4.BÖLÜM

16 2 0
                                    

  Evinden ayrılalı bir saat olmuştu.Belkide bir ömür.İlk başlarda atı arkasından koşmuş sanki onu uğurlamıştı. Şimdi ise yalnızdı yine yapayalnız. Arabayı süren adam Dila'nın üzgün halini görüp onla konuşmaya çalıştı. ''Bak kızım ben  Zülfikar.Ağabeyine çok değer verirdim artık bir eksik gediğin olduğunda beni bul ben sana yardım edeceğim. Hem sen çok akıllı bir kıza benziyorsun ben seni yine getiririm buraya.''

Dila bir şeyler söylemesi gerektiğini anladı.''yok hayır üzgünlüğüm geçti.Sadece yoruldum çok yolumuz var mı daha?''

''Yok kızım geldik sayılır'' Sonra işaret parmağıyla camdan dışarısını gösterdi. ''Bak bu tarlaların çoğu Faysal Ağam'la Kenan Beyimin.''

Dila başını çevirip etrafa bakındı.Sapsarı buğday tarlaları vardı. Güneşin altında hepsi altın gibi parlıyordu.İşçiler ise öğle paydosunda yemeklerini yiyordu. Hepsi gideceği yerin zenginliğinin göstergesi gibiydi.Tekrar önüne döndü. Zülfikar orta yaşlı bir adamdı.Cemal ağabeyimden daha küçük olduğu belliydi.Ama yüzü çöküktü.Cemal ağabeyi altmışa yaklaşmışsa bu adam daha kırkların daydı.Sonra yine konuşmaya başladı.

''Bu akşam ki düğünde giyecek bir şeylerin var mı?''

''Var getirdim yanımda''

''İyi o halde''dedi ve direksiyonu sağa çevirdi.Biraz daha ilerledikten sonra Dila bir konak gördü. çok büyüktü.Sonra ''Burası mı Zülfikar ağabey?''

''Yok canım burası şehrin en büyük konağı Beyzade'lerin. Bizim gideceğimiz yer az ilerde.''deyip sürmeye devam etti. Dila ne kalabalık bir yermiş burası diye düşündü.Hiç yaşadığı yere benzemiyordu. Araba başka bir konağın önünde durdu.Zülfikar Dila'ya inmesini söyledi.Büyük bir konaktı içeri girdiler sonra Zülfikar anlatmaya başladı.

''Üst katta Faysal Ağamın odası var.Ona seni götüreceğim.Sen fazla konuşma ben gereken açıklamayı yaparım.'' Dila tamam anlamında başını salladı.Üst kata çıktıklarında Zülfikar kapıda beklemesini söyleyip içeri girdi.Bir süre sonra da kendisi girdi.Sonunda Faysal'ın yüzünü görecekti ve bunun için tedirgindi.İçeri girdiğine Zülfikar ayakta bekliyordu.Faysal ise divanda oturmuştu. Dila içeri girince bir süre durup onu inceledi. Faysal'ın yüzünde gaip bir gerginlik oluştu.''Adın ne kimlerdensin anlat hele.'' Zülfikar Dila'nın konuşmasına fırsat vermeden atladı.

''Adı Dila'dır Ağam kom...'' Faysal Zülfikar'ın sözünü bitirmesini beklemeden eliyle sus işareti yaptı.

''Ulan ben sana mı sordum? Sen sus o anlatsın.''

Dila konuşması gerektiğini anladı.''Adım Dila beyim.Komşu köyden geldim. Serinçay'dan.''

''Anan baban var mı?''

''Yoktur beyim bir ağabeyim var. Ailem sizlere ömür.''

Faysal sakalını sıvazladı.Gözlerini Dila'dan ayırmıyordu.Zülfikar da şaşırmıştı.Niye onu susturmuştu ki. Faysal bir süre sonra ''Tamam Zülfikar mutfağa götür.Yardım etsin işlere.''

Zülfikar ''Tamam ağam''diyerek odadan Dila'yı çıkarmaya çalıştı. Dila'nın içi  öyle nefret dolmuştu ki. Hala Faysal'ın suratını inceliyordu. Seksenine merdiven dayamıştı besbelli. Suratında derin bir yara izi vardı.Zülfikar kulağına fısıldadı ''Haydi Dila gidiyoruz.''Mutfağa girdiğinde şaşırmıştı. Bir sürü kadın harıl harıl çalışıyordu. O ara bir kadın Dila'nın yanına yaklaştı. Zülfikar tanıttı. ''Bu benim karım Asiye.''

Asiye elini uzattı.''Hoş geldin kızım. Adın ne ?''

''Adım Dila''

''Pek ufak duruyorsun yaşın kaç?''                                                                                                                                                  Dila ''18''diye yanıtladı.Diğer kadınlarda yanlarına gelmeye başladı.Hepsi bir ağızdan ''Maşallah pek de güzelmiş'' diyordu. Sonra Dila 'ya işini öğrettiler. Herkes birbirinden güzel yemekler yapmıştı.Akşama doğru evin hanımı da mutfağa geldi.öyle şık giyinmişti ki üzerinde rengarenk pullar vardı.Adının Didar olduğunu söyleyip yemeklerin tadına bakıp gitti.Biraz sonra herkes camdan dışarı bakmaya başladı.Misafirler geliyordu hem de akın akın.Ama öyle biri biri içeri girdi ki içerde ki kızlar çok yakışıklı diye söylenmeye başladı. Dila  kafasını çevirip baktığında onu gördü. Gölde ki yabancıyı.

Dila kalakalmıştı. Yanında ki kadına''Bu kim adam abla?'' diye sordu.

Kadın güldü ''Tanımıyor musun canım? O şehrin en zengini Kenan Bey. Namı değer Beyzade.''



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 19, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

NİSAN SONRASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin