YAKINLAŞMA

34 8 0
                                    

O gece uykum elimden alınmıştı. Zaten birkaç gündür yeteri kadar uyumuştum. Uykuya pekte ihtiyacım olduğu söylenemezdi.

O gece zihnimdeki düşünceler şimşek hızıyla cirit atıyor ve birbirlerine çarpıyordu. İçerdeki adamla yani benim sonumu getirebilicek birisiyle kader antlaşması yapmıştım sonuçlarını tartmadan.

Şimdi gitmek istesem gönderir miydi? Tabiiki hayır. Onca itiraflardan sonra bu çok zordu. Kocaman taşın altında bir tek benim elim vardı. Kanıtmalamaya söz verdiğim şeyin sonunu başını bile henüz kendim belirliyemezken ne diye kendimi öne atmıştım ki.

O geceyi uykusuz bir şekide geçirdim sabaha karşı uykuya daldığım sırada birkaç kere rüyamda zıplamıştım. Unutamadığım şeyler vücuduma etki olarak giriş yapıyordu. Sanırım bir haftalık uykumu iki günde vücuduma depo etmiştim.

Uyandığımda hala çevremdeki nesnelere alışamadan biriki defa gözlerimi yumup olanları gözümün önünden hızlıca geçirdim. Bakışlarım kapının girişinde son bulduğunda suratımda ki ifade donmuştu.

Egemen mıhlanmış bir şekilde kapının önünde beni izliyordu. Ne zamandır ordaydı? Uykumda konuşma huyum vardı ve bu yüzden fazla yalan konuşamazdım. Bu özelliğime sonsuz kez lanet etmiştim. Ama şu an ettiğim en kocamanıydı sanırım.

"Ne zamandır ordasın?" dedim yorganı üzerimden atıp sırtımı ona döndüm. Kalkıp bir banyo yapmalıydım. İzin verir miydi ki?

"Hakkımda ki düşüncelerini dile getirene kadar" dedi sesi gerçekten alaycıydı ve sesinden surat ifadesinide tahmin ediyordum.

"Hakkında mı?" elimle saçımı kavrayıp alnıma indirirken suratımda kızarmayı saklamaya çalışıyordum. Gerçekten utanmıştım.

"Hakkımda mı yoksa hakkımızda mi demeliyim bilmiyorum da bir aylık sövdün be güzelim. Bir ara hatırlatta bana bu kadar borçlu kalma." elleri cebinde bakışlarını suratıma mıhlamıştı.

Bakışlarımı hızlıca ona çevirdim. Eski hayatıma geri döndüğümde sana borcunun tamamını ödeyebileceğime emin olabilirsin"

"Para konusunda benle pazarlık yapma. Öyle birşey ihtiyacım varmış gibi mi duruyorum?"

Bu konunun daha fazla hüküm sürmesine izin vermeden konuyu değiştirmeye karar verdim. Aslında en mühim olan konumuza döndüm.

"Şu dün yaptığımız  hiddetli konuşamayı biliyorsun. Aklında herhangi birşey var mı? " bu çocukla konuşurken kendinden emin yatan suretim kayboluyor yerini konuşmayı yeni öğrenen bir zavallı çıkıyordu sanki.

"Banyoyu kullan, yatağına bırakılanı giy ve çabuk aşşağı in on dakikan var" birden eski sertliğine bürünmüştü. Soruma cevapta vermemisti. Kapıya doğru bir hamle yapıp tam çıkarken " Nereye gidicez" dedim kafamı ona doğru kaldırırken buna cevap vermesini umdum.

"Alışveriş yapıp üzerine doğru düzgün bişeyler alıcaz, bu akşam gitmemiz gereken bir yemek var ve bu yüzden bir dakika geç kalırsan yukarı çıkıp seni banyodan sabunlu sabunlu sürüklerim tabi birde çıplak" son kelimesi karşısında kanımın tamamı aynı yere toplamıştı. Neydi bu şimdi? Kanım beyaz tenimin üzerinde nasıl sırıttığının farkındaydım.

Nasıl hazırlandım bilmiyorum ama kendi evimde bir saatten önce çıkmadığım banyodan sekiz dakka da çıkmış iki dakikadada yatağıma bırakılan koyu Armany dar kot ve üzerine de lacivert gömleğimi üzerime geçirdikten sonra ayaklarımada gömleğimle aynı renk vansları giyip koşturarak aşşağıya indim.

"Hazırım" soluk soluğa kalmıştım resmen merdivenleri inerken. Saçlarım ıslaktı bu yüzden suratıma bir iki damla sıçarayan suyu gömleğime sildim.

Beni süzdükten sonra bakışları saçlarıma karıştı "Bu şekilde hiç bir yere gitmiyorsun git saçlarını kurut öyle gel" dedi sesi emir vermenin de ötesinde tona bürünmüştü.

" O kadar zamanımızın olmadığını söylemiştin" dedim kafamı umursamazcasına yan yatırırken.

"Şimdide zamanımızın olduğunu söylüyorum var mı? yukarı çık ve saçlarını kurut. Ben kurutursam emin ol yarısı elimde kalır"

Ona karşı yüzümü buruşturdum "Pekala kurutup geliyorum" dedim merdivenleri ağır ağır çıkarken ona karşı meysan okumalarım bana sert bir şekilde dönmemesini umarak.


Bilmem kaçıncı mağazaya girdiğimizde hala sevdiğim birşey bulamamıştım." Bak sabrımın ölçeğini zorluyosan çabalama kızım. Hayatımda nerdeyse ilk defa bir kadınla alışverişe çıkıyorum ve bir daha çıkmama kararı aldım" dedi sesi gerçekten sabır dileniyordu.

"Ben de çok meraklı değilim alışverişe burada doğru düzgün mağaza yok ben naapim." oldum olası alışverişe aram hiç barışmamıştı. Hep beğendiğim iki şey arasında annem tercih yapmamı istemişti benden. Küçüklükten beri sevmezdim alışverişleri bu yüzden.

Daha fazla dayanamadan kolumu sertçe kavrayıp beni bir mağazaya soktu. Ağzım ona açık bakarken yüzümü buruşturup kolumu ovuyordum cidden canımı yakmıştı.

"Ben gitmek istiyorum ya canımı yaktığının farkında mısın?" oturup çocuk gibi mızmızlana bilirdim şuan özel günümün yaklaştığını biliyordum birde bonustan daha fazla duygusal oluyordum.

"Ya kızım şimdi de otur ağla istersen sabrımı taşırmadan git dene şu elbiseleri" kollarımla avuçlarken bu kadar elbiseyi hangi ara seçtiğini düşündüm ya da rastgele almıştı.

Elime ilk gelen elbiseyi üzerime geçirdiğimde aynada kendimi görünce şok oldum. Bu elbisenin devamı içeride miydi acaba.Elbise siyah, kalçamın hemen altında biten ve arkası v şeklinde kalçama kadar inen bir kesimi vardı bu elbiseyi giymem imkansızdı.

"Giyemedin mi bir elbiseyi?" Egemen'in sesi sabırsızdı. Bu gece Haldun Acar'ın yemeğe gidicektik. Deteyları yol boyunca aklıma mıhlamıştı. Adamın ne tepki vericeğini bilmediğim için her ana hazırlıklı bir elbise almalıydım. O adamla yüzleşmak konusunda kendimi zorlasamda bunu Egemen'e kanıtlıycaktım.

"Şey bu elbisenin devamı yok mu? yani bir elbise bu kadarcık olamaz." diye seslendim kabinden.Utanç sesimi ele geçirmişti resmen.

"Dışarı çık Gece" sesinden sabrı taşmak üzere olduğunu fark edince gözlerimi kapayıp perdeyi elimle açtım ne tepki vericeğini bilmiyordum.

Bakışları yerden bacaklarıma kadar yükselirken görünen herbir tarafımın aklına kazındığına emindim.

"Ben bunu o yemekte giyemem" dedim utana kızara.

"Arkanı dön"

Kafamı yapma manasında sallasmada "dön dedim"

Pekala hiç tanımadığım adama göstermediğim nerem kalmıştı. Gözleri koyunun en konusuydu her tarafımı süzerken cidden acı çekiyordum bunu fark etmişti ki aniden kendini topladı "Diğerlerinide dene, bunu da alıyoruz"

Ayaklarımı sürte sürte kabine girdiğimde on dakika içinde lacivert elbise geçirdim üzerime. Bunun etek boyu daha uzundu, dizimdeydi ama omuzlarım açıktaydı ve göğüsüme doğru v şekinde bir açıklıktan göğüslerimin yeri oldukça belli oluyordu. Bunların hiç biri bana göre değildi ki.

Kabinden çıkarken bakışlarımı yer mıhlamıştım. Şu an o ne isterse o oluyordu ama ben bunların hiç birini istemiyordum.

On sekizinci yaşım en çok arzuyla beklediğim yaştı ama arzu ettiğim yerde değildim. Şimdi üzerimde benim ona ait olmadığımı her halükarda belli eden bir elbise taşıyordum.

Ve beni belaya davet eden davetkar bakışlar sahip bir adamın yanındaydım.

KİRLİ KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin