"Selam, herkese arkadaşlar bölüm seyranın pelinin hamileliğini öğrendikten sonra Ferit ile birbirlerine karşı bütün nefretlerini kustuktan sonra seyranın Korhanların hesabına yatırdığı para ile yurt dışına gittikten sonraki olaylarla başlacayacak dostlarım şimdiden haberiniz olmasını isterim ki bazı yerler benim canımı yazarken sizinde okurken sıkabilir bilginizle
Şimdi bölüme geçelim keyifli okumalar..."[|]
Seyrandan...
"Burdaydım,güya beni sevdiğini söyleyen adam yüzünden ailemden ve sevdiklerimden ayrılmak zorunda kalmıştım.Geriye dönüp bir bakıyorum da
ben gerçekten lanetli miyim? Mutluluğu hiç mi hak etmiyorum hata mı yaptım? Beni sevdiğini söyleyen adama inanıp, güvenip mutlu yuva hayalleri kurmakta sonuca bakılınca yapmıştım. Çünkü o aşağılık adam yüzünden hayatım mahfoldu evlendiğimizde ve sonrasında mutluluktan aklını kaçırıcaksın diyen adam gerçekten de aklımı kaçırdı ama mutluluktan değil hüzün,keder, stres yüzünden madem ki eski alışkanlıklarından kurtulamadın, eski sevgiliden vazgeçemedin neden sana inanmama izin verdin üstüne çocuk peydahlayıp gözümün önünde karnı burnunda yalıya getirip odamıza sokup ve üstelik bunu sanki çok normalmiş gibi benden kabul etmemi bekledin ben tepki gösterince bana karşı değiştin ve bana nefretini kustun, sonra Allah yüzüme güldü ve seni terk ettim şuan burda İngiltere'deyim senden ve pisliklerinden kurtuldum umarım şuan mutlusundur ama sanmıyorum boynunda bu kadar günah varken mutlumusun...""..."
Seyran,gözünden akan yaşlara engel olamayarak kapattı günlüğün kapağını herseferinde ağlamayacağım dese de kendine hakim olamıyordu. Ferit yüzünden hayatının sillesini yemiş idi üstelik haksız yere yemişti neyse ki kurtulmuştu yaklaşık 2 sene olmuştu buraya geleli ve çok huzurluydu onu sadece sevdiklerinden ayrılmak üzüyordu.
Ama neyse ki yalnız değildi çünkü onun tatlı mı tatlı can oğlu yeşil gözlü siyah saçlı kendisinin ve babasının karışımı
olan oğlu Yağız Efe vardı Yağız Efe 1 yaşındaydı seyran İngiltere'ye geldiğinden kısa bir süre sonra başlayan bulantı,baş dönmesi,halsizlik onu doktora gitmeye teşvik etmişti hamileliğini ilk öğrendiğinde çok korkmuştu nasıl yapacaktı bir bebeğe bakabilcekmiydi ona babasızlığı hissetirmemeyi başarabilecekmiydi derken içi içini yemişti lakin yinede doğum yaptı ve bundan pişman olmadı oğlu doğduğunda ona ilk şunu fısıldadı "benim senden önce kimsem yoktu... Ama şuan sen varsın karanlık Dünyama bir güneş gibi doğdun biz ikimiz birlikte büyüyeceğiz bizim bizden başka kimsemiz yok." Demişti şuan üniversite eğitimini tamamlamış ve çok iyi bir şirkette tasarımcıydı ve birde anne idi dünyanın en iyi annesi oğlunu asla yanından ayırmıyordu.Nereye giderse onunda götürüyordu...[|]
Seyrandan...
Sabah Yağız'ın ağlama sesiyle uyandım ve beşiğine doğru yürüdüm ve onu kucağıma aldım.
"Günaydın canım oğlum"
Yağız ağızında gülücükler saçıyordu az önce ağlayan çocuk gülüyordu bu benide güldürmüştü.
"Maşallah Yağız bey keyfiniz yerinde gelin bir karnızı doyuralımda keyfiniz daha iyi olsun" diyerek yanağından öptüm.Sonra pijamamın bir kaç düğmesini açıp göğüsümü çıkardım ve Yağızı emzirmeye başladım lakin beyefendi herzaman ki gibi ilk göğsümü ısırmış sonra emmeye başlamıştı bu ağzımdan küçük bir inleme çıkmasına sebep olmuştu benim canımın yanması Yağızı güldürmüştü.
"Ne o bakayım annenin canın yanması pek hoşunuza gitti galiba Yağız bey"
Derken fazla oyalandığımızı fark ettim Yağızı emzirdikten sonra önce kendimi sonra Yağızı hazırlayıp işe gitmek için arabaya bindik Yağızı bebek koltuğuna koyup kendim sürücü koltuğuna geçtim ve arabayı şirkete sürdüm.
Selam tekrardan herkese ilk bölümü yayınlandım içimdeki heyecanı anlatamam size bölümü nasıl buldunuz torunumuzu sevdiniz mi lütfen bölümün nasıl olduğunu yorum olarak baylaşın ve destek vermeyi unutmayın yeni bölüm yarın gelir büyük ihtimalle.
Sevgiyle kalın görüşmek üzere :))
Buda Yağız Efe
Yağız Efe 1 yaşında olduğu
için daha küçük düşünebilirsiniz