Amerika'nın dış ülkelerle istihbarat bilgilerini toplayan ve açık etmemekle görevli olan en önemli kurumu CIA tarafından 11. özel görev takımını gönderilen görev iki yıl sürer.
Göreve gitmeden bir hafta önce tartışmalarıyla beraber göreve ayrılmış b...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
CIA Binası, Virginia/ABD 13.25
Toplantı odasında herkes masada konuşan avukatı dinlerken Jungkook sandalyesini biraz çevirmiş yeri izliyordu.
Önemli bir konuşma dönmüyordu. Belli ki Jungkook'un yokluğunda gelen yeni avukat Jimin ve Namjoon ile çok yakındı.
Masanı başında o otururken sağ tarafında Jimin onun yanında da adının 'Sed' olduğunu öğrendi avukat vardı. Gereksiz bir konu hakkında konuşuluyordu.
"Sorma koskoca teşkilat aylarca kodumu değiştirmedi, yeni değiştirdiler." Jimin gülerek Sed'in söylediği şeylere cevap veriyordu.
Yaklaşık yarım saattir çevirdiği kalem yere düşerken Jimin Sed ile konuşmasını saniyelik keserek kendi tarafına gelen kalemi aldı.
Jungkook gözlerinin uzun süredir mavi gözlerle buluşmadığını fark etti. Jimin'in gözleri veya dikkati sürekli olarak Jungkooktaydı. Tamamen dalgın davranıyor ve asla konuşmuyordu gerekmediği sürece.
Neyi olduğunu soramazdı fakat o hali tüm sinirini yok ediyordu. Kalemi verirken gözlerini ayırmadı. Sed'in elini omzuna atıp onu döndürmesiyle odağı değişmişti.
Konuşma gittikçe farklı ve konu dışına çıkarken Jungkook'un hiçbir şey söylemeden odadan çıkması ile sessizlik oluşmuştu.
Jimin Yoongi'ye doğru döndü.
"Ne oluyor?" Yoongi'nin kaşları çatık bir şekilde kapıdan çektiği bakışları Jimin'e geldiğinde yumuşamıştı.
"Ne? Ne ne oluyor? Bir şey olduğu yok." Arkadaşının durumunu ortalıkta özellikle de tanımadığı bir avukatın önünde serecek değildi.
Namjoon konuştu Jimin'i destekleyecek şekilde.
"Bunlar hiç onluk hareketi değil." Sed bulunduğu ortamda bulunmaması gerektiğini düşünerek ayaklandı.
"Benim bir işim vardı, tekrar gelirim." Onun çıkmasıyla Jimin tekrar Yoongi'ye dönmüştü.
Jungkook sertti fakat umursamaz değildi. Şimdiyse kimseyle uzun süre iletişim kurmuyordu.
"Yoongi, lafı dolandırma." Yoongi de köşeye sıkışmıştı, Jungkook hakkındaki endişelerini anlatabileceği tek insanlar buradaydı. Anlatmayı seçti.
"Ne bekliyorsunuz ki? İki senedir ölüm gibi geçen görevden döndük. Orada ne yaşadığımız tahmin dahi edemezsiniz ki adam geldiği an ayrıldınız. Nişanlanmak üzereydiniz Jimin, gülüp oynamasını mı bekliyorsun?" Jimin'in gözleri birkaç saniye Yoongideyken adımlarını hızla odadan dışarı çıktı.
Bahçede olduğunu öğrendiği adamı görürken yanına doğru ilerlemişti. Bahçedeki arada duvara yaslanmış sigara içiyordu.
