Gözlerimi açtığımda el bileklerim ile ayak bileklerim bağlıydı etrafa baktığımda 2 bıçağı birbirlerine sürten Felix'i görmüştüm, benim tişörtümü giymişti altında ise birşey yoktu. İç çekip kafamı arkaya doğru yatırdım.
"Yine mi işkence?" Felix gülmüyordu, ciddi bir şekilde bıçaklarını keskinleştiriyordu. "Bu seferkinde eğlenmeyeceksin, ya sen ya ben." Felix'in ciddi ses tonuna doğrulup kelepçeleri zorladım. "Felix sakın pişman olacağın birşey yapma!" Felix bana ciddi gözler ile bakıp bıçakları bırakmıştı. "Herşey senin yüzünden." Yanıma gelip yatağın kenarına oturduğunda gözlerimi ona aldım, hem üzgün hemde ciddiydi. Elini göğsümde gezdirip yorgun gözleri ile izlemeye başlamıştı. Bende onu izliyordum. Kalktığında eline bir tane bıçak almıştı yanıma tekrar gelip küçük bir yara açtı karın çizgime yumruğumu sıkıp gözlerimi sıkıca kapattım bir süreliğine, sonra tekrar açıp Felix'i izlemeye devam ettim. Felix öylece bakıyordu yarama.
"Uyumadın değil mi?" Felix bana bakmadan cevap vermişti. "Sana güvenemedim.." Sesi yorgun ve bıkkın çıkıyordu. Öylece karnıma açtığı yaraya bakıyordu sadece. Kalkıp gittiğinde elinde biraz tuz ile geri dönmüştü, ne yapıcağını anlayınca doğrulmaya çalışıp kelepçeleri daha da zorlamaya başladım. "Felix sakın!" Felix beni dinlemeyerek tekrar yatağın kenarına oturup karnımdaki kesiğe almıştı gözlerini, sonrasında ise elindeki tuzluğu alıp karnımdaki yaraya küçük küçük dökmeye başlamıştı. O anki yanma hissi ile gözlerimi sıkıca kapatıp yumruğumu sıktım, ağzımdan o acı ile küçük bir inleme çıkmıştı.
"Senden nefret ediyorum.." İç çekip Felix'e baktım, duyguları o kadar garipti ki.. daha az önce kollarımın arasında yatıyor bana bakıp gülümsüyordu. Şimdi kurduğu cümlelere bak.
"Daha ne yapmamı istiyorsun Felix? Beni nasıl affedebilirsin?" Felix bana bakıp yanağımı okşadı. "Ben olmadığım sürede ne değişti ki.. neden artık beni bu kadar seviyorsun? Vücudum için mi, yoksa bana yine aynı şeyleri mi yaşatmak istiyorsun?" Bu önyargısının geçmesini bekleyemezdim tabiki ama en azından bana artık işkence yapmayacak hayallerine kapılmıştım bir süre. Felix' in gözleri dolduğunda bana fark ettirmemek için hızlıca kalkıp bıçaklarının yanına gelmiş ağlamama mücadelesi vermeye başlamıştı. "Ağlayabilirsin Felix." Felix birşey demeyip kafasını eğdi ve eline bir bıçak aldı, kafamı yastığa koyup tavanı izlemeye başladım. Felix gelip pantolonumu indirmeye çalıştığında hemen kafamı kaldırıp Felix'e baktım.
"Felix orası olmaz. İstediğin heryerimi kes ama oraya dokunma." Felix beni umursamayarak kemerimi çözmeye başlamıştı. O sinirle kelepçeyi tutup yatak başlığını tuttum ve ordaki tahtayı kırıp serbest kalan elim ile Felix'in kafasına sertce elimdeki tahta ile vurdum. Bunu yapmayacaktım.. Felix o darbe ile yere düşüp kafasını tutmuştu. Diğer elimi de kurtarıp kemerimi düzelttim ve ayaklarımı da çözdüm. Felix'e baktığımda yerde oturup kafasını ovduğunu gördüm. Yanına eğilip kafasına koyduğu elinin üstüne elimi koydum gözleri doluk bi şekilde yere bakıyordu.
"Uzak dur benden!" İç çekip Felix'e baktım ve ayağa kalkıp masanın üstünden bir bıçak aldım ve Felix'in yanına gelip kafamı eğdim ona doğru. Felix yerde otururken kafasını kaldırıp dolmuş gözleri ile elimdeki bıçağa bakmış, sonra da bana bakmıştı. Elimdeki bıçağı ona uzattım.
"Bana istediğini yap Felix." Felix bıçağı alıp ayağa kalkmıştı. Bıçağı tutan elleri titriyordu. Çenesinden tutup kafasını kaldırdım ve bana bakmasını sağladım. "Hadi, bunu yapmak istemiyor muydun?" Felix bıçağı masaya bırakıp odadan çıkmaya çalıştığında kolundan tutup onu yatağa doğru attım. Felix'in dudakları büzülmeye başladığında iç çekip alnımı ovdum. "Cidden Felix, ne yapmamı istiyorsun? Bana işkence yapmak istemiyor muydun?" Felix kafasını eğip yüzünü kapamış arkasını dönmüştü. Felix'i gerçekten anlamıyorum.
"Eğer yapmayacaksan gidelim." Kafasını olumlu anlamda salladığında Felix'in üstünde olan benim tişörtüme baktım. "Tişörtümü sevdin sanırım?" Felix üstüne baktığında yutkunup gözlerini kaçırmış, bana bakmamıştı. "Yerde gördüğüm ilk şeyi giymiştim." Felix'in elinden tutup onu kaldırdım ve yerde olan onun kıyafetlerini alıp hızlıca yürümeye başladım, Felix bana yetişmeye çalışırken arada sendeliyordu. Ormana çıktığımızda Felix durmuştu ama ben onu çekiştirmeye devam ediyordum. "Hadi Felix!" Felix bana dolmuş gözleri ile baktığında iç çekip Felix'e döndüm. "Noldu yine?" Omuzlarını bilmiyorum anlamında dürttüğünde kafasını tekrar eğmişti. "Gitmek istemiyor musun burdan?" Felix bana cevap vermiyordu öylece yere bakıyordu.
"Felix ne yapmak istiyorsun?" O tek bir kelime bile etmiyordu, sadece yere bakıyordu. Kolundan tutup onu kendime çektiğimde sendeleyip bana bakmıştı. "Hadi." Yine aynı şekilde hızlıca yürümeye başladığımda o da bana yetişmek için yürümeye başlamıştı arada durmaya çalışsa bile izin vermiyordum. "Hyunjin dur!" Tam Felix'e bağıracakken ona döndüğümde gördüğüm görüntü ile duraksadım, tişörtünü sıkıyordu dolmuş gözleri ile ama bunlar beni şaşırtan şeyler değildi, sap sarı olan saçlarıydı. Gözlerimi ovup gerçekliğini anlamaya çalışırken gözlerimi açtığımda tekrar siyah saçları ile karşılaştım.
"Felix noldu?" Bana cevap vermiyordu sadece öylece bakıyordu yüzüme, ağlamaya başladığında alnımı ovup derin bir iç çektim. "Neden ağlıyorsun?" Felix bana cevap vermiyordu yüzünü kapayıp arkaya doğru yürümeye başladığında arkasından onu takip etmeye başladım. Ne o nereye gittiğini biliyordu ne de ben. "Nereye gidiyorsun?" Bana cevap vermiyordu. Şuanda gittiğimiz evden bile uzaklaşmıştık. Felix adımlarını hızlandırdığında bileğinden tutup onu durdurdum. "Ne yapmaya çalışıyorsun Felix?" Felix bana bakıp geriye doğru adımlar atmaya başlamıştı. "Beni takip etmeyi bırak, seninle birlikte olmak istemiyorum." Gözlerinden dökülen yaşlar aksini iddia ediyordu ama birşey demeden bende arkaya doğru adımlar atmaya başladım. "Pekala, nasıl istersen Felix." İkimizde ayrı yönlere gitmeye başladığımızda aramızdaki bağın koptuğunu hissetmiştim.
"Hwang Hyunjin sen misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐁𝐥𝐚𝐜𝐤 𝐑𝐨𝐬𝐞 /𝑯𝒚𝒖𝒏𝒍𝒊𝒙/ DÜZENLENİLİYOR
FanfictionHyunjin değerini bilemediği sevgilisi ile tekrar karşılaşır, ama bu sefer hiç bir şey umduğu gibi gitmez.