KİRLİ KAN

106 13 2
                                    

Sıcak nefesim soğuk havaya karışırken, hem koşuyor hemde kesik kesik nefesler alıyordum. .Soğuk havanın beni nasıl zangır zangır titrettiğini hissettim.

Koşarken bunu nasıl hissetmiyor olsam da, kendime tanıdığım on saniyelik soluklanma süresinin titrememe neden olucak kadar uzun olduğunu fark ettim.

Bu ormandan kurtulduğum ilk fırsatta kaslarımı proteinle beslemek olucaktı ki şu an bacaklarım için çok ihtiyacım vardı.

Ormanda tüm ağaçlar birbirine benziyor ve tüm yollar birbirine çıkıyor sanki.

Gözlerim burdan çıkmanın imkansızlığı içine herhangi bir ışık kaynağı arıyordu.

Koşmak için var gücüm artık yoktu neredeyse. Ormanın bitişini görünce yüzüme bir gülümseme yayıldı.

Özgürlük bana bayrak salllıyordu, iki aydır bu ormanın dışına çıkamamıştım.

O evden dışarı bile kaçma girişimlerim sayesinde çıkabilmiştim. Ama her girişimim hüsranla bitiyordu.

Bir araba bulursam buradan kurtulma şansım vardı. Son enerjimi bacaklarıma aktarıp, ormanın çıkışından sonra kendimi yolun ortasına atmıştım.
Şu an buradan geçecek herhangi bir araba beni burdan çıkış biletimdi. Karşıdan yaklaşan beyaz bir BMW' nin farları gözümü yakmıştı.

O kadar karanlıkta kalmıştım ki gözlerim ışığı bile yadırgamıştı.

Kaybedicek tek bir salisem bile yoktu kaçtığımı anladıkları an peşime düşeceklerine emindim daha önceden olduğu gibi.

Kendimi arabanın ön kaportasına attım ama o da beni sonradan fark etmiş oluca ki son anda frene yaptı.

Yediğim darbe canımı yakmıştı ama vücudumda kırık yaratacak kadar sert değildi. Şöför koltuğunda 20/25 yaşlarında genç bir adam fırlamıştı.

Gözlerini bedenimdeki hasar ölçmek ister gibi üzerimde gezdirmesiye ormandan patlayan bir el silah sesinin yankılanması bir olmuştu.

Ses hem kulaklarımı doldurmuştu hem de kanımın donmasına sebep olmuştu.

Genç adam şaşkınlıkla bana bakarken yaşlarımın arasından minnetle 'Noolur yardım et! beni aileme götür, yalvarırım ' diye haykırmıştım hıçkırıklarımın arasından. 'Arabaya bin' dedi aceleyle.

O da şaşırmıştı. Bana acıdığına emindim berbat görünüyordum. Gözlerim şiş, kıyafetlerim yırtık ve kollarımdaki morluklar kim bilir benle ilgil aklında neler uyanmıştı.

Burada kaldığım süre içinde zaman kavramı beynimde yosun tutmuştu.

Arabadan yardım alarak yan koltuğuna kendimi atmaya çalışıyordum fakat zorlandığımı anlamış olucak ki iri eller belimi kavrayarak bana yardımcı oldu hemen ardından yerleştirip arabanın diğer tarafına dolaşarak o da yerini aldı. 'Kemerini tak' dedi motoru çalıştırarak.

Ona minnet dolu bakışlarla bakarak ' Teşekkür ederim' diye fısıldadım ' teşekkür ederim'. Uzun zamandır ilk defa soğuk ve küfün yoğun kokusu dışında yeni bir koku duymuştum.

Bu kokuyu derin soluyarak gözlerimi kapattım ve burdan kurtulduğumda, yeni bir başlangıcın hayallerine daldım. Vazgeçmemiştim bir an bile, ne kendimden ne de geleceğimden.

KİRLİ KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin