...5 yıl sonra:
Crowley, gözüne gelen rahatsız edici güneş ışığıyla uyandı. Yavaş yavaş gözlerini açtığında ne yaptığını idrak etmeye çalıştı. Aslında tahmin etmesi çok da zor değildi. Muhtemelen bir kaç gündür -ne kadar olduğunu tam olarak bilmiyor- uyuyordu. Bu onun için artık bir rutin haline gelmişti. Hergün sayısız şişe bira içiyor, içi bunaldıkca Bentley'e binip şehirde bir tur atıyordu. Eve geri döndüğünde ise tekrar içki içerek tavana bakıyordu. Artık işler bir döngü haline gelmişti fakat Crowley günlerini hala böyle geçirmekten homurdanmıyordu. Ne de olsa bunları 5 yıldır yapıyordu.
Aziraphale gittiğinden beri artık hiçbir şeyi sorgulamamaya çalışıyordu ama bu pek de elinde olan bir şey değildi. Neden beni seçmedi? Şuan birlikte olsaydık hayat nasıl olurdu? Kafasında hep bu tip sorular dönüyordu ve bu onu gittikçe deli ediyordu. Kendince güçlü durmaya çalışıyordu ama bu onun için artık imkansız hale gelmeye başladı.
Crowley ağlamaktan ve yorgunluktan kızaran göz altranı ovuştururken telefondan saatin kaç olduğuna baktı. Saat 07.00. Zaten yeni uyandığı için geri uyumayı tercih etmedi. Onun yerine masada duran, daha açılmamış bira şişesine uzandı ve bir yudum aldı. Zaman artık onun için bir şey ifade etmiyordu.
Sonunda canı sıkılmıştı ve huzursuzca sesler çıkarmaya başladı. Ne kadardır dışarı çıkmıyordu bilmiyordu fakat canı birden kahve çekmişti. Bunun için nereye gideceğini biliyordu ama oraya her gittiğinde yeniden gözlerinde o an canlanıyordu. 5 yıl onun için nefes alıp vermek kadar kısa bir zamandı. Ne var ki Crowley için bu son 5 yıl cehennem gibi geçti. Bu alışık olduğu bir şeydi tabii. Ama Aziraphale' in olmamasıyla beraber gerçekten CEHENNEM gibi geçmişti.
Kafasındaki düşüncelerden hemen kurtulmak istiyordu. Bu nedenle hemen üstüne rastgele bir ceket geçirdi ve evden çıktı. Kapının önünde duran Bentley'e binmesiyle beraber gaza bastı. Her zamanki gibi yine hız sınırını geçerek kornaya basıyordu. Aslına bakarsak yetişmesi gereken bir yer falan da yoktu. Bu sadece onun alışkanlık haline getirmiş sürüş tarzıydı.
Sokağa vardığında arabasını park etti ve kapıyı çarparak indi. Hızlı adımlarla kafeye doğru giderken kapıda, "kapalıyız" yazısını gördü. Bunu görmesiyle beraber homurdandı ve içinden "siktir!" dedi. Kapalı olmasının sebebi ise Maggie ve Nina'nın yıl dönümleri olması. Uzun süre ne yapabilirler diye düşünmeye başlamışlardı ve akıllarına basit, bir o kadar da romantik olan bir piknik yapmak geldi. Bu yüzden dükkanı yarım gün de olsa kapatmışlardı. Tam 4 yıl önce Nina ve Maggie sevgili olmuşlar, beraber bir daireye taşınmışlardı. Arkadaşları olan Crowley'nin durumunu biliyorlardı. Bu zamanlarda ona destek olmuşlardı. Hala da oluyorlardı tabii. Biraz da olsa bu son birkaç yılda onu daha iyi görüyorlardı ama ne var ki Crowley hala unutamamıştı.
Dükkanın kapalı olmasını gören Crowley şimdi ne yapmasını gerektiğini düşündü. Sonra aklına kitapçı geldi. Arada bir oraya gidip Muriel'in ne yaptığına bakıyordu. Aslında sık sık geliyordu da denebilirdi fakat hatırladığı şeyler yüzünden gözlerinin dolmasına bazen engel olamıyordu. Muriel, bunun için cidden endişeleniyordu ama onun da yapacak bir şeyi yoktu.
Crowley, hiç istemese de dükkana doğru adım atmaya başladı. Şuan kahvesini içememenin huzursuzluğuyla beraber Muriel'e bir bakmasının sakıncasının olmayacağını düşündü.
Kapıyı açmasıyla zil sesi duyulmuştu. İçeriye girdi ve etrafa baktı. Tam aradığı kişiye seslenecekken diğer odadan çıkan kişiyi gördü. Karşısında duran kişiyi görmesiyle beraber kısa çaplı bir şok geçirmesi bir oldu...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Selamm😍💪
İlk defa bir kitap yazıyorum ve gördüğüm kadarıyla da Good Omensla ilgili çok az hikaye var ve bunları tekrar tekrar okumaktan cidden usandım😔
Tabii ki de zeki olan ben, gidip neden sınav haftamda bi hikaye yazmıyım ki dedim ve sonuç olarak yazmaya başladım!!🤯 Umarım okunur ve beğenilir. Bol bol yıldız atıp destek olursanız çok sevinirimm.
Şimdilik byeesss👋👋
570 kelime🪐💫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lover Boy~ || good omens
General Fiction5 yıl önce Aziraphale, Dünya'dan ayrılmıştı fakat Crowley onu hala unutamamıştı.