Love or Kill

-2-

-Başlamadan önce oy verip okurken yorum yapmayı unutmayınız. İyi okumalar küçük çileklerrr💖

*********

-Sevdiğin birinin yabancı oluşunu izlemek.. Onu yanlış tanımak. Sonradan mı değişti? Yoksa ben bunu fark edemeyecek kadar kör aşık mıydım?

Jimin bütün gece bunu düşünmüş, gözleri kuruyana kadar ağlamıştı. Bütün anılar bir saniye içinde gözünün önünden geçmiş, bazı anılara titreye titreye içi acıyarak dökmüştü göz yaşlarını.

"Bana bunu yapamazsın San! B-beni suçlayarak ayrılamazsın!"

Elindeki onlara ait olan fotoğrafları sıkarak, nefret dolu tısladı.

"Ben basit bir insan değilim! Ve sen.."

Sıktığı fotoğrafı yırtıp anı kutusuna koydu. Teker teker yırttığı diğer fotoğraflar gibi.

"Ve sen, senin için üzüldüğümü asla ama görmeyeceksin! Duymayacaksın! Hatta hissetmeyeceksin bile!"

Ona ait her şeyi, onun verdiği kutuya koyup kenara koydu. Onu yakacaktı.

Tıpkı San'ın onu yaktığı gibi..

Eğer San ile dostça veya anlaşmalı bir şekilde ayrılsalardı böyle nefret dolmazdı. Ama ona attığı iftiralar, kaba davranışları, küfürleri, ona bir 'oruspu' muamelesi yapması. Ve en kötüsü de son zamanlardaki davranışları..

Soğuk tavırlar, herkesin içinde bağırıp çağırmalar, ilgisizlik, her şeyi abartıp üste çıkmalar.

Jimin son kez soğuk bir göz yaşı döktü. Ve hiç bir şey olmamış gibi anı kutusunu bahçede yaktı.

"Hayatın boyunca bir daha asla görmeyeceğin saf duyguları elinin tersiyle ittin San. Hayat bunu senin yüzüne tokat gibi vuracak!"

Ağlamaktan midesi bulanmış, dudakları şişmiş, kıpkırmızı olmuştu. Park jimin bu ayrılığı silip attı üzerinden. Elbet kolay olmayacaktı. Ama ego denen duygu bazen çok işe yarıyordu.

San'dan iyileri elbet var, ve Jimin bunu onun gözüne soka soka gösterecekti.

Küllenen fotografları üfleyip toprağa karışmasını sağladı. Oyuncak ve kupa bardağını ise çöpe atmış. Üzerine kirlice tükürmüştü.

Park jimin'in felsefesi buydu.

'Ağla, acını çek, ve hiç bir şey olmamış gibi ayağa kalk. Kimseye acılı hâlini gösterme.'

Bu her zaman işe yarayan bir şeydi. Park jimin yarına daha sağlam uyanmak adına sıcak bir duş alıp yorgunluğunu üzerinden atmış, Her gece olduğu gibi çantasını hazırlayıp öyle uyumuştu.

****

-Her sabahtan farklı olarak bu sabah erken uyanmış ve sakince hazırlanmıştı dün terk edilen adam. Üzerinde bir bilgenin zekası, güçlü birinin çevikliği vardı sanki.

Ağlamak jimin'e göre güç veren bir şeydi. Eğer dün içi çıkana kadar ağlamasaydı. Şu an asla böyle görünmezdi.

"İşte şimdi göreceksin kimi kaybettiğini!"

Aynaya karşı konuşup kaşlarını çattı.

"Ben Park jimin." Saçlarını geriye savurdu.

"Bütün erkekler benim etrafımdayken senin için ağlayacağımı mı düşünüyorsun San?"

Eski jimin dönmüştü.

Sosyal, herkesin dikkatini çeken, istediğini elde eden, çalışkan, egolu.