6. •Bugün günlerden 14 şubat, sevgilim olur musun?•

907 57 118
                                    

Kim Taehyung'un binası.

Buraya gelmemin yani zorla getirilmemin üzerinden tam olarak üç hafta geçmişti ve ben mutluydum. Kim Taehyung denilen adamın sözünü dinlemeyerek işi bırakmadığım bir hafta boyunca her gün bana çiçek yollamıştı. İçin de ise en güzel notları barındırmıştı.

İlgimi çekmiş miydi kesinlikle.

Birinci haftanın sonunda dediği gibi yeni yeni borçlar çıkmıştı ve beni bir hayli zorlasa da önümden bana söylemeden bütün zorlukları çekmişti ve ben bunu Yoongi hyung'un şahitliğiyle öğrenmiştim.

Onu yanıma çağırdığım da bir kere daha sikmek istermisin diye sormuştum. Bu ise sertçe çenemi tutup başımı sallamasını sağlamıştı. Becermek istemediğini söylediğinde ise yüzüne bir ciklet patlatmıştım.

O ise benimle konuştuktan sonra gitmişti. Ona sormuştum. Neden bana iyilik yapıyorsun diye. Cevabı ise 'gözlerin efsun gibi bilmem hoşlandım galiba' olmuştu. Normal birisi gibi davranıyordu. Ama masasına en son oturduğum ve muhabbet ettiğim adamla yanıma gelerek beni çekiştirmişti.

Ben de işi bırakmıştım ve onun beni sikerek bitirdiğim partiden kalan parayı yemeye başlamıştım. Dediğim gibi alış veriş yapıyordum ve en az günde kapıma iki kargo geliyordu.

Kim Taehyung ise mesaj atmaya devam ediyordu.

İşi bıraktığımı öğrendiğin de kapıma gelmişti ve benden bir öpücük çalmıştı. Beni yalnız bıraktığında ise her an onu düşünmeye sürüklemişti beni. Aramadığı yazmadığı dakikalar da ise telefonu kontrol etmeye sürükledi.

Evet üç hafta da beni tavlamıştı. Galiba en çokta sikmek istememesine tav olmuştum. Her gelen bunun için geldiğinden garip olmuştu ve bir gangster bir artı bir evi mi çicekle donatmıştı. Çekmece mi ise notlarla.

Bugün ise aldığım pembe güllerin için de ki notta yazan 'bugün günlerden 14 şubat, sevgilim olur musun?' yazısıyla göğsüm pır pır etmişti. Güllerin içine iliştirdiği kalpli çilekli şekerler salonda kıkırtılarımın duyulmasını sağladı. Birbirimizi neredeyse bir elin beş parmağı kadar görmüştük ama o notlarıyla beni tav etmişti.

Edebilmişti...

Ansızın onun için hazırlanmıştım.

Üzerimde kırmızı ceketim, altımda aynı renk kalçamın hemen bir parmak altında biten şortum. Göğüs çizgime kadar açık olan ceketim iki düğmeyle örtülmüş, altım da tenimi gizleyecek tek bir kumaş yoktu.

İş yerimde olsaydım adlandırılacağım isim erkek oruspusu olurdu.

Saçlarım siyah, uçlarına serpiştirilmiş kırmızılarla gangsterlerin arasında yürüyorum. Geldiğim bina da iri yarı adamların bakışları anında üzerime dönüyor, ilk gelişimin de bu bakışlar da tabi ki etkisi vardı.

Şimdi ikinci kez bu binaya kendi isteğimle gelmiş kendimi ona göre ayarlamıştım. Kulağıma dolan ıslık sesiyle kıkırdarken bunu yapan adama bakmıştım. Hemen sonra ensesine inen tokatla daha da kıkırdadım.

Ayaklarım yere sertçe basıyordu ve önüme aniden düşen bir kağıt parçasıyla gözlerim düşürene bakmıştı. Gördüğüm sex partisin de min-su isimli adamla ise kağıdı ezerek geçmiştim.

Yüzlerinde yara izleri olan adamlar. Tam bir bataklık gibiydi aslında olduğum yer. Hepsi tehlikeli gözüküyordu, hepsinin bakışları tehlike barındırıyordu. Ama vardığım kapının ardında ki kişi tek tehlikeli hissettirmeyen kişiydi.

≛ A Gangster Prince ≛Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin