Mesafenin İçindeki Aşk

141 5 0
                                    

Yine hayatımın içine etmekte bir nunarayım. İnsanlara hayatı sevdirmeye çalışırken, benim sevesim kaçıyor. Belki de hayat güzel, insanlar kötü. Ama sonuçta insanlar da bu hayatın içinde yaşıyorlar. Çok ötemde olan birine kaptırdım kendimi gidiyorum. Hiç bir şey umrumde değil. Mesafe de neyin nesi? Ben onu sol yanımda hissediyorum. Onunla kendimi hayal ettiğimde kendimden geçiyorum. Yüzüm gülümsüyor bir şekilde buluyorum kendimi. Garip bir zaman dilimi. Karşılıksız kilometrelerce ötemde olan birini yanımda hissediyorum, gülüşü aklıma geldiğinde kalbimin atış hızı daha çok hızlanıyor. Bugün tanıdığım bir kaç kişiye bir soru sordum. "Sevdiğinle aranda mesafe olduğunda ne hissediyorsun?" Bana verdikleri cevaplar gerçekten çok güzeldi. İnsanın sevdikçe sevesi geliyor.
Göktuğ'dan;
Yaşamak istemezsin. Hep hayaller içinde olursun. Uyurken ona bakmak yerine sadece resimlerine bakarsın. Bu seni içten içe kemirir, üzer hatta delirtir. Onun yanına gitmek istersin ama çok uzaktadır, gidemezsin. Zaman geçtikçe bu acıyı unutmaya çalışırsın. "Gözden ırak olan gönülden de ırak olur." derler. Ama unutamazsın. Hatta sen içindeki aşkı söndürmeye çalıştıkça o seni ele geçirmeye başlar. Ve de geçirir. Ele geçirdikten sonra sevdiğin kişiden başka bir şey düşünemezsin. Bundan kurtulmanın tek bir yolu vardır; (Bazen insanlar kurtulmak istemezler.) Sevgilinizse onunla tekrar yakın yerlerde yaşamak veya sık sık görüşeceksiniz eğer daha sevdiğiniz kişiye söylemediyseniz tek yolu ona söylemektir. Yani hissedilen acı üzüntü ve keder ama aşk bunların hepsine bedel.

Selcen'den;
Ona elimden geldikçe yakınlaşmaya çalışırım. Ama çok uğraşmam, o uğraşmıyorsa benim için de olay bitmiştir zaten. Sadece anılarımda yer alır. Sevilir. Ama... Aması var işte. Biter.

Cihan'dan;
Hayal ederdim. Kokusunu hissini elini dudağını hep hayal ederdim. Her gün hayaliyle çıkardım sahile. Güneşin doğuşunu izlerdim sessizliğiyle. Gözlerini okşardım. Belki de umuduyla koklaşırdım.

Merve'den;
Her gün yan yana olamamak, onu her görmek istediğinde görememek ve ne yaptığını nasıl olduğunu bilememek gereğinden fazla özlememe, sevmeme neden olur. Her buluşmadan önce sımsıkı sarılmak için daha fazla nedenim olur.

Hilal'den;
Mutlaka sever herkes birini,  aşık olur. Ve çoğu zaman birbirinden uzak kalır sevenler. Özler, bekler, ve hatta kalbi sıkışır sevenlerin. İşte bende böyle hissediyorum sevdiğimden uzak kaldığımda. Özlüyorum, çok fazla özlüyorum.Onu göreceğim günün gelmesini öyle heycanla bekliyorum ki. İçim içime sığmıyor o günü düşününce mesela. Kalbim sıkışıyor onsuzluktan. Kokusunu, sarılışını, saçlarını, gülüşünü, gözlerini özlüyorum. Her şeyini özlüyorum. Çok seviyorum çünkü. Uzak kaldığımız her gün canım yanıyor mesela. Sarılamıyorum diye acı çekiyorum. Öpemiyorum diye acı çekiyorum. Onunla geçirdiğim her saniyenin ne kadar önemli olduğunun farkına varıyorum. Anılar, uzak kaldığımızda canımı en çok acıtanlar benim. Onunla, sevdiğimle geçirdiğim her güzel anı beni hem gülümsetiyor hem de hüzne boğuyor aslında. Çünkü yanımda olsa onunla geçirdiğim o güzel günlerden birini daha yaşayabileceğimiz geliyor aklıma. Ve biraz da korkuyorum. Bir daha görememekten, hep uzak kalmaktan korkuyorum. Ama her aşkta vardır bu. Bazen aşkı pekiştiren en güzel şeydir uzak kalmak. Yokluğunu anlarsın sevdiğinin, onsuzluğun ne kadar berbat olduğunu anlarsın. Geldiği gün, her zamankinden farklı sarılır, farklı öpersin. Çünkü bu sefer sadece sarılmazsın, o sarılmanın altında bir sürü duygu yatar. Sevgi, özlem, hasret, aşk.. Evet, uzakken sevdiğimden, çok yanıyor canım. Ama bence o  kavuşma için herkes biraz uzak kalmalı.

Hayat herkes için farklı. Birisi çok özlerken, diğeri sevdiğini tek bir hatasında silebilir. Daha doğrusu kişilikler farklı. Hele düşünceler çok daha farklı.

Mesafeler,Sen ve Ben.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin