" Sen cidden hoşlandın mı bu Peyami'den?" keyif aldığını ses tınısından belli eden sesi kulaklarıma geldi Bulut'un. Yemeğin olduğu gece, aldığım itiraftan sonra aptala bağladığımı fark etmişti. Aklıma o an geldikçe ne heyecanlanmama, ne de kalbimin deli gibi hızlanmasına engel olabiliyordum. Yüzümü yastığa gömdüm.
" Hassiktir! Lan cidden hoşlanmışsın." sesi yakınladığında dibime geldiğini anlamıştım. Yok, rahat bırakmayacaktı beni.
Başımı yastıktan yavaşça kaldırıp ona baktım. " O adam aynı şeyleri başka birine söyleseydi, o da benim gibi olurdu. Hoşlantı değil bu... Öyle şaşırdım sadece. " kaçırdım gözlerimi.
Birine karşı bir şey hissetmek bu kadar kolay değildi ki. Görünüşünden hoşlanmış olma ihtimalim vardı. Ama böyle olsaydı ilk bakışımda bir şeyler hissederdim.
Bana o cümleleri kurmasaydı şu an beynimi bu denli zorluyor olmazdım diye düşünüyordum.Kim böyle güzel bir sevgiyi geri çevirebilecek güce sahipti ki?
" Sen öyle diyorsan.." kendini yattığım koltuğun çaprazında duran koltuğa bıraktı ve elindeki kaseden dondurma yemeye başladı. " Yılbaşından iki gün önce doğum gününü kutlayacağız. Az kaldı o yüzden haber vereyim dedim."
Doğum günü bu kadar yakın mıydı? Acaba ne tür şeyler severdi. Gerçi istediği her şeye sahip olduğuna emindim. Doğrulup, oturur pozisyona geldim ve kollarımı göğsümde birleştirdim. " Bana ne bundan?"
Sinsi bakışları beni buldu anında. " İkimizde senin de geleceğini ve ben gittiğim gibi ona alacak bir şeyler araştıracağını biliyoruz Uro. "
Omuz silktim." Tanıştık o kadar, boşsam gelirim belki. Belli de olmaz söz vermeyeyim. " Bir yandan telefonumu almış elime ilk gelen alışveriş uygulamasına girmiştim.
Bulut yerinden kalkıp mutfağa yöneldi. Geri döndüğünde elindeki kase yoktu. " Ben gideyim artık." kapının yanına ilerleyip askıdaki ceketini aldı. Çoğu zaman benim evimde takıldığı için onu geçirme gereği duymuyordum. Çağan'la yaşamaya başlamadan önce ev arkadaşıydık zaten.
" Kaliteli bir kravat veya kol düğmesi güzel bir hediye olabilir. Bahaneyle çok değerli paralarını harcarsın belki." Alayla konuştu. Grafik tasarımcıydım ve iki yıldır evden çalışıyordum. Kazandığım miktarda oldukça iyiydi. Ama genelde pek para harcamayı sevmezdim. Cimri değildim, çevremdekilere hediye almayı seviyordum. Tutumluydum sadece.
Onu duymamış gibi yapıp telefonuma bakmaya devam ettim. " Çağan'a selam söylersin."
Göz ucuyla kapıya bakıp, çıktığından emin olduktan sonra telefonuma döndüm. Peyami pek de kişisel sosyal medya hesabı kullanan birine benzemiyordu ama merak etmiştim. Bu yüzden tüm sosyal medya hesaplarında adını arattım. Ancak beklediğim gibi başarısız olmuştu.
En son çare olarak adını normal arama motorunda aramıştım. Yazardı sonuçta çıkmalıydı bir şeyler. Hiçbir şey çıkmamıştı. Omuzlarım düştü umutsuzca. Farklı bir isim kullanıyor olmalıydı. Bulut'a sorarsam iyice üzerime gelirdi.
Doğum gününde belki kendisinden öğrenirdim bir şeyler. Bu kadar kolay ilgimi çekmesi normal miydi? Benim bu halim normal miydi?
Başımı iki yana sallayıp, telefonumu bıraktım ve yerimden kalkıp yatak odama ilerledim. Özenli bir şekilde giyindikten sonra bilgisayar çantamı, telefonumu ve anahtarlarımı alıp çıktım evden.
Bir iki iş vardı. Son günü gelmeden halletmem benim iyiliğime olurdu, üzerine bir de kafamı dağıtmış olurdum. Çok gereksiz şeyler düşünüyordu çünkü. Apartmandan çıktıktan sonra yürümeye başladım...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Âşık °BxB°
Romance" Kalbin bu denli güzel olmasaydı, gözlerim uğramazdı gözlerine ve kalbim, senin kalbine ulaşmak için uğraşmazdı böyle delicesine. " " İflah olmaz bir romantiksin yani?" " Biraz.. Sadece sana." " Eyvallah." İki erkeğin aşkını anlatan bir kitap ola...