dağ evi

1.1K 160 24
                                    

" Bulut istemediğini söyleyince, ben bir şey olmaz sanmıştım. " Çağan kahve kupalarını önümüzdeki masaya bırakırken konuştu. Kafede karşılaştığımız günden beri iletişim halindeydik Peyami ile. Numaralarımızı almıştık ancak sadece mesajlaşmayla kalmıyorduk; müsait oldukça görüşüyor, sohbet ediyorduk.

Tanıdıkça daha da sevilesi olduğu kanısına varıyordum. Bu ona karşı net bir şeyler hissettiğimi söyleyebileceğim anlamına gelmiyordu tabii. Belki de ilgisinden dolayı bir heves vardı üzerimde.

Flörtten çok arkadaş gibi, sınırlarımı korumaya; onu üzecek bir ümit vermemeye çalışıyordum. Peyami çok güzeldi, üzülmek yakışmazdı ona. Ancak bir gün duygularım onun duygularına ulaşabilecek kadar yoğun olursa asla kaçmazdım onlardan.

En ufak bir kelimeme kalbi tekleyen Peyami, ben onu sevdiğimde kim bilir nasıl mutlu olurdu.

" Normal arkadaş gibi takılıyoruz. Bir şey olduğu yok ki?" sorarcasına baktım ona. Bulut yayıldığı koltukta doğrulup, kupasını aldı.

" Tanımasak inancaz oğlum. Sen bizden başka kimle görüşüyorsun? Yeniden insan tanımak çok uğraşlı diyip asosyal asosyal takılıyodun?" çatık kaşlarıyla konuştuğunda omzumu silkip, kahvemi yudumladım.

" Peyami'yi zaten tanıyormuşum ki, yeniden olan bir tanışma yok. " bilmiş gibi konuştuğumda Çağan gülerken Bulut gözlerini devirdi.

" Üzerine fazla gitmesen mi güzelim?" Çağan ellerini onun mavi saçlarına getirip okşadı. Çağan ne zaman Bulut'a baksa, onu konuşsa her zaman şefkatle yapardı bunları. Bir kez olsun ne saygısı, ne sevgisi eksik oluyordu.

Bulut sevgilisinin kolunun altına girdi. " Üzerine gitsem kaçardı di mi?" gülerek Çağan'a baktı.

Büyük ihtimalle kaçardım. Bulut fazla inatçı biriydi. İstediğini yaptırmakta ve yapmakta asla başarısız olmazdı. Bense onu dinlemektense kaçardım. Bazen susmak nedir bilmiyordu çünkü.

" Kaçardı. " diye güldü Çağan'da. Resmen birlik olmuşlardı. Gerçi ne bekliyordum çiftti onlar. Kendi aralarında konuşmaya başladılar gülümseyerek. Öyle güzel bakıyordu ki gözleri birbirlerine.

Daha önce biriyle böyle olmuş muydum merak ediyordum. Haklarını yiyemezdim, eski sevgililerim beni mutlu ettiği zamanlar olmuştu, aynı şekilde ben de onları etmiştim. Ancak bu bambaşkaydı. Birbirleriyle geçirdikleri her anın ikisi için de fazlasıyla değerli olduğu gözlerinden okunuyordu.

Yıllardır birlikte olmalarına rağmen, böyle aşık kalabilmeleri mümkün müydü gerçekten?

" Ben de Peyami'yle böyle olabilir miyim acaba?" düşünmeden ağzımdan çıkan laflardan sonra elimle ağzımı kapattım.

Beynimde kalması gereken kelimeler dışarıya neden çıkmıştı şimdi?

" Oğlum evin yanmış tutuşmuş hâlâ kaçma derdindesin he. Aşkım şampanya getir patlatmamız lazım. " Bulut heyecanla yerinde zıpladı. Çağan'da keyifle gülerek yerinden kalkmıştı.

Gerçekten hiç yardımcı olmuyorlardı.

*

" Offf eve bak be." Bulut konuşurken, ben gözlerimi karşımdaki evden alamıyordum. Koyu kahverengi, ahşaptan bir evdi. Oldukça büyüktü iki veya üç katlıydı. Hem eski, hem de yeni havası veriyordu. Dışı böyleyse içi nasıldı kim bilir.

" Adam ağzının tadını biliyor. " dedi Çağan. Öyleydi, biliyordu. Birden çoğalan işlerimden dolayı Peyami'nin doğum gününe gelememiştim. Giyeceğim kıyafeti, hediyesini hazırladıktan sonra gidememek beni biraz üzmüştü. Ancak hediyesini getirmiştim yanımda, ille verecektim.

Âşık °BxB°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin