Bu akşam. Bu akşam George'u hayatının en güzel buluşmasına çıkaracaktım. Ama okuldan sonra olduğu için oldukça hızlı olmam gerekiyordu. Ben mekan ile ilgilenirken çocuklar bana süslemeler getirecek ve bende etrafı süsleyecektim. Okuldan çıkmama yirmi dakika vardı.Görev dağılımını yapmıştım. Tek yapmam gereken Karl ile birlikte mekana gitmek ardından da çocukları beklemekti. George'un hiçbir şeyden haberi yoktu. Onunla Larray ilgilenecekti.
Bugünün hayatının en güzel günü olmasını istiyordum. Randevunun bitiminde ona düzgün bir şekilde sevgili olma teklifi edecektim. Onsuz geçirmek istediğim bir gün bile yoktu çünkü.
Sınıfta elimdeki kalemi çevirirken bakışlarım ona kaydı. Tahtada kavrayamadığım bir şeyler anlatan öğretmeni dikkatle dinliyordu. Anlamadığı yerlerde kaşlarını çatıp dudaklarını ısırıyordu. Bu bence dünyadaki en tatlı şeydi.
Ona baktığımı fark etmesin diye bakışlarımı çektim ama başka birinin bakışlarını üzerimde hissetmemle arka çaprazıma döndüm. Quackity her zamanki gibi alaycı bakışlarıyla bana bakıyordu. Gözünü kırpıp kaşlarını havaya kaldırdı. Bu hareketine gülüp önüme döndüm.
Sonunda ders bitince hazırladığım davetiye mektubunu George'un çantasına koydum. Ardından Karl George'a bir şeyler geveleyip yanıma geldi.
"Eve gidiyor. Hızlı olmamız lazım hadi." Karl elimi tutup arabasına ilerleyince peşinden gittim. Gideceğimiz yere bizi o götürüyordu.
Ben telefondan çocukların işleri yapıp yapmadığına emin olduktan sonra içim biraz daha rahatlamıştı.
"Geldik." Kafamı telefondan kaldırdığımda geldiğimiz yer gördüm. Burayı sevmesine şaşmamalı. Oldukça güzel bir yerdi. Sahile yakındı. Ağaçların arasında küçük bir yerdi ama huzur doluydu. Ortada mavi, parıldayan bir göl, etrafında yemyeşil ağaçlar vardı. Şimdiden ne yapacağım aklıma doluşuyordu.
George'a onu nerede beklediğimle ilgili ipucu vermiştim. Saat sekizde burada olması gerekiyordu ve saat şu an beşti.
Altıya doğru çocuklar gelmiş ve etrafı süslemeye başlamıştık.
////
Okuldan eve geliş oldukça sessiz geçmişti. Larray arabayı sürerken sinsice sırıtıyor, aynadan bana bakıyordu. Niye bakıp durduğunu sorduğumda beni geçiştiriyor ve sırıtmaya devam ediyordu.
Eve geldiğimizde o da benimle gelmişti. ''Çantanı bir açsana.''
Kaşlarımı çatıp kapıda dikilen arkadaşıma baktım. ''Niye?'' İçeri girip omzumdan çantamı aldı ve fermuarını açtı.
''Kalem lazım. Kalem kutunu versene.'' Çantayı bana uzattı ardından. Ne yapmaya çalıştığını sorgulayamayacak kadar yorgundum. ''Kendin alsana beni niye uğraştırıyorsun?''
Odama geçip şifonyerin üzerindeki ilaç kutumu aldım. Larray beni takip ediyordu. İlacı içerken Larray'in çantamı yatağa döktüğünü gördüm. Ardından ''Aa bak burada ne varmış! Kim sana mektup yazmış acaba?'' diyerek yanıma geldiğini gördüm. Mektubu bana uzattı. ''Açsana.''
Gözlerimi devirdim. Yine ne oluyordu acaba? Bir günüm olaysız geçmiyordu. ''Ver bakayım.'' Ne olduğu hakkında hiç bir fikrim olmadığı mektubu açıp yazanları okudum. İlk başta anlamadım. Çünkü hangi salak ''Slip mayonu al ve benimle sonsuzluğa uzanan, yıldızların altındaki gölette buluş.'' diye bir mesaj bırakırdı ki? Sanırım biliyorum. Benim salağım.
Göleti anladım da slip mayo ne alakaydı? Kendi kendime kıkırdayıp dolabımı karıştırmaya başladım. Mesaj aklımda dönüp dururken hazırlanmaya başlamıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/340821570-288-k764833.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vasıfsızlar Derneği
HumorDream SMP Texting Mainly DTQK+ Twins duo + Clingy duo Kitap George ve Wilbur'un çirkin olaylarından önce yazılmış ve yayınlanmıştır. Yeni bölüm gelmeyecek. Kitap yayından kalkabilir.