Annemin çığlıkları kesilmişti. Bir kız kardeşim olması için dualar ediyordum ama dualarım pek ise yaramamıştı annemin 3. erkek çocuğuydu. Kardeşim Alex yerinde duramıyor çocuğun yüzünü görmek için parmak ucuna kalkiyor ama ise yaramiyordu. Odanın kapısı gıcırdayarak açıldı sarayın en büyük kapılarından biriydi nerdeyse tüm doğumlar burda gerçekleşiyordu bir gelenek hâline gelmişti. Kral Magnus ve eşi Kraliçe Amber içeri girdi. Kral Magnus kardeşimi annemin kucağından aldı "Bu yavrucaga bir isim koyalım" annemle babam uzun süredir bir isim düşünüyordu.
"Sevgili kralım eğer izniniz olursa ismini Mateo koymak istiyoruz" babamın siyah saçları koyu mavi gözlerine ulaşmak üzereydi düzgün taramaya vakti olmadığı belliydi. Kralın sıcak gülümsemesi bizi mutlu etmişti Mateo ismi bundan 50 yıl önce bir Kralın ismiydi Tanrı hediyesi anlamına gelirdi ve Kral Mateo'nun bir goril kadar güçlü, bir tilki kadar zeki ve bir tanrı gibi kusursuz olduğu söylenirdi ama (bazi kitaplarda mugnas olarak da tabir edilir) barbarda olduğunu söylerlerdi krallığı en çok genişleten kral olmasının yanında kardeş kanı dökmüş ve milyonları katletmişti. Abimin yüzü asıktı belki de kendi ismini pek sevmediğinden ismini Luke koymuşlardı eski dönemlerde bir Tanrıçanın Luke adında güçlü bir asker yaratıp diyer Tanrı ve tanrıçalara saldırdığı söylenir o gün gökten 15 yıldız aynı anda kaymıştır bununda ölen 15 tanrı ve tanrıçayı sembolize ettiği söylenir. 15 Tanrınin ölümünden sonra 5 tanrıça bir araya gelip Luke'u dünyaya gönderdiği ve onu sonsuz yaşam verip sonsuz mutsuzlukla lanetledigi söylenir ne kadar doğru bilinmez ama o gün den sonra Luke'un kendini Güneşe zincirleyip öldürmeye çalıştığı söylenir lakin ölmemiş sadece acı çekmiştir ordan çıkmaya çalıştığında ise öldürdüğü Tanricalardan birinin oğlu onu oraya sabitlemiş ve çıkmasını engellemiştir. Luke'un hâlen Güneşe zincirli olduğu söylenir. Ben Luke gibi güçlü bir askerin güneşe sabitli kalacağına inanmıyorum 15 tanrı ve tanrıça katletmiş birini zincirler mi durduracaktı. Alex annem gilin yanına koştu bebegin suratını inceledi "Akşam yemeğine kalıcaksiniz değil mi?" Kral mutlu görünüyordu bizi yemeğe davet etmesi inceydi. "Onur duyarız baba" annemin sesi kulaklarımı tırmaladı Kral Magnus denmesine o kadar alışmıştım ki annem baba deyince garip geldi.
Akşam yemeği için herkes masadaki yerini almıştı. Kral Magnus kadehini kaldırdı "Çocuğum Luna bu gün 3. oğlunu ve 4. çocuğunu dünyaya getirdi umarım Mateo ismi gibi hediye kadar güzel olur. Luna ve hanesine." Hepimiz kadeh kaldırdık. Annemden sonra Kraliçe ve Kralın 3 çocuğu olmuştu. Kraliçe Amber annemin öz annesi değildi. Annemin öz annesi vefat etmişti çok ani olmuştu 2. çocuğuna hamileyken bir sabah odasında ölü bulunmuştu. Yemekten sonra Ella yanıma geldi Kraliçenin 3 çocuğundan en küçük ve tek kız olan oydu "Bahçede dolaşmak istermisin?" "Tabii ki" masadan kalktım masadakileri selâmladık ve kapıya yöneldik arkamızdan 4 oğlanında kalktığını duydum benim erkek kardeşlerim ve onun abileri arkamızdan geliyordu. Alex'i anlıyordum küçüktü ve aramız çok iyiydi ama Luke sürekli peşimdeydi bende onu seviyordum ama bazen yalnız kalmak istiyordum o beni bırakmıyordu. Ella'nın abilerinden biri Leroy benim abim Luke ile yaşıttı ıkiside 10 yaşındaydı Aaron 12 yaşında ve en büyüğümüzü. Onun abileri ile benim abim arkadaş olabilir ve bir takılabilirdi ama onun yerine pesimizde dolasmayi tercih etmişlerdi. Sanki onlara bakan büyükler bizdik. Alex'in abisinin yanında durması beni şaşırttı Luke genelde onu yanına almazdı aralarında yaş farkı çoktu Alex 5 yaşındaydı. Bahçedeki büyük elma ağaçlarının arasında yürüyorduk. "Amaris artık bu sarayda kalırsınız değil mi Yeşim ağaçlarına geri mi dönüceksiniz yoksa"
Burnumu kırıştırdım "Açıkçası bilmiyorum bunu daha konuşmadık" "Umarım burda kalırsınız çok iyi vakit geçireceğimize eminim" gülümsedim Ella'yı seviyordum ama Yeşim ağaçlarının orda yakın arkadaşlarım vardı. Ayrıca burda Kraliçe Amber ve gıcık oğulları vardı. Arkadan bağrışmalar duydum. "Benimle düzgün konuş Aaron." "Ne konuşmazsam ne olur Lukluk." "Abimin adı Luke lukluk değil"
"Sen karışma Alex" " O zaman sende karışma Leroy" bir anda hepsi bana döndü " Saçma sapan kavga ediyorsunuz size yakışmıyor. Siz herhangi birileri değilsiniz prenssiniz böyle kavgalara girmemelisiniz." Bak sen şu küçük Amarise bize prensliği öğretiyor." Aaron dibime kadar geldi. Aramızda boy farklı olmasa büyük ihtimalle burun buruna olurduk. "Kesin şunu" Ella beni kolumdan çekti "Hadi gidelim Amaris bunların hepsi salak" arkamızı döndük ve ilerlemeye devam ettim "Salak mi?" "Öyle dediğim için beni anneme şikayet edecekler" "Haklıydın ama hepsi salak." Biz bahçede yürümeye devam ettik oğlanlar ise gözden kayboldu. Bir süre sonra yanımıza bir asker geldi "Prenses Amaris, Prenses Ella sizi ortak salona bekliyorlar." "Ne, neden dolaşıyorduk?" Ella sabırsızca askerin sözünü kesti. Asker bir bana bir Ella ya baktı. "Kardeşleriniz küçük bir kavga etmiş." Ella başını iki yana salladı "Gerçekten salaklar" "Kimseye bir şey oldu mu?" "Bilmiyorum, Leydim." Saraya doğru koşar adımlarla ilerledik. Büyük salonun devasa kapısının önündeydik kapının yanında elim karınca kadar kalıyordu. Içeri girdik Alex bir sandalyeye oturmuş hanımlardan biri elini sarıyordu. Annemin yanına gittim "Ne oldu?" Ella direkt başına pansuman yapılan abisi Aaron'un yanına gitti. Annem sessizce "Tam olarak bizde bilmiyoruz görmüşsünüzdür diye sizi çağırdık." Kralice Amber annemin lafını böldü titreyen sesiyle "Senin abin oğlumun kafasına taşla vurmuş" annemde onun lafını böldü "Leroy da Alex'in eline cam saplamış." Kral "Yeter" diye fısıldadı herkes sustu bağırmasına bile gerek yoktu sessizce fısıldadı ve herkes sustu. "Ella ve Amaris ne olduğunu biliyor musunuz?" Ella bir şey demeden bana baktı "Hayır bilmiyoruz Ella ve ben elma ağaçlarının arasında yürüyorduk." "Peki siz prensler bunun neden olduğunu anlatıcak mısınız?" Kimseden ses çıkmadı Alex bana bakıyordu başımla onu onayladım Krala döndü " Luke'la dalga geçiyorlardı Lukluk diyorlardı bende abimi korumak için Aaron a AYIron dedim. Ardından Leroy saçımı çekti bende yere düştüm. Luke Leroya tekme attı ve Leroy yere düştü..." Alex durdu yere bakıyordu kimsenin yüzüne bakmıyordu. "Devam et Alex" Alex Kralın gözüne baktı. " Ben Leroy'la yerde cebelleşiyordum yerden bulduğu cami elime sapladi ve beni itti yerden elime bir taş geldi. O sırada Aaron Luke'a vuruyordu bende taşla Aaron'a vurdum sonra askerler geldi ve bizi ayırdı." Odaya bir sessizlik çöktü önce saldıran onlardı. Alex'in yanına gittim. "Bir daha bir kavga olursa hepiniz ceza alırsınız anladınızmı beni." Kimseden ses çıkmayınca kral gür bir sesle "ANLADINIZ MI?!" 4 oğlanda korkak bir sesle "Evet" dediler korkunca kedi gibi olmuşlardı. Alex'e baktım sargılı eline bakıyordu. Saçını okşadım. Bana döndü "Elimi gene kullanabilir değil mi?" "Sanmıyorum bence sana bundan sonra tek el Alex demeliler" korkmuş gözlerle bana baktı "Cidden mi?" Sırıttım "Dalga geçiyorum zamanla düzelir." O tatlı gülümsemesi yüzüne yerleşti. Gamzeleri belirginleşti. "Şimdi herkes odalarına." "Babacım biz artık Yeşim Ağaçlarına dönsek iyi olucak." "Hayır burdan sonra burdasınız." "Ama-"
"Bu bir emirdir." Annem başını salladı. Annem bizi odamıza çıkardı. Beni kolumdan tuttu Alex ve Luke içeri girdi annem eğildi ve iki kolumdan tuttu " Amaris kardeşlerine çok dikkat etmen gerek Amber'ın oğulları onları sık sık gövde gösterileri için kullanmaya çalışacak Ella ile arkadaşlığını biliyorum ama önemli olan kardeşlerin." "Seni anlıyorum anne." Gülümsedi ve anlıma bir öpücük kondurdu "Evet, elbette anlıyorsun...Hadi yatağa iyi geceler" "Iyi geceler anne." Odaya girdim Alex eline bakıyordu yanına gittim "Bir şey yok Alex 2-3 aya bir şeyin kalmaz diye düşünüyorum." "Umarım abla" "Senin bir şeyin var mı Luke" Luke yatağına oturmuş öylece duruyordu yanına gittim. "Iyiyim" başımı iki yana salladım "Hayır değilsin." "Biliyorsun da ne diye soruyorsun." "Bana niye sinirlisin" "Sınırlı değilim." "Ama öyle davranıyorsun" " Iyi geceler Amaris" kendi yatağının içine yerleşti bende kendi yatagima ilerledim "Iyi geceler..."1154 kelime.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amaris "Ay Parçası"
FantasíaAmaris doğduğu sarayda taht için neler yapılacağının farkında değildi ama çok küçük yaşında gerçeklerle yüzleşti. Ailesini korumak için en büyük taşların altına elini koydu ama parmakları kırılmaya başlayınca onu sarabilicek mi ya sarıcak birilerini...