𖠌

272 33 32
                                    









°.✩┈┈┈┈∘*┈┈┈┈*∘┈┈┈┈✩

°

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

°.✩┈┈┈┈∘*┈┈┈┈*∘┈┈┈┈✩






SUGURU SPOR SALONUNA OTOMATTAN ALDIĞI ELİNDE TUTTUĞU İKİ İÇECEKLE GİRDİĞİNDE, SATORU SIRTINI DUVARA DAYAMIŞ BİR ŞEKİLDE KENARDA OTURUYORDU. Sahada yere seken top sesleriyle birkaç öğrencinin bağırışmaları yankılanıyordu. Suguru, çoktan üstünü spor kıyafetleriyle değişmiş arkadaşının yanına onun yaptığı gibi sırtını duvara yaslayıp kayarak yere oturdu.

İkisi de koridordaki o konuşmanın ardından sonraki dersleri için erkenden gelip üstlerini değiştirmişlerdi. Bunlar olurken pek konuşmamışlardı bile bu yüzden Suguru bir şeyler almaya gideceğini söyleyip çıkmıştı.

Mavi gözlü çocuk, kucağında tuttuğu basket topuna sarılmış şekilde kafasını topun üzerine yaslayıp gözlerini yere kitlemişti. Aslında, muhtemelen sadece düşüncelere dalmıştı ve zihnindekileri tartıyordu. Çünkü arkadaşının geldiğini fark etmemişti.

"Yo, Satoru?" Elindeki hala soğuk içeceği gözlerinin önünde sallarken onu kendine getirmeyi başarmıştı. Satoru içeceği aldıktan sonra teşekkür ederken kendi içeceğini dikliyordu.

"Ne düşünüyorsun?" Sinsice sırıtarak sorduğu soruya karşılık sadece abartılı bir göz devirme aldı. "Sana dürüst olmakla hata ettiğimi. Gerçi benim itiraf etmemem bir şey değiştirmeyecekti." İmalı sözleriyle birlikte Suguru kıkırdadı.

"Yine de senden bizzat duymak daha eğlenceliydi." İçeceğinden bir yudum daha aldıktan sonra ciddiyetini tekrar kazandı. Arkadaşının bu kadar endişeli oluşunu anlamamıştı, y/n'den hoşlanıyorsa ona yardım edebilirdi sonuçta. Fakat neden kendisine şimdiye dek bir şey söylemediğini anlamamıştı. İkisi de en yakın arkadaşları olmasına rağmen ikisi de birbirinden salaktı.

"Az önceki soruyu değiştiriyorum, ne yapacaksın?" Mavi gözlere öylece bakarken yüzünden geçecek hiçbir ifadeyi kaçırmamaya çalıştı. Ama Satoru cevap vermek için bir an bile beklemedi. "Hiçbir şey." Kucağındaki topu kendinden uzak bir yere yuvarladıktan sonra uzun bacaklarını uzattı ve önce arkadaşının verdiği içecekten bi yudum aldı.

Suguru bu hızlı ve olumsuz cevaba şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. "Ne demek istiyorsun? Nasıl 'hiçbir şey'?" Gojo omuz silkti ve onun aksine kaşlarını çatıp gözlerine baktı. "Beni duydun, hiçbir şey. Evet ondan hoşlanıyorum. Ama bu bir şey istediğim ya da yapacağım anlamında değil Suguru. Sana söyledim, hoşlandığım kadar aynı zamanda ondan rahatsız oluyorum ve onu görmek bile istemiyorum."

Arkadaşı ağzını açıp lafa girecekken devam etti. "Hayır, biliyorum. Bunlar ona karşı olan romantik hislerim yüzünden sahip olduğum duygular değil. İnan bana ve.. Lütfen benim için zorlaştırma." Satoru ilk kez olduğu gibi tek seferde arkadaşına tüm hislerini açtığı için hem rahatlama hem de sıkıntıyla gözlerini kapatıp derin bir  nefes verdi. Elini saçlarından geçirdikten sonra içeceğin son yudumunu aldı ve boş kutuyu daha sonra almak için yanına bıraktı.  Hızlıca ayağa kalkıp biraz önce kenara yuvarladığı topu almak için adımladı.

Suguru o sırada kendisine bir şey söyleme fırsatı vermeden şaşkınlık ve hafif üzüntü ile gidişini izlediği arkadaşı için endişeleniyordu. Bahsetmediği bir şeyler vardı. Yıllardır beraber olduğu arkadaşını tanıyordu sonuçta. Duygularını gerçekten açtığını düşünüyordu. Hayır, emindi. Satoru böyleydi çünkü. Biriktirir ve zorlanmadıkça bir şey anlatmazdı.

Ama bu farklıydı. Suguru aptal değildi ve bir şey olduğuna emindi.  Aralarında bir şey olsaydı en azından y/n mutlaka anlatırdı. Ne olduğunu bilmese de ona yardım etmek istiyordu. Onu bu kadar strese sokup düşündüren her ne ise çözmek istiyordu. İki arkadaşının da hislerinin boş olmadığına şahitti çünkü. Satoru ne kadar gizlemeye ve diğerlerine çaktırmamaya çalışsa da adı geçtiğinde dahi bakışları, gözlerindeki parıltı ve ondaki heyecanı yakalıyordu.  Biliyordu.

'Aklında ne var Satoru..' Yine de şu an onu rahat bırakmaya ve üstelememeye ve doğru zaman için beklemeye karar verdi. Sonuçta, ikisi de bundan kaçamayacağını biliyordu ama şimdilik bekleyebilirdi.

Satoru tam önünde durup elindeki basket topuyla ona yukarıdan sırıtırken, düşüncelerinden kurtulması çok kolay olmuştu. "O maymun kıçını kaldır da seni ezeyim."

Sinirleri gerilirken sakin kalmaya çalışarak gülümsemek çok zordu. Ayağa kalkıp dişlerinin arasından "Seni buraya gömeceğim Kakaducuk." İkisi de hem sinirden hem de az önce çıkan aradaki gerginliği yok ettiği -hem de konuyu rahatça değişebildikleri- için gülüyordu.

En sonunda Satoru kahkaha atıp "En iyiyi yenebilmen için ben olman lazım." diye kelime oyunu yapmıştı kendisi için. Suguru o kendisini överken atak yapıp elinden topu kaptığı gibi sahanın içine doğru koştu.

"Oi! Hile yapma!" Afallamasını çabucak toparlayıp Satoru da arkadaşına yetişti.







ㅤ︶︶︶︶︶︶︶˗ˋ  .*ೃ✧₊˚.❁ ↷

yakalachat😁 noluyocok sasirdiniz dimi ben deoyle😱

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 23 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

 gojo satoru • clown Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin