Bölüm 1:Yasak Kasaba

53 5 1
                                    

Tony henüz birkaç gün önce aldıkları beyaz çarşafı işkence görüyormuş gibi sıkıyordu alnında ter damlaları oluşmuş ve saçları hafif ıslanmıştı.Bu çarşaflarda diğerleriyle aynı kaderi paylaşıp yırtılacak gibi duruyordu ama bu onun suçu değildi ki sonuçta insan rüyalarını kontrol edemezdi.

Buraya geldiklerinden beri bu iğrenç kabuslar peşini bırakmıyordu Tony kendine sürekli bunun suçluluk duygusu yüzünden olduğunu söylesede kabuslar anlık flaş patlamalarına benzemelerine rağmen bir o kadar da gerçek hissettiriyordu ne yazıkki bu günlük yaşantısındada oldukça gergin ve ürkek olmasına yol açıyordu.Bu seferki rüyanında diğerlerinden bir farkı yoktu önce herşey normal başlıyordu.Annesiyle birlikte gözünün görebildiği yere kadar ağaçlar ve çalılarla dolu bir ormanda vendigo avında elinde 45 lik bir Magnum la koşturmak ne kadar normalse tabi ama sonra birden ağaçlar,çalılar,taşlar,annesi hepsi bütün rüya alemi ayakları altından kayıyor ve anlık görüntülere dönüşüyordu daha önce hiç görmediği bir kadın kafasında kapıları açıyor onu rasgele anılar içinde sürüklüyor bazılarını hatırlasada bazıları bebekliğine aitti kadın bunu yaparken oldukça canını yakıyordu dahada kötüsü kasten canını yakıyor gibi hissettiriyordu ama bu sefer diğer rüyaların aksine uyanmadan saniyeler önce kadın kafasını ona çevirdi köşeli bir suratı vardı ama duman gibi dağınık duruyor ve tamamen seçilmesi imkansız duruyordu genede Tony kadının oldukça güzel olduğu fikrine kapılmıştı net seçilebilen kor gibi turuncu ve parlayan gözlerini onun gözlerine dikip "yakında görüşürüz tony" dedi bütün karanlığı yakıp Tony yi uyandıran sesiyle.Sonrası sizinde tahmin edebileceğiniz gibi çığlık atarak ve ter içinde bir uyanış.

Sera abisinin çığlığı üzerine önce yerinde sıçradı sonra gözlerini devirip mutfaktan bağırdı "gene mi kabuslar?bunun için bi doktora falan gitmen gerekecek hadi gel sosisli aldım".Tony yatakta yavaşça doğrulup gözlerini kaşırken içinden 'cidden mi? Kahvaltı için sosisliler mi? Ben annemi özledim' diye geçirdi ve Dione bunu dile getirdi tabi annemi özledim kısmı dışında.Sera ise mavi gözlerini ona dikti ve "onu kaçmayı kabul etmeden düşünecektin hayatım mutfakta büyümedim ben size kahvaltı falan hazırlayamam " dedi ve hardala batırılmış gibi duran sosislileri masaya koyup gri sandalyeyi çekip oturdu gözüne kestirdiği bir tanesini alıp ağzına tıktı.

Sera çok güzel ve zarif bir bedene sahipti ince bir bel parlak saçlar pürüzsüz bir yüz ama ruhu kesinlikle bununla eşleşmiyordu yemeğini elle yer ve genelde kaba konuşurdu küçük kardeş olmasına rağmen Tony ye kabadayılık taslaması ise cabasıydı yada belki sadece Tony fazla nazik olduğundan ona öyle geliyordu.

Yataktan çıktıktan sonra paytak ve sallanan adımlarla küçük lavaboya girmiş ve kenarları hafif paslanmış olan musluğu açıp ellerini kap gibi kullanarak yüzünü soğuk suya soktu bir yandanda rüyasını düşünmüştü ister istemez 'acaba deliriyor muyum' fikri yavaş yavaş içinde yer ediyordu.Beyaz saçlarını eliyle arkaya attı ve bebek mavisi pijamalarını düzeltip son kez aynaya bakıp kendine "birşeyin yok koca bebek" diye fısıldayıp yavaşça içeri geçti.Sera sosislisini hızla yerken Dione de ona eşlik ediyordu.Tony ise evin kalan kısımları aksine yeni duran buzdolabının kapağını açtı ve bomboş duran parlak raflar arasından yarısı dolu süt kutusunu çıkartıp kendine büyük bir bardak doldurdu mutfakla bitişik olan oturma odasına geçti ve sütten bir yudum alıp gözlerini üzerinde gazeteler olan masaya dikti ve düşünmeye başladı.

Sera konuşurken herşey o kadar kolay ve mantıklı gelmiştiki hayır demek içten bile değildi ama sanırım yalnız yaşamak o kadarda kolay bir iş değildi şimdilik barda hile yaparak yada birkaç sarhoşun cüzdanlarını aşırarak karınlarını doyurup kirayı ödeyebilirlerdi ama eninde sonunda bir iş bulmaları gerekiyordu.Sera okul fikirine karşı oldukça soğuktu Dione ise 2 yaşında konuşmuş bir kızdı ve henüz 16 olmasına rağmen üniversiteden mezun olmak için uğraşıyordu uzun lafın kısası o ailedeki dahi idi dolayısıyla kızların ikisi çalışmayı planlasalarda Tony nin aklında liseye gitmek vardı son sınıfa gidip liseden mezun olmak istiyordu hem kasabanın yerel liseside oldukça güzeldi.Bu kasaba biraz garipti yani bir kasaba lisesinin neden havuzu olurki burası resmen refah içinde yüzüyor ama internette hakkında birkaç satır yazıyordu içinden 'belkide avcı günlüklerinde yazılanları dinlemeliydik' diye geçirdi.Grubun içinde erişkin olan tek kişi yani kendisiydi yani kendine kayıtta olabilirdi.Sütünden büyük bir yudum daha aldı ve vucudunu kararlı bir şekilde kızlara döndürdü "Sera ben liseye kaydolmak istiyorum" dedi.Sera ise ağzının kenarındaki hardalla bir süre boş boş ona bakıp kıkırdadı "ne yani cidden mi?okula mı gitmek mi istiyorsun?zorunda değilsin bir kafede falan çalışabilirsin" dedi.Tony ise somurtup kaşlarını çattı "benimle dalga geçme gerçekten okula gitmek istiyorum senin aksine ben dersleri gerçekten dinliyordum en azından orda başarılı olduğum şeyler vardı" dedi.Dione ise kahverengi saçlarını kulağının arkasına aldı ve hafif bir tebessümle ona dönmeden konuştu "derslerin yarısında camdan beden dersindekileri kesiyordun Tony" diyince Tony eline geçirdiği ilk yastığı ona fırlattı Dione ise ondan beklediği gibi arkasına bakmadan elini savurarak yastığı yakaladı ve geri yolladı.Tony ise kollarını bağlıyıp somurtarak koltuğa gömüldü "ne derseniz deyin ben liseye gidiçem kendi başımın çaresine bakarım" dedi.

Evi eşyalı bir şekilde kıralamışlardı ama ne televizyon nede bulaşık makinesi vardı telefonlarının ise hatlarını kırıp atmışlardı yani sadece evde oldukları sürece internette takılabiliyorlardı buda bütün gün koltuğa gömülüp evde oturan 3 genç manasına geliyordu.

Tony telefonunun kabını çekiştirirken bir yandanda okul için gerekli şeyleri düşünüyordu birkaç defter,kalem tabi bunlar içinde çanta pekte çetrefilli bir iş değildi ve eğer umduğu gibi olursa okul kafasını dağıtıcak ve şu iğrenç kabuslara artık son verecekti.En sonunda çekiştirdiği yerden bir parça kopunca telefonunu yanında duran prizdeki şarja taktı ve ayağa kalkıp duvarları enochian sembolleri ve şeytan kapanlarıyla dolu odasına geçti.

Birkaç dakika dün yerleştirdiği dolabının önünde dikildi sonucunda siyah bir kot ve düz beyaz bir tişört çıkartıp banyoya girdi hiçbir zaman giyinmek ve ayna için saatler harcayan bir tip olmamıştı her zaman bir parça garipti mesela her banyoya girdiğinde vucudunu yaksada sıcak suyun altında dakikalarca dururdu.Çıktıntan Kapının arkasında asılı duran beyaz bornozunu giyip odasına döndü ve saçlarını havluya kurulayıp bir tokayla arkada topladı.Kıyafetlerini alıp hızlı bir şekilde üzerine geçirdi ve cüzdanını alıp hem gıda hemde okul eşyaları için alışverişe çıktı.

Insanın 1,5 hafta önce geldiği bir kasabada alışverişe çıkması kadar kötü bir şey yoktu . Bilmediği bir yolda ilerlerken Tony , karşısına çıkan herkese sorular sormuştu , cevaplar hep aynıydı ama bilgisizlik ve son günlerde yaşadığı anormal şeyler onun markete gitmesine engeloluyordu. Sadece bir market , sonunda marketi bulduğunda reyonlar arasında kaybolmadığına şükretti. Gerekli olan her şeyi aldı , kendine Göre gerekli olup , kızlara göre saçma olan okul malzemelerinide . Okulu kafasına koymuştu, ve hayatında ilk kez istediği bir şey elde etme Mutluluğuyla marketten çıktı.Daha büyük bir sorun başlamıştı ; eve giden yolu bulmak . Poşetler parmaklarını kesicek gibiydi , kaslarının yandığı hissetti . Kasabanın içinde daireler çiziyor gibiydi -ki çizdiğine emindi- Yine insanlara yolu sorarak eve ulaşmıştı.Kolunu ve elini hissetmiyordu . Yığınla poşetle dengede durmaya çalışarak.Görüş açısına giren eve doğru adeta sürünüyordu kapıya ulaşıp burnuyla zile bastırdığında önce ayak sesleri geldi ve ardından kapı açıldı kızlar ilk ona ifadesiz bir şekilde baksana sonra poşetleri görünce heyecanla gülümseyip acıyan kollarından çekerek mutfağa götürüp poşetleri tezgaha koydurtup poşetlere saldırmaya başladılar.

Tony ise kızların bir öküzü parçalayan sırtlanlar gibi poşetleri karıştıran elleri arasından okul için aldığı şeyleri çekip aldı ve kontrol etti eksiği olmadığından emin olunca ise gülümsedi ve "kızlar bunları yerleştirirsiniz değil mi? Size güveniyorum" deyip odasına gitti ve dolabın üstüne attığı omuza asılan sarı çantayı parmak uçlarında yükselip aldı biraz eski görünsede hoştu Tony gülümsedi ve eşyaları içine atıp çantayı kapıya astı.Suratında bir gülümsemeyle odaya döndü kızlar aldığı malzemeleri yerleştiriyordu "her hafta başka biri alışverişe çıkar bi sıra oluştururuz" dedi Dione Sera ise araya girip "neden sürekli Tony yi yollamıyoruz nede olsa beyefendi çalışmak istemiyor" dedi.Tony gözlerini devirip "çalışmak istemiyorum demedim okuldan sonra yarım günlük bir yerde çalışırım restorant yada bar gibi falan" dedi.Sera birden ona döndü gözleri parıldıyordu "bar mı bu harika olur hem bizide içeri aldırır bir şeyler ısmarlarsın" dedi neşeyle Tony ise ağzının içinde "tabi tabi" diye homurdandı.En azından artık burada nasıl yaşayabileceklerini anlıyordu bir adım öne atıp kızlara abilik yapıp plan kurması gerekiyordu.

Untold WitnessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin