--jisung--
Sabahın köründe çalan alarmın o itici sesiyle yetimhanede boş bir gününe daha uyandım.
Bu yetimhaneye geldiğimden beri aynı odada kaldığım için odadaki mobilyalar oldukça eskiydi, nereye ellesem elim toz oluyor, çekmeceleri çeksem kulpları elimde kalıyordu.
Ve bu her başıma geldiğinde "keşke şu lanet yerden bir an önce kurtulsam" diyordum.
12 yıldır buradaydım, ben daha günlükken Soo-ho adında bir ajusshi beni çöpün kenarında bulup eve getirdikten sonra bakmaya başlamış, resmi olarak beni oğlu yapmamasına rağmen 10 yaşıma kadar onun yanında büyüdüm.
Ben 10 yaşına girdiğim zaman o kalp yetmezliğinden hayatını kaybetti ve yetimhane ve okul hayatım başladı. Hayatımda hep ailenin nasıl bir duygu olduğunu bilmek isterdim ama bu duyguyu asla tadamayacağımın ben de farkındaydım.
Yetimhaneye evlatlık çocuk almak için gelen çiftler genelde hep küçük yaştaki çocukşarı alırlardı.benim yaşım ise yetimhanedeki çocukların genelinden büyük olduğu için gelenler asla bana bakmazdı bile.
14 yaşıma geldiğimde ise hayatımın ışığı olabileceğini düşündüğüm bir adam beni sahiplenmek istediğini söyledi. Beni evlatlık aldığı zaman her şeyin çok güzel olacağını ve hayatımın geri kalanında mükemmel bir hayatımın olacağını düşünürdüm. Ama tam tersi oldu...
Beni evlatlık alan adam ben eve ilk geldiğim günden itibaren beni dövmeye ve şiddet uygulamaya başladı. İlk başta belki sevgisini gösterme yolu budur diye düşünmeme rağmen sonradan onun için sadece bir sinir atma oyuncağı olduğumu öğrenince evden kaçtım ve yetimhameye geri dönüp durumu anlattım.
Vücudumda çokça morluk ve dayak izleri olduğu için herkes bana inandı ve o adamı hapse attırmayı başardık. Peki bundan sonra ne olacaktı?
Biri beni evlatlık aldığı zaman hayatım daha mükemmel mi olacaktı yoksa hayatımın sonuna kadar bu pasaklı yetimhanede mi kalacaktım? Bunu düşünmek bile o zamanlar canımı yakıyordu ama okul ve sınavlarıma odaklanmak zorundaydım
Sonuç olarak şu an 22 yaşındayım ve hala yetimhanede hayatımı sürdürüyorum, korkarım ki hayatımın geri kalanı da bu iğrenç yerde geçecek...
22 yaşıma kadar şu yerde barındım, karnımı doyurdum ve uyudum ama bu bana asla yetmedi. Bana sevgi lazımdı, çok merak ediyordum bu duyguyu, kimde görsem imreniyordum.
Yüzümde tek bir mimik bile kalmadığının farkına vardığımda, gülmeyi dahil unuttuğumu fark ettiğimde her şeyin bitmiş olduğunu varsaydım.
Hayatımda küçücük bir umut kırıntısı bile kalmamıştı benim için. 18 yaşıma geldiğimde bana dışarı çıkma hakkı vermişlerdi ama ben nerede, nasıl kalacağımı ve karnımı nasıl doyuracağımı bilmediğimden yetimhaneden dışarı çıkma riskine hiç girmek istememiştim.
Hayatımda büyük bir boşluğumun olduğunu fark ettiğimde o boşluğu hobilerimle doldurmak istemiştim. Hobilerimin ve yeteneklerimin henüz ne olduğunu bilmediğim için bütün aktiviteleri denedim.
Şuana kadar bana en iyi gelen ve en iyi yaptığım şeyin resim çizmek olduğunu fark ettiğimde resme yöneldim. Balıkları çok sevdiğimi öğrendim ve dışarı çıktığımda odama küçük bir balık ve çizim defterleri aldım.
Hayatımı azıcık da olsa kendimce renklendirmeye çalıştım
Resim yapmak çok hoşuma gitmeye başlanıştı ve bunu sürdürmeye karar vermiştim. Artık durmadan resim yapıyor, kendime çizim defteri yetiştiremiyordum.
Ne yapsam, ne yesem onu çiziyor, balığımla konuşup ona içimi döküyordum.
Bunlar bana yeterdi. Elimde olan bu şeylerle hayatımı devam ettirmeye hazırlamıştım kendimi. Ne olsa üzülmeyeceğime ve elimdekilerle yetineceğime yemin etmiştim.Arada yetimhaneden çıkıyor yakınlarda olan resim sergisine ve akvaryuma gidip kafa dağıtıyordum. Haftada 2 gün sergiye 2 gün ise akvaryuma gidip kafamı dinliyordum.
İyiydi bence hayatım, kafa dinliyor, özgürce takılıyordum.şuanki halimden oldukça memnundum.
Yetimhanede ise her gün biri gidip başka biri geldiği için tanıdığım kimse kalmamıştı. her gün aynı rutin ve aynı aktivitelerle 22 yaşıma gelmiştim artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love exhibition ♡ minsung
RomanceNeredeyse doğduğundan beri yetimhanede büyüyen Jisung, en sonunda hayatında kimsenin olmadığı ve yanlızlığından sıkılan Minho'nun sayesinde geri kalan hayatı değişir...