Bölüm 12 : İsmin gibi hayat parlak, farkında değilsin.
Yoongi, uyku mahmuru bir şekilde koltuğunda otururken Taehyung'un çöplüğe dönmesine az kalmış evinde yüzünde anlamsız ifadelerle eşyalarına baktığını görüyordu. Onun hala evinde ne aradığını ve neden evini toparladığını anlamıyordu. Ama uzun zaman sonra gerçek biriyle özellikle âşık olduğu biriyle kamera olmadan seviştiğinden dolayı uyuşmuş hissediyordu.
"Evimi rahat bırakmaya ne dersin?"
Yoongi, sonunda konuşabildiğinde Taehyung'un bir parça olan eteğine bir bakış atıp diğer bir parça eteklerin yanına gönderdiğini gördü. Bazı kıyafetleri poşetten bile çıkmamıştı.
"Bence ne yaptığının sen bile farkında değilsin"
Çöpleri poşetine koyarken konuştu Taehyung. O kadar çok hazır yemek paketi vardı ki Yoongi, mutfağı kullanmayı unutmuş duruyordu. Yoongi bütün borcunu götü sayesinde ödedikten sonra kazandığı parayla biraz açılmıştı hepsi bu. Yoksa hala banka hesabı doluydu.
"Temizlenmesini istesem temizlikçi tutardım"
Taehyung, elindeki dolmuş poşeti diğer poşetlerin yanına fırlatırken ona ciddi misin bakışları atmıştı. Yoongi, dudağını yukarı büküp omuzlarını indirip kaldırdıktan sonra koltuğun üzerindeki ayıcığını alıp ona sarılırken yana doğru devrildi. Üzerinde sadece narçiçeği rengi, fırfırlı ipek şort geceliği vardı.
"Bu eve benden başkasını sokabileceğine kendin bile inanmıyorsun"
Yoongi, yüzünü asıp kendi kendisine homurdanarak ona bakmayı bıraktı ve tavana döndü.
"Sensiz gayet yaşayabiliyorum"
Taehyung, herhangi bir cevap vermeden işine devam etti. Bu sırada evden dolup taşacak olan kıyafetlerin içerisinde ellerini beline koydu. Yoongi, gerçekten sınırı aşmıştı.
"Benimle giyinmene gerek kalmıyordu tabii"
Daha etiketi çıkmamış pullu elbiseye yüzünü buruşturup bakarken. Yoongi, kendi zevkini bulana kadar rezalet şeyler almışa benziyordu. Yoongi, sadece gözlerini devirdi ve bedenini sola doğru çevirip oflayarak yerinden kalktı.
"Ama artık olmadığına göre şov kıyafetlerimi yargılamayı bırak!"
Elinden uzanıp elbiseyi aldı ve kutunun içerisine attı. Sinirli bir şekilde Taehyung'un yüzüne bakarken Taehyung kollarını göğsünde birleştirdi. İkili sıradan bir sabahın aydınlattığı evin içerisinde birbirlerine bakıyorlardı. Yoongi, bu adamla dün gece aşkla seviştiğinin farkındalığını yaşıyordu. Onu çok özlediği su götürmez bir gerçekti ama bu ona dişlerini geçirmeyeceği anlamına gelmezdi.
"Beni terk eden sensin farkındasın değil mi?"
Yoongi, ellerini beline yerleştirdikten sonra kaşlarını kaldırarak ona baktı. Dağılmış makyajı yüzünden bir pandaya benzediğini ona söylememişti Taehyung. Ama şu an önünde öfkeli bir panda durduğu için dudaklarını birbirine bastırmak dışında bir tepki veremiyordu.
"Bunun sebebi sensin!"
"Başa mı dönüyoruz yine!"
Taehyung, ellerini havaya doğru bırakıp iki yana saldı.
"Onu benden almak isteyen sen mi söylüyorsun bunu!"
"Çünkü seni istiyorum!"
Yoongi, buna alayla güldü. Kafasını kaşırken başka yere baktı.
"Bunu dün sevgili Lily'i ile sevişen kişi mi söylüyor?"
"Babacık diyerek oyunu başlatan sensin? Bak! Bak görüyorsun işte! Şu lanet olası kıyafetlerin içerisine girmediğin sürece bana bir köpek gibi davranıyorsun!"