Odamdan çıkıp mutfakta bir bardak su içtikten sonra rahatlamıştım. Gerçekten insan orgazm olunca fena halde rahatlıyordu. Üstelik Kim Taehyung gibi baş belası bir adamla iki dakika, herhangi bir konu hakkında mesajlaşınca bile yoruluyordum.
"Azgın herif seni," Abim mutfak kapısında kollarını göğsünde çaprazlamış bana bakıyordu. Elimdeki bardağı mutfak tezgahına koyduktan sonra kolumla ağzımı sildim.
"İlaç gibi geliyor," dedim. Yanından geçerken sırtıma yumruğu geçirdi. "Bıktım senin bu hallerinden. O pornolarının hepsini sileceğim!"
"Sen sil, o zaman gör Jeon Jeongguk'u!" Bana bağırınca aynı şekilde yanıt vermiştim. Evin giriş kapısına ilerlediğimde arkamdan geldi. "Nereye gidiyorsun?"
"Mingyu ile buluşacağım." Ayakkabılarımın bağcığını bağlarken konuştum. "Geç ve sarhoş gelme sakın."
"Kaç yaşına geldim hala rahat vermiyorsun." Kapının koluna elimi uzattım ve açtım. Gerçekten hala küçük bir çocukmuşum gibi davranıyordu. "Akşam Taehyung gelecek, istersen erken gel bizimle takıl."
Arkamı döndüğümde kapıya yanaşmıştı. "Yok, almayayım. Sarhoş Taehyung ile uğraşmaya niyetim yok. Öpmeye falan kalkışır sonra,"
Güldüm ve sırtımı ona dönüp binadan çıkmaya koyuldum. Hava kararmak üzereydi ve serindi. Bu havaları severdim, yakıcı güneş kendini gizlediği zaman güzeldi.
Ellerimi cebime atmış yere bakarak yürürken başımı kaldırdım ve elinde poşetle gelen onu gördüm. Uzaktan bakışınca ilk önce kaşlarını çattı fakat sonrasında gülümsemeye başladı.
"Oh, Jeongguk," dedi yanıma yaklaşınca. "Tanrı'ya şükür karşılaştık." Elindeki poşeti bana uzattı. İçinde viski şişeleri vardı. "Al bunları taşımama yardım et."
Ellerimi ceplerimden çıkarmadan ilk önce poşete ardından ona baktım. "Ben arkadaşımla takılacağım kusura bakma hyung, kendin taşımaya devam et."
Dudaklarını büzdü ve uzattığı poşeti geri çekti. Yorulmuştu ve biraz terlemişti. "Peki, sana iyi eğlenceler."
Hep böyleydi. Klavyede aslan kesilir yüz yüze geldiğimizde kedi gibi olurdu."Sağ ol," Yanımdan geçip yürümeye devam ettiğinde arkamı dönüp ona baktım. Resmen sürünüyordu. Ayrıca giydiği kısa şort tenine yapışmıştı. Nasıl bir erkeğin böyle dolgun kalçaları olabilirdi onunkileri gördüğümde her seferinde sorguluyordum. Kendisine bile söyleyip şaplak attığım olmuştu. Gerçekten fazla ses çıkıyordu.
Gözlerimi ondan çevirip önüme döndüm ve gideceğim mekana doğru ilerledim.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
."Bak, çok güzel değil mi?" Elimdeki içeceğimden bir yudum aldıktan sonra karşımda oturan Mingyu'nun telefonundan gösterdiği kıza baktım. "İyimiş,"
Telefonunu çekip bakmaya başladı. Yüzünde güller açıyordu resmen. "Kız arkadaşın mı?"
"Aslına bakarsan," Piç gibi sırıttığında olayın pek masum olmadığını anladım. "Şimdilik sadece seks yapıyoruz." Kaşlarım havalandı.
"Partner gibi bir şey misiniz?" Dudaklarını büktü. "Sanırım,"
İçeceğini eline alıp bir yudum içti ve arkasına yaslandı. Şanslı adam, becerecek birine sahip, oysa ben sadece bileğime mahkûmum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In Motion | Taekook
FanfictionTaehyung, Jeongguk'a inlemelerini kesmesini söylerken inlemelerine kadın sesinin eşlik etmesi son damla olmuştu. texting + düz yazı