"yasadiklarin icin uzgunum, ama eger izin verirsen sana daha iyi bi hayat yasatabilirim."
ne yani,bana acimamis miydi? ne demek istedigini bile tam anlamamisken ona anlamsiz gozlerle bakiyordum.
"diyorum ki, eger istersen yanima tasinabilirsin ve sana arkadaslik edebilirim. Cok tatli ve masumsun, su an ki hayatindan cok daha iyi bi hayat hak ettiğini düşünüyorum"
Dedigi ile donmustum, gozlerimin doldugunu hissediyordum. Yillar sonra ilk defa sevgi goruyordum, gercekten ciddi miydi?
"C-Ciddi misin?"
Utandim, zaten dolan gozlerim ile bir de kekeleyince kendimi cok rezil hissettim. Goz yaslarimi hızlıca sildim ve tekrar ona baktim, akvaryumdaki balıklar ve sergideki resimler disinda bi arkadasim mi olacakti?
Elini yanagima getirdi ve oksadi, dokunusu cok yumusakti, sanki ben incitmemek icin ugrasiyordu.
"Evet, ciddiyim. luks bi evde yasiyorum, hem de zaten koca evde tek basima yalniz hissediyordum. seni zorlamış gibi görünmek istemem ama eger yanima tasinirsan da fena olma-"
Tam o an koca bina benim zırlamamla irkilmişti.
Yanlısıkla avazım çıktığı kadar ağlamaya başlamıştım,dolayısıyla kafedeki herkes bu tarafa bakmaya başlamıştı, özellikle beni ağlattığını düşündükleri Minhoya dik dik bakıyorlardı.
Minho da bundan rahatsız olduğundan beni susturmaya çalışıyordu, ama ben niyetimden vazgeçmeyip ağlamaya devam ediyordum
O ise son çare olarak kafamı tutup göğsune doğru çekti ve saçlarımı okşamaya başladi.
Susup bu anın tadını çıkarırken aklıma ortamda ne kadar rezil olduğum geldi ve tuvalete gitmek istediğimi söyleyip yerimden kalktım, utançtan kafenin içinde depar atarken minho da yavaş yavaş atkamdan geliyordu.
Bir anda arkamı dönüp "beni kapıda bekle hemen geleceğim" diyerek bir dipnot bıraktıktan sonra kendimi bir tuvalete kitledim ve çıldırmaya başladim, az kaşsın kafamı duvara vurup beyin kanamasından gidecektim.
O kadar utanmıştım ki bunu neden yaptığımı sorgulayıp durdum, aklıma olay yerinden kaçmak geldi ve planıma sadık kalıp kafeden kaçmaya çalışacaktım.
Kabinden çıkıp baktığımda minho tuvaletlerin dış kapısının önünde telefona dalmış olduğunu farkettim ve bunu bir fırsat bildim ve hızla kaşıya koşmaya başladım, o an koşmamla minhonun beni farkedip etmediğini göremedim.
Yolda saçım başım dağınık sefil bir halde evime doğru ilerlerken ben hala utancımdan sokakta değişik hareketler uygulamaya başlamıştım bile, insanlar gelip geçip bana bakıyor, bu salak be yapıyor diye düşünüyorlardı.
Haklılardı da,
" ne yapıyorum ben şuan allah aşkına? Olan çoktan oldu ve şuan geçmişe etki edemem, tek yapmam gereken olayları kabullenme-"
"Olaylar... Minhonun bana onun evinde yaşamayı teklif etmesi... ONA CEVAP VERMEYİ UNUTTUM"
Eve derken yol boyu benim ne mal olduğumu düşünüp içten içe kuduruyordum.
"BEN NE MALIM ABİ YA OFFF"
O değil de ben şimdi bu çocuğun teklifini kabul edersem hayatımda acaba ne gibi değişiklikler olacaktı? Sıkıcı hayatım değişirdi, bana sahip çıkan biri olurdu, kirli ve paslı mobilyalardan çok yepyeni mobilyalarım olurdu, güzel ve çeşitli yemekler yerdim...
O teklifi asla kabul etmemeliydim, bunları ilk defa göz önüne alarak sağlıklı bir şekilde düşündüğümde akıl alacak gibi gelmiyordu, eğer şimdi bu teklifi kabul etsem hayatım belirli bir düzene girecek miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love exhibition ♡ minsung
RomanceNeredeyse doğduğundan beri yetimhanede büyüyen Jisung, en sonunda hayatında kimsenin olmadığı ve yanlızlığından sıkılan Minho'nun sayesinde geri kalan hayatı değişir...