Enseme vurulan tokatla kafamı sıradan kaldırdım. Kafamı kaldırdıgımda sinirli bayan Kim ile karsilastim.
"Goruyorum ki uykunuz dersten daha onemli bay Hwang?"
Sinirle ic cektim.
"Evet, uykum sizin sikik konusmalarinizdan daha onemli."
Saka yapiyorum, tabikide boyle demedim, bursla zar zor girdigim okuldan kovulmak istemem.
"Ozur dilerim bayan Kim..."
Isteksiz bir sekilde ozur diledikten sonra bayan Kimden azar isitmemek icin defterime kucuk cizimler yapmaya basladim. Kucuk bir tavsan cizdim. Kafasi kopmus sekilde. Tavsanlardan nefret ederim.
20 dakika sonra zil caldi, muzik sinifina gitmek icin cantami alip matematik sinifindan ciktim, telefona bakarak koridorda yururken arkamdan hortlak gibi cikan Jisungla ic cektim.
"Anani sikiyim Jisung, anani sikiyim."
"Ayip ama, annem cok sever seni oysa."
"Bende anneni çok severim."
Jisung beni dövmeden önce hızlıca yüzümdeki sırıtışla müzik odasına girdim. Tam sırama gitarımı yerlestirecektim ki sıranın üstündeki kap dikkatimi çekti. Gitarımı yan tarafa yerleştirdim ve minik kabı açtım. Burnuma dolan portakal kokusuyla gülümsedim
"Sen nerden geldin buraya..."
Portakallı keke bakarak kendi kendime konuştum, ve bir dilim ağzıma attim. Tam yerken elimden kapılan portakallı kekle kaşlarımı çattım, ve kafamı alan kişiye bakmak için kaldırdım, gördüğüm yüz tanıdık ama ismini bilmediğim bir yüzdü. Sarışın saçlarının tutumları saçlarının önüne düşüyordu, ve minik kaşları çatılmış, dudakları büzüşmüş şekilde bana bakıyordu. Benden küçük duruyordu, büyük ihtimalle 9 veya 10. Sınıflardandı, gülümsedim, ellerimi birbirine çarpıp elimde kalan kek parçalarından kurtuldum ve yerden kalktım, sarışın çocuğun gözleri beni bırakıyordu, tatlı ama sinirli ifadesi hala yüzündeydi. Sonunda büzüşmüş olan dudaklarını ayırıp konuştu.
"Senin olmayan eşyalara dokunmamayı bilmiyor musun?"
Minik bir kıkırtı çıkardım.
"Benim sırama konulmuş bir kek kimin için olabilirdi ki?"
Kaşlarını dahada çattı ve dudaklarını yine bir kaç kelime etmek için araladı.
"Sadece bi kaç saniyeliğine eşyalarımı almaya gitmistim, ve kekimi oraya koydum, yarısını yemişsin bile! Bunlar başkası içindi..."
Yüz yüze gelebilmek için kafamı biraz eğdim.
"Çok yazık, yediğime göre artık benim olabilir bence?"
Gülümsedim ve elindeki kek kabını bir hamlede aldım ve bir parça daha kek attım ağzıma, son dilim olduğunu bilmeden, çocuğa baktığımda kaşları dahada çatılmıştı.
"Seni Bayan Kim'e söyleyeceğim!"
Arkasını dönmüş tamda hocaya gitmek için hazırlanmışken kolundan çektim ve vücudunu bana döndürdüm.
"HAYIR! Yani, lütfen..."
Çocuk hemen yüzünü yüzümden uzaklaştırdı ve kollarını göğüsünün önünde birleştirdi.
"Bana söylememen için bir neden ver."
"Ama... haberim yoktu, lütfen! Yeterince disipline gittim, eğer 1 kez daha gidersem atılırım! İstediğin herşeyi yaparım, ama lütfen söyleme!"
Çocuk beni baştan aşağı gözleriyle süzdü.
"Hmm, aslında aklımda bir şey var..."
Ben kaşlarımı çattım ve vücudumu kollarımla sardım.
"Uzak dur benden!"
Çocuk kızardı ve kaşlarını çattı.
"N-ne diyosun be! Yemek kulübünün başkanıyım ben... 10. Sınıflardan Lee Yong-bok. Önümdeki hafta 12ler bir parti veriyor, ve onlar için atıştırmalıklar hazırlamam gerek, bana onları yapmam için yardım edeceksin!"
Kaşlarımı çattım ve kollarımı birleştirdim.
"Ne yani?! Gideceğim partinin yemeklerini ben mi hazırlayacağım? Asla!"
"O zaman ben Bayan Kim'e söylerim!"
Derin bir nefes aldım ve yere baktım.
"Tamam. Yardım edicem..."
Çocuk galibiyetinin sevinciyle gülümsedi.
"Yarın saat öğlen 10'a başlayacağız, geç kalayım deme sakın!"
Kafamla onayladım, ve çocuk müzik sınıfından çıktıktan sonra kafama bir defa vurdum.
"Yine başına ne iş açtın Hyunjin?"
------
Oha sude fic yazmis
Bu sefer angst degil(supheli)
İlk defa tatlış bir fic yazmaya çalışıyorum, Hyunjinin piç olmasına çok alıştım garipsiyorum imdat😭😭