{6} Felaketin ilk günü

125 35 60
                                    

Artık bi kaç gündürkü Koçovalı brohters ve Salih Vartoda kalıyodu , sevkiyyatı düzenliyolardı , başka eve gitmek istemiştiler ama Vartolu Salih ağa onlara izin vermemişti bu yüzden hala Vartolu Salih babanın evinde kalıyolardı

...

Salih ve Kahraman bi çaycıda oturmuşlardı sohbet ediyolardı

Kahraman "Sen böyle durgun olmazdın genelde , ne bu sessizlik şimdi?"

Salih "Bilmiyorum" der bi kaç saniye durduktan sonra devam eder
"Şey gibi hiss ediyorum ... Ha buldum Kara delik gibi"

Kahraman gülüp
"O ne alaka?"

Salih "Duygularım çok anlamsız ve karıßık , bu karışık duygular bi boşluk hissi yaratıyo bende"

Kahraman "Günlerdir alem yapamıyoruz ondandır"

Salih gülümseyip
"İdris baba Vartodayken onu yapmamızı yasakladı , "unutma" derim "

Kahraman "Zaten o yüzden duruyom yoksa bana zaman mekan koymaz"

Bi süre daha sessizce çaylarını yudumlarlar , sessizliği ilk bozan Salih olur

Salih "Bide çok kötü bi his var lan içimde"

Kahraman "Ya takma Mihriban hanımı artık , kadını her gördüğünde anne özlemin firar ediyo gözlerinden"

Salih "Öyle değil ... Yani o da varda neyse konu o değil "

Kahraman "Konu ne"

Salih "Sanki bi felaket olcakmîş gibi bi hiss var içimde , bi şey olucakta tüm hayatım mahv olucakmış gibi"

Kahraman "Seliminde dediği gibi "pozitiv düşün" "

Bu sırada Yamaç gelir ve Salihe boynundan sarılıp
"Napionuz?"

Salih "Asıl sen ne yapıyon benim ensemde?"

Cumali ve Selimde geliyodu , uzakta olan Selim yüksek sesle
"Yamaç bide öpseydin malum pozisyonunda uygun"

Cumalinin kıkırdaması Salihin sinirlenmesi aynı anda oluyoken Yamaç
"Neden olmasın ki" diyip Salihin ensesine derin bi öpücük bırakır

Salih Yamaçın elini boynundan atıp ensesini ovalarken
"Sende gömülmeye bahane arıyon ha" der sinirle

Yamaç gülüp
"Abi bize 3 çay" der

Cumali "Biz çalışalım bu bebe ve yanındaki eşek herif keyif sürsün"

Salih "Abi olur mu öyle şey biz de çalışırdıjta işte siz varken ve bizden daha iyiyken bize ne gerek var dedik"

Cumali "Tamam kes" der ve goygoya geçerler artık

...

Çukuru kara bulutlar sarmîştı , anlaşılan gece çok yağmur yağıcaktı , bulutlar aceba bu kez kim için ağlamaya hazırlanıyodu bu kadar derinden derinden

...

Akşam Vartolu Salihin evinde tatlı sohbet giderken yemek sofrasına geçiliyodu

Salih gömleğinin kollarını hafif yukarı katlamıştı bu sırada altın saatinin yanındakı altın 'Salih' bilekliği çarpar Ağanın gözüne

Vartolu Salih "Aynısından bendede vardı" diyip yüzünü kızına dönerek
"Hatırladın mı Mihribanım?"

Mihriban Salihin koluna bakıp
"Evet evet vardı" der

Salih gülümseyerek kolundaki bilekliğe bakarken Yamaç
"Peki ya sizinkine ne oldu?"

Vartolu Salih
"Kızımdaydı bana sinirlenip gittiğinde yanına almıştı ama döndüğünde yoktu artık bileklik"

EMMİ'NİN OĞLU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin