16 - Kabullenme -

174 23 13
                                    

Havai fişek festivali bitmişti. Damian, Anya'yı Sabo ve Becky'nin yanına götürmüştü. Kendisi ise arkadaşlarının yanına gitmişti.

"Patron nerelerdeydin. Gösteriyi kaçırdın"

Damian biraz tebessüm etti ve arkadaşlarına cevap verdi.

"Merak etmeyin hiç bir şey kaçırmadım."

İkisi de bu duruma anlam verememiş olsa da çok üstelemediler.

En sonunda sıkılınca ve hava geç olunca yurda gitme kararı aldılar. Akşam kendi odalarına gittiler. Üçü aynı odada kalıyordu. Bu yüzden gün boyu ne kadar eğlendiklerinden ve Damian yokken neler yaptıklarından konuştular. Damian ise Anya'yı anlatmamıştı. Saklamayı düşünüyordu. Arkadaşlarının onu küçük görüceğini düşündü. Nede olsa bir zamanlar kendisi Anya'yı zorbalardı. Onun yerine yalan uydurmayı seçti. Tuvalete gittiğini sonrada yolu kaybedip onları aradığını söyledi. Böylece gün biterken akşam Damian yatağında olanları düşünürken verdiği heyecan ile uyuyamıyordu.

Anya ise arkadaşlarına yalnız vakitleri nasıl geçtiğini sormuştu. Onlarda kısaca cevap vermişlerdi. Cevapladıktan hemen sonra Damian ile ne yaptıklarını soruşturdular. Anya daha onlara demeden Damian ile vakit geçirdiğini nasıl anladıklarını düşünüyordu. Sonra ise Becky'nin dediğine göre Damianları görmüşler ve Damian Anya'nın yanına gelsin diye oradan uzaklaşmışlar. Ve uzun bir süre Anya'yı aramamalarının en başlıca sebebi de buymuş. Günün sonunda Anya her şeyi onlara anlatmıştı. Eve geldiğinde ise balığı güzel bir cam fanusa koyup gece uyumadan bir süre balığı izlemişti.

Damian yattığı yatakta Anya'yı hayal ediyordu belki de kafasında 10-20 hatta yüzlerce kez ona çıkma teklifi etmişti ama bu sadece düşüncede kalıyordu. Her ne kadar kendisine kabullensede Anya'ya nasıl açılacağında kararsızdı. Yada açılacak mıydı?

~
-Damian'ın bakış açısından-

O günden sonra kendimi sürekli bu konu hakkında düşünürken buluyordum. Gerçekten de seviyor muydum yoksa sadece bir heves miydi işte bu ikisini birbirinden ayırt etmek imkansız gibi birşeydi. Peki bundan nasıl emin olabilirdim ki?

Sabah okula gittim gözlerim onu aradı. Daha gelmemiş miydi? Onu bahçede göremeyince sınıfa gittim nede olsa sınıfta görürdüm. Sınıfa geçtim ve yerime oturdum. Gene en arka sıradaydım burayı seviyordum. Rahat oluyordu. Herkes gözümün önündeydi. Sırama yerleştim ve kitaplarımı almaya dolabıma gittim.

Dolabımın içinde bir not vardı. Pembe tonlarında bir zarfı vardı. Kitapları boş verip notu elime aldım. Bir aşk mektubu olduğu belliydi ama okuldaki kim yazmış olabilirdi bunu tahmin etmek imkansızdı. Çünkü okuldaki herkes beni tanırdı.
Zarfı açtım. Üzerinde isim yazmıyordu ve mektubu okumaya başladım.

Sevgili Damian-sama

....

Zaten başını görmem ile kağıdı tekrardan dolaba atmıştım. Neye ümitlendiysem.
Sonra saygısızlık olmasın diye okuyacaktım ama şuan ona kafa yormak istemiyordum. Dolabımdan kitaplarımı aldım ve sınıfa gittim. 3. Dersim imparatorluk dersiydi. Yani sınıfta sadece 2 ders durabilecektim.
Ders saati başlamıştı ama hala Anya gelmemişti. Sensei sınıfa girmiş yoklama alıyordu sıra Anya'nın ismine gelince Anya bir anda kapıyı açtı ve nefes nefese sınıfa girdi.

"Sensei gommennesai (özür dilerim) geciktim. Bir daha olmaz kusuruma bakmayın"

Anya daha nefesini toparlamadan ardı ardına hızlı bir şekilde konuşması onu daha nefesi kesilmesine sebep oluyordu. Öğretmen anlayışla karşıladı ve bir daha olmaması için uyarı yaptı. Anya saygıdan özür dilemek için eğildi ve hemen sırasına yani Sabo'nun olduğu sıraya geçti. Gözlerim Anya'daydı. Sınıfa acelalele gelmesi ve koştuğu için ter içinde kalması dikkatimi çekmişti. Bir süre onu inceledim. Dersi dinlemiyordum zaten dinlememe de gerek yoktu. Önceden bu konuya kendim bakmıştım. En sonunda duygularımdan gına geldi ve iç çekip kafamı masaya koydum.

Anyamian - SPY X FAMİLY - Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin