Atsushi Nakajima
" Sen bunların hiç birini hak etmiyorsun Atsushi Nakajima. "
Hala kafamda yankılanıyordu sesleri, sanki tek suçlu ben mişim gibi, acı verici her şeyden kurtulduğum için mutlu olmam gerekirken ben onların son söylediği sözlere takılı kaldım, acınasıyım değil mi? Hep öyleydim insanlar bana sadece acıdılar, ne bir yardım ne de sıcak bir sarılma, asla olmadı, hep hayallerimde kaldı, derken gözlerim kararmaya başladı...
Akutagawa Ryunosuke
İşimi sonunda bitirmiştim ve Chuuya'nın yanına geri dönebilirdim, derin bir nefes aldım ve ellerimde olan kan izlerini dikkatlice temizledim ve yola koyuldum, yürürken karşıma çıkan yerdeki çocuğu görünce anlık olarak duraksadım, burada ne yapıyordu? " Giydiği yırtık kıyafetlere bakılırsa evsizlerden biridir muhtemelen. " dedim ama o bir evsize göre fazla güzeldi, bembeyaz saçları gözlerine uzanan saç tutamları onu gözümde parlatmaya yetiyordu. Onu yanıma almak istiyordum, bekle ne? hayır, kesinlikle olmaz, bir evsizi kendi yerime getiremezdim ama Chuuya'nın da buna kızacağını sanımıyorum, siktir, kendime hakim mi olamıyorum şimdi? Galiba sadece bir çarem var, onu yanıma almak. Yanına doğru uzandım ve Rashōmon'u kullanarak onu taşımaya çalıştım, pekte zor olmadı çünkü hafifti ama biraz fazla hafifti, sanki güzlerdir yemek yememiş gibi, neyse bunlar normal sonuçta o bir evsiz? Ben bunları düşünürken çoktan kapıya gelmiştim bile, zile bastım.
Chuuya: Kimsin.
Akutagawa: Benim Chuuya
dedikten sonra büyük kapılar aralanmaya başladı ve o büyük evi görmemi kolaylaştırdı, içeriye doğru adım atmaya başladım ve kapıdan girer girmez birisi kafama vurdu, Chuuya.
Chuuya: Bu kim ?
Akutagawa: Dışarda yerde yatıyordu ve istemsizce onu yanımda tutmak istedim eğer izin verirsen benimle kalabilir mi?
Chuuya: İş çıkarmadığı sürece sıkıntı olmaz ve baya da güzel çocukmuş.
Akutagawa: Herneyse ben onu yukarı çıkarayım, akşam yemeğinde görüşürüz Chuu.
Chuuya: Tamam hadi git bakalım.
Chuuya ile olan konuşmam bittikten sonra üste çıktım ve odama girdim, yatağım büyük olduğu için onu en rahat şekilde yatırdım ve üzerini örttüm ardından kalktığında üzerini değişmesi için birkaç kıyafet ve birde not bıraktım sonra da daha fazla oyalanmadan aşağıya indim.
Atsushi Nakajima
Rahat, sıcak, yumuşak hissediyorum, hiç dışarısının bu kadar iyi olduğunu düşünmemiştim derken gözümü araladım ve bir tavan, " BİR EV TAVANI BU " diyerek yerimden sıçradım, siktir bu bir rüya olmalı birsi beni evine mi getirmişti? Yoksa bu bir sapık mı? diye düşünürken sandalye üzerinde duran kıyafetlerle üzerinde olan not dikkatimi çekti.
Bunları giy ve beni bekle.
-Sakın o odadan çıkıp aşağıya inme hatta deneme bile.
" Ne? Hayır birine göre hareket edecek değilim ben. " dedim ve kapıya doğru yaklaştım, kapı kolunu aşağıya indirdim ve açmayı diledim nafile, açılmıyordu, denedim denedim denedim, olmadı, " bende bari kıyafetleri deneyeyim. " diye düşündüm ve koyulan kıyafetleri elime aldım, kravat, gömlek pantolon falan vardı, bende hemen üzerimdeki yırtık yetimhane kıyafetlerini atıp yeni giysilerimi giyindim derken kapı açılma sesiyle panikledim.
Atsushi: DUR GİRME HİÇ GÖRMEK İSTEMEYECEĞİN BİR GÖRÜNTÜ VAR ŞUANDA İNAN BANA.
Akutagawa: Peki, işin bitince aç kapıyı o zaman.
Atsushi: TAMAMDIR EMİN OL AÇACAĞIM.
Akutagawa: Başka şansın yok zaten de neyse.
Hemen üzerimi değiştirdim, derin bir nefes aldım ve kapıyı açtım.
Atsushi: Oha.
Akutagawa: Pardon? Laflarına dikkat et.
Atsushi: Özür dilerim.
Adam da yakışıklıymış ha ama kaşı yok neyse.
Akutagawa: Aç mısın?
Atsushi: Biraz.
Akutagawa: Beni takip et.
Biraz kaba geldi bu söz bana ama neyse gidelim bakalım nereye götürecek beni derken bir baktım kocaman bir salonun ortasındayım.
Akutagawa: Giderken göstereyim buraya saat 6 ve 8 arası asla inmiyorsun, birinci kural bu.
Niye ki? Böyle söyleyince daha da merak ettim, neyse kural kuraldır Atsushi uyman gerek. Daha sonra beni mutfağa getirdi, onu gören hizmetçiler ayağa kalktı.
"Bir isteğiniz mi var efendim?"
Akutagawa: Evet, bu çoçuğu yedirin sonrada odama yollayın.
"Tamamdır efendim hemen hazırlıyoruz."
konuşma biter bitmez beni getiren ve adını hala bilmediğim şahıs odadan çıktı.
"Ne istersiniz efendim?"
Atsushi: Aslında sadece pirinç verseniz olur.
Cidden mi Atsushi? Böyle bir yere geldin ve istediğin şey pirinç mi? Salağım ben valla.
"Pirinç mi? Siz bir deri bir kemiksiniz efendim ve Akutagawa-san'ın getirdiği bir misafiri pirinçle geri yollayamayız siz bekleyin biz hemen size bir şeyler hazırlayacağız, lütfen oturun."
Atsushi: Peki, teşekkür ederim.
Yüzümde istemsiz bir gülümseme oldu, böyle nazik insanlarla bir araya gelmeyeli uzun zaman oluyordu, bana dedikleri yere oturdum ve bekleme başladım. "Demek adı Akutagawa." diye kendi kendime söylenirken bir anda içinde hayatım boyunca görmediğim yemeklerin olduğu bir masayla karşı karşıya kaldım ve hemen yemeye başladım.
-Yemekten sonra-
Atsushi: Tıka basa doydum çok teşekkürler!
"Görevimiz efendim, şimdi Akutagawa-san'ı bekletmeyinde üste çıkın."
Ah doğru o vardı, hemen bir daha teşekkür edip mutfaktan çıktım, salonuda geçip merdivenlerden çıkmaya başladım ve sonunda odaya gelip kapıyı tıklattım.
Akutagawa: Kimsin?
Atsushi: Ben, Atsushi.
Akutagawa: Gir.
Odanın kapısı sessizce açtım ve onu gördüm, yatakta uzanmış ve gözleri kapalıydı.
Atsushi: İyi misiniz efendim?
Akutagawa: İyiyim ben. * Öksürür *
Atsushi: Peki, şey ben nerede yatacağım?
Akutagawa: Yatağın altında bir çekmece var onu aç orada küçük bir yatak var orada yatacaksın.
Atsushi: Peki, teşekkürler.
Yatağın altındaki çekmeceyi tutup bir güçle çektim ve açtım, küçük tatlı bir yatak vardı, hemen içine girip gözlerimi kapadım, yorucu bir gündü.
VEEEEE BU BÖLÜMDE BİTTİ, RUBY ÇOK YORULDU VE İLK BÖLÜM DİYE 600 YERİNE 770 YAZDIM NEYSEEE OY ATIN (ÖZELLİKLE BUNU YAPIN) VE YORUM YAPIN BOL BOL ÖPTÜM RUBY KAÇARRR o(*^▽^*)┛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
⌈ I'll protect you ⌋ ♡ // Shin Soukoku (Au)
Acción" Yerde yırtık kıyafetleriyle yatan ve titreyen beyaz saçlı o çocuk. " - Onu yanıma almalı mıyım? -Chuuya sıkıntı etmeyecektir. " Ve o sıcak kollar bembeyaz olan çocuğa dolandı. " Shin Soukoku, BxB, Slight Soukoku