even if your stars align and you're light years away
i'll be the same—
saat yediydi. ağustos'un son haftasındaydık. büyük odamın verandasından içeri giren hafif sıcak rüzgar perdeleri sıyırıp geçiyordu.
alt kata indiğimde hazırlanan yemek masasına baktım ve oturdum. önümde oturan jimin'e bakışlarımı çevirdiğimde yemekten sıkılmış ifadeyle bana baktığını fark ettim. bir saat önce gelmişti ve yemeğe kalmıştı. bayan jeon yemek boyunca üniversite seçimlerimiz ve daha birçok şey için bize bir şeyler anlatıp durmuştu.
"jeongguk, birazdan uçağımız kalkıyor. kendine iyi bak. jimin, sen de tatlım."
başımı onlayarak salladım ve bezelyelerini ayıklayıp yemediğim tabağımın kenarına elimdeki çatalı bıraktım. "endişelenme, kendime iyi bakabilirim."
birkaç dakika sonra bay jeon'la birlikte evden çıktıklarını haber eden demir kapının kapanma sesini işittim. şirketin yurtdışı programları için bir ajansla anlaşmaları gerekiğini biliyordum.
büyük salona girdiğimde elimi saçlarımdan geçirdim. tutamlarının biraz uzadığını fark etmiştim. bu hali hoşuma gittiğinden kestirmeyecektim. taehyung'un saçlarımla oynamayı sevdiğini biliyordum.
"onu çağıracak mısın?" jimin'in kendini koltuğa bırakırken sorduğu şeye sırıttım ve kararsızmışım gibi kaşlarımı çattım.
yarın gece bir parti verecektim. aklımdan bir ses ev boş olduğundan eğlenmemiz gerektiğini söyleyip durmuştu ve işte, kabul etmiştim. yaz yeni bittiğinden dolayı herkes şehire geri dönmüştü ve ev epey kalabalık olacaktı.
aklımdan geçen şeyi düşündüğümde cevap olarak sadece omzumu silkmiştim. o hep aklımdaydı.
kim taehyung.—
jeon jeongguk ve kim taehyung ayrılmaz bir ikiliydi.
yakın çocukluk arkadaşlarıydılar. babaları üniversitesi arkadaşı olduğundan yakınlardı ve beraber büyümüşlerdi. yine de jeongguk onu hiç arkadaşı olarak görmemişti. bu his daha farklıydı. bir arkadaştan çok hayran olduğu biri gibiydi. fakat zaman geçtikçe bunun hayranlıktan fazla olduğunu anlaması uzun sürmemişti.
beraber büyümek başlarda güzeldi. ailecek gidilen tatiller, akşam yemekleri, gece yatıları ve ilk öpücüğü birbirine vermek gibi anlar tatlı ve önemliydi. iyi çocukluk anılarına sahiplerdi ve bu yönden şanslıydılar.
gittikleri kurslar ve özel derslerde jeongguk, taehyung'a imrenirdi. bu kıskançlık gibi bir duygu değildi. hep onun gibi olmak isterdi. ne kadar yetenekli olursa olursa ve iltifat alsada onun gözünde omega tekti. tıpkı bir prens gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fallen star
Fanfictionsabah olacağını bilsem bile senin gökyüzünde bir yıldız gibi kalmak istiyorum. friends to lovers omegaverse texting/düzyazı