pek sanmam. Genç adam bu halini görünce endişeyle sordu.

"İyi misiniz bir sorun mu var biri size bir şey mi yaptı?" elimi tuttu ve kavradı. "Biri sizi rahatsız mı ediyor?" cevap veremiyordun. Ağzını açıyordun ama kelimeler dışarı çıkmıyordu. Genç adam sonunda pes etti. Ve ayağa kalktı. Elini uzattı. "Lütfen kalkın burada böyle oturmayın." uzattığı eline baktın. Artık emindin bu adam bir insan değildi o kesinlikle bir melekti. Tanrıya ettiğin duan kabul olmuştu. Adama elini uzattın adam elini sıktı ve seni ayağa kaldırdı. Bu küçük hareketine bile nefessiz kalmıştın." Şimdi iyi misiniz?" adam seni inceledi. Kafanı salladın. "E-evet iyiyim teşekkür ederim." Siktir. Kekelemiştin. Bu hayatta kimse sana bu yabancı adam kadar iyi davranmamıştı.
Adam bu sözüne gülümsedi. Çok güzel gülüyor. "Rica ederim ama lütfen sizde bu saatlerde Burda tek başınıza durmayın." Gülümsedin. O beni düşünüyor.
Kafanı salladın. Adam elindeki şemsiyeyi sana doğru uzattı. "Lütfen kabul edin."elindeki şemsiyeye bir de adama baktın. Özgüvenli bakışlarıyla sana bakıyordu. Elini şemsiyenin sapına doğru uzattın. Kısa bir süreliğine elleriniz birbirine değmişti. Bu küçük temas karnında kelebeklerin uçuşmasını sağlamıştı.

"Teşekkür ederim."kekelememeye çalışarak söyledin. Adam tekrardan gülümsedi. Ona hayranlıkla bakarken adamın telefonu çaldı.

Telefonu eline aldı ve aramayı kapattı. İyice meraklandın. Adam son bir kere baktı ve konuştu.

"Ah özür dilerim gitmem lazım lütfen eve giderken kendinize dikkat edin." adam haraketlendi ve elini salladı. "İyi akşamlar."
"Sizede." Genç adama el salladın.

Beyaz saçlı adam gecenin karanlığında kayboldu.

O gidene kadar onu izledin. Sonunda arkanı döndün ve elindeki şemsiyeyle yürümeye başladın. Şuan çok mutluydun bu gizemli adam seni mutlu etmişti.

"Umarım onu bir daha görme şansım olur." kendince gülümsedin ve eve doğru yürümeye devam ettin.

Kim bilebilirdiki o günden sonra o adamı aklından çıkaramayacağını...





-The Therapist-
By Oraletdaddy

¬The Therapist¬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin