PastırmaÖrdek:
techno
musait misin konusalim birazPastırma:
Hayda|
Şimdi mi konuşasın tuttu|
MüsaitimÖrdek:
tamam o zaman
müsaitsen asagi iner misinPastırma:
Geldin mi kiÖrdek:
tam iki saattir kapinda dikildigimi bilmesen de olur|
gelmek uzereyim in senPastırma:
Tamam
////
Techno'nun inmesini arkasına saklandığım ağaçtan izliyordum. Onu beklediğimi düşünmesin diye geldiğini gördüğüm anda ortama yeni girmiş gibi davrandım ve yanına gittim. Saçlarını yeni pembeye boyamış olmalıydı ki rengi henüz akmamıştı. Bir yıldır saçı pembeydi. Ne kadar yıprandığını ve değiştirmek istediğini söylerse söylesin bir türlü boyamaya gönlü el vermiyordu. Ben de pembe saçlarını çok seviyordum.
Kırmızı kazağı ve kot pantolonuyla karşımda duruyordu. Yüzünde sıkıntılı bir ifade vardı bunu da konuşacağımız konuya bağlamaya karar vermiştim. Ortamı yumuşatmak için "Günaydın." diyerek gülümsedim.
Aramız hiç bu kadar gergin olmamıştı daha önce. Buna alışık değildim. "Yürüyelim mi biraz?"
Kafasını sallayıp "Olur." dedi ve böylece yürümeye başladık. Konuya direkt olarak girmek istiyordum. Çünkü lafı gevelemeyi sevmezdim. Beni öptüğünde bunu gerçekten yapacağını düşünmemiştim. Çünkü biz hep bu konuda şakalaşırız. Dolayısıyla bu biraz garip olmuştu.
Her neyse. Beni öptüğünde sanki gözlerim açıldı gibi oldu. Sanki yıllardır gözümün önünde olan şeyi yeni görmüşüm gibi.
Ama biz arkadaşız. Birbirimizi bebekliğimizden beri tanıyoruz. Annelerimiz biz doğmadan önce bile en yakın arkadaşlarmış. Yani kaderimiz beraber olmakmış diyeceğim ama bu biraz uçuk olacak.
Çocukluğumuzdan beri aramızda hep özel bir şey olduğunu hissediyordum ama o özel şeyin aşk olabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Onu ne zamandan beri sevdiğimi inanın bilmiyorum. Ama ortaokulda Techno bir kızla çıkmaya başladığında onu o kadar kıskanmıştım ki kızla onu ilişkilerinin ikinci gününde ayırmıştım.
Bunu neden yaptığımı o zaman anlamamıştım ama şu an anlıyordum. "Konuya direkt gireceğim. Zaten beni tanıyorsun." Bunu dediğim anda Techno'nun gerildiğini hissettim. Ona bakıp devam ettim. ''Aramızın bozulmasını istemiyorum.'' Gözlerini benden kaçırıyordu. Eğer onunda benden hoşlanıp hoşlanmadığını bilseydim işim daha kolay olurdu. Ama benden hoşlandığını sanmıyordum. Erkeklerden hoşlanıp hoşlanmadığını bile bilmiyordum ve sözde onun en yakın arkadaşıydım. Hissettiğim duygunun tek taraflı olmasının kalbime verdiği sızıyla devam ettim konuşmaya.
''Aramızın bir öpücük yüzünden bozulmasını istemiyorum. Bir öpücük için on sekiz yılı çöpe atmaya hazır mısın gerçekten? Ben değilim.'' Ne düşündüğünü anlamak için yüzüne bakıyordum ama sanki bir şeyler saklıyordu ve kendini geri çekiyordu. ''Bir anlık olan bir şeyden dolayı uzaklaşmayalım birbirimizden çünkü-'' Nefesim boğazımda takılırken yutkunup devam ettim. ''Çünkü ben bunu yapamam. Seni bırakamam. Sende beni bırakma.''
Techno sonunda bana baktığında gözlerinde yaşlar olduğunu gördüm. Onu ne zaman ağlarken görsem benimde gözlerim dolardı. Şimdi olduğu gibi. ''Hey, n'oldu? Ağlama ama.'' Durup yüzünü avucum içine aldım ve gözlerine baktım. Boyu benden uzun olduğu için yukarıya doğru uzanmak zorunda kalıyordum.
''Çok zor.'' Dudaklarının arasından mırıldandığını duydum. ''Ne çok zor?'' Ağladığından dolayı yanakları ıslanmış, yanakları ve burnu kızarmıştı. O kadar tatlı görünüyordu ki kalbim bu görüntüyle göğsümden çıkacakmış gibi atmaya başlamıştı.
''Bu kadar yakınımda olmana rağmen bir o kadar uzak olman.'' Elleriyle yanaklarında duran ellerimi tuttu ve indirdi. Ne demek istediğini anlamamıştım. Ama onu bu kadar kırgın görmek kalbimi ağrıtıyordu. Bakışları elimi tutan ellerine kaydı ve ardından konuştu. ''Seni bırakamam ki. Benim diğer parçamsın sen.'' Buna karşı gözlerimdeki yaşlarla gülümsedim. ''Tabi oğlum ne sandın. Beni kimse bırakamaz zaten.'' İşi şakaya vurmamla gülümsedi. Saçma bir öpücük yüzünden aramızın bozulacağını düşününce ikimizde çok korkmuştuk. Ağlaması bu yüzden olmalıydı.
Saçma bir öpücük.
Techno'nun telefonunun çalmasıyla elini cebine götürüp telefonu açmasını izledim. Arayan Dream olmalıydı. Telefonumu çıkarıp saate bakınca buluşma saatine on beş dakika olduğunu gördüm. Techno konuşmayı bitirince bana baktı. ''Hadi gidelim.'' Koluna girip gülümsedim ve böylece yürümeye başladık. Onu az daha olsun kaybedecek olmamın korkusunu bir daha yaşamak istemiyordum.
Hepsi o saçma öpücüğün yüzündendi. Saçma öpücük.
////
Kısa bir bölüm oldu. Pek içime sinmedi ama yayınlamam gerekiyordu. İyi okumalar<3
![](https://img.wattpad.com/cover/340821570-288-k764833.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vasıfsızlar Derneği
HumorDream SMP Texting Mainly DTQK+ Twins duo + Clingy duo Kitap George ve Wilbur'un çirkin olaylarından önce yazılmış ve yayınlanmıştır. Yeni bölüm gelmeyecek. Kitap yayından kalkabilir.