Tatlı kaçamak

Aşk-ı Hüzün 🔞

O günden sonra kerem rutin şekilde haftada 3 kez gelirken sınavın yaklaşmasıyla her akşam gelmeye başlamıştı. Diğer zamanlarda eşim evdeyken uzak dursak da, olmadığı zamanlar kaçamak dokunmalarımızla geçiyordu ve bu yetmiyordu artık.

Bikeresinde yine Cansu'yu sınav yaparken kahve bahanesiyle mutfağa geldiğinde duvara yapıştırırken söylemişti kulağıma

"Bebeğimm seni çok özledim, yetmiyor dokunuşlar. Artık seni altımda inlete inlete s'kmek istiyorum" o sırada bendeki sızlamayı anlatamam. O içimdeki kıvılcımların nasıl mahrem bölgeme aktığını... aktığı yeri nasıl yaktığını anlatamam.

"Bende nasıl özledim seni bi bilsen. Sana ait olmayı hissetmek istiyorum. Altında kıvranmak istiyorum" dememle nefes nefese duygular.. yangın yeri bedenler..

Cansu'nun sandalye sesiyle ayrılmıştık. İşte bunu istemiyorduk artık. Başlarda tat verse de artık sinirlendiriyordu bizi.

Eşimin evde olmasıyla telefonda da konuşamıyorduk. Sadece yazışarak sexting yapıyorduk. Ama tenimizin tadını almıştık birkere tekrarını istiyordu bedenler..

Eşimin ise buaralar nöbeti de olmuyordu sinir bozucu bir durumdu bizim için.

Birgün hazırlanıp heyecanla bekliyordum tam azgın halimle. Üstümde orta kalınlıkta haki rengi keten, önden düğmeli , gömlek yaka sıfır kollu tulum vardı saçlarımı tepeden at kuyruğu şeklinde toplamıştım. Çok abartılı seksi kıyafetlerle şüpheleri uyandırmak istemezdim ama bu da çaktırmadan seksilik yayıyordu etrafıma, eşimin sırnaşmalarından fark ediliyordu...

Ve işte, gelmişti beklenmekte olan...

Heyecanla ama sakin tavırlarımla kapıya yöneldiğimde kızım çoktan açmıştı kapıyı. Gördüğümde gözlerimizdeki parıldamaya malesef engel olamıyorduk.

Elimi sıkmasıyla ikimizdeki heyecan dudaklarımıza yansıyordu..

Öyle güzel güzel gülme zalımın oğlu.. Aklım kalır dudaklarındaki o kıvrımlarda..

Neyseki bizimkiler önden oturma yerlerine gitmişlerdi de bizim bu halimize şahit olmadılar.

Kısa muhabbet sonrası Cansu ve keremi salonda herzamanki yerlerinde bırakıp, ben mutfağa geçmiştim eşimde çalışmak için odaya gidecekti. Tabakları hazırlarken arkamdan birinin sarılmasıyla aklım çıkacaktı biran.

Ne yapıyordu bu deli adam içerde misafir varken. İlk başta biran kerem sansamda neyseki "bu gece seni istiyorum karıcıım haberin olsun " demişti de eşim olduğunu anlamıştım. O kısa saniyeler aklım g*tüme kaçmadı desem yalan demiş olurum.

Ona dönüp edalı bir şekilde "yaramazlık mı geçiyor bu koca bebeğin aklından bakayım" dediğimde dudaklarıma yapıştı kısa öpüp onu uzaklaştırdığımda kapıdaki hareketlilik dikkatimi çekti, hemen döndüğümde keremde panikle birazda şok olmuş halde

"Pardon, ben tuvalet müsait mi diye soracaktım" demesiyle eşim ona yönelerek müsait olduğunu söylüyordu ama ben bu şekilde yakalanmanın mahçupluğu içerisinde bakıyordum fakat bir kere bile bakmadan nerdeyse koşar adımlarla gitmişti banyoya.

Benim en doğal hakkımdı kocamla öpüşmek, ayıp değildi suç hiç değildi ama bu gören kişiye göre değiştiğini yıllar sonra tekrar öğrenmiştim.

İçimdeki darlayan bu hisse yenik düşüyordum her saniye. Sanki kocama yakalnmışım gibi bir his. Hemen görmeliyim keremi, gözlerindeki o kalbime yansıttığı umudu görmeliydim.

Eşim, keremin arkasından çalışmak için odaya geçmişti. Bense mutfak kapısında keremi bekliyordum. Ve banyo kapı sesi gelmiş içimdeki kelebekler havalanmıştı, biraz ürkek biraz hevesli..