GEVEZE VE GERZEK..

30 3 0
                                    

" ayşeeee" ne istiyorsunuz benden gidin lütfenn.
" ayşeee mal mısın hiç mi heyecan yok sende hala uyuyorsun." sanane lan uyucam ben gitsenize.
" ayşe daha hazirlanacaksin kalk" dedi sinem. Hepsinin tek tek israrlarını dinlediğime göre artik kalkayim.
" uyandim yiaaağ ne var saat kaç?"
Of ya okula gitmekten hala nefret ediyorum lise de olduğu gibi.
" elif ben gelmesem" dedim, gercekten uykum vardı hem bugün cuma pazartesi başlarim ne olacak ki?
" ayşe bugün ölsen bile cesedin okula gidecek." nidanin sanki içine şeytan girmiş gibi bakiyordu.
" 15 dakikan var giyeceklerini oraya buraktik hadiiii" dedi eliyle komodini göstererek. Nayıırrr. Nolamazzz. Bu nasil bi kıyafet, elbise la bu. Hemde kısa sıfır kol bi elbise.
" ölsem o elbiseyi giymem, çok kısa"
" giymessen hakkim sana haram olsun" dedi nida oha lan bu benim en hassas noktam onların hakkini ne yapsam ödeyemezdim.
" lan tuzsuz erik nie böyle yapiyon" dedim yüzümü buruşturarak.
" ayşe bak harbi sana çok yakisiyor o kot elbise üstune beyaz delikli hirkayı giy kollarını kapatmiş olursun abarttiğin kadar kısa falan degil." nida tam bir mal.
" anlamiyorsun sanırım, içinde rahat edemiyorum ve erkekler çok tuhaf bakiyorlar." neresi kısa değil onu hala anlayamadim.
" bakarlarsa baksinlar ayse hem sinem de kapali ona da bakan bakiyor." ciddi olamazsin lan inanmam bak.
" evet canim Sineme de kapalı olduğu halde bakıyorlar ama bizi gözleriyle resmen tecavüz ediyorlar. Fazla teşhirci giyiniyoruz." haksiz mıyım ben şimdi.
" tamam ayşe giyme hatta istemiyorsan gelme bile." atarlı ergen lafını koydu çekti kapiyi çikti.
" offfff" çektim derinden. Elifle Sinemde onaylamaz bakişlarla kafalarını sallayip çekip gitti. Giymesem çok kırılırlar ya. Yatakla ayrılma vakti geldi.s.s canim yatağim gelcem ben gene sakin yalnizlik çekmeee. Banyoya girdim yüzümü falan yıkadım, saçimi düzleştirdim 10 dk içinde , kisa kot elbiseyi sırtıma geçirdim, diz kapaklarimin bir karış yukarisindaydi. Delikli beyaz hirka ve beyaz sirt çantami alip odadan çiktim. Makyaj yapmamaya karar verdim hem sicakti hemde makyaj yapmak midemi bulandiriyordu. Kızlar gelmem sanip çikmişlar, hemen çantamın içine bi defter atip telefonu anahtarimi alip evden ayrildim. İlk derse yetişemeyecegimi bildiğimden sallana sallana okula dogru ilerlemeye başladim hava acayip sıcaktı ve ince de olsa hırka beni daha da fazla yakıyordu. Boş boş yürürken Ali geldi aklima, yarın kına gecesi vardi onlarin, adam evleniyor tabi. Ben buna içimden bi saydirmaya başlamişim ki okula nasil geldiğimi hatirlamiyorum. Bi el omzumu sardi, vücüdum panik oldu bi an kafamı çevirince adını bile bilmediğim ama bir nevi hayatimi kurtaran şimarik, ukala, mavi gözlü züppe karsimda belirdi. Anlamayan gözlerle bi an donsam bile başimi omzunun altindan geçirerrk ellerinden kurtuldum. " napiyorsun sen.?" gerizekaliya bak sen ya ne hakla bana dokunabilir.
" ne yapmışım?" pişkin pişkin sırıtarak bide ne yapmişim diyor. Derdi ne bunun zaten cinlerim kafda halay çekiyor.
" bas git bir daha da sakın bana yaklaşma senin gibilerle işim olmaz benim!" en sinir olduğum erkek tipi.
" Allah allah, sizin gibiler derken?" Alınıp gurur yapar gider sanmiştim ama davranışlarımdan zevk aldıği her halinden belli oluyordu malesef.
" gevşek, her önüne gelen kızla labalî, kendini beğenmiş, yüzsüz v.s v.s. sizin gibiler işte." sesim kinayeli çikmiştı tam istediğim gibi. Onunsa yüz hatlari gerilmişti yüzünde ki gevşek sırıtış gitmiş yerini alaycı ukala bi muziplik almişti, buzdan bir adama dönüyor gibiydi her an saldiriya gececek gibi.
" birincisi gevşek biri değilim sadece sana sıcak davranasım geldi, ikincisi her önüme gelen kızla samimi olmak gibi bi amacım yok kızlar zaten yeteri kadar yılışıklar, üçüncüsü elbette kendimi beğeneceğim şu muhteşem yüz hatlarına bi baksana veee dördüncü olarak şımarık biri falan değilim." Allahım bunları sırayla mı gönderiyosun bana.
" felsefe yapma , görünen köye klavuz gerekmez!" dedim. Kalıp daha fazla laf sokmak isterdim ama okula gitmek daha harika bi fikirdi. Yaninda geçip gidecektim ama uzun güçlü elleri bir anda bileğimi sıkıca yakaladi. HasbinAllah. Bugün katil olmazsam daha da olmam heralde.
" ne var ya?" sesim gerçekten yüksek çikmişti. Gerçekten pis bir huyum vardı kadın yada erkek herhangi biri bana dokununca huylanirim, en nefret ettiğim şey bana tamamen yabancı birinin dokunuşları ve daha da nefret ettiğim birşey varsa aynı kişinin bana ikinci kez dokunması. Şuan bu buz gözü öldürüp kanını içsem doymam heralde.
" adını söyle bana" oldu paşam yeter ki emir buyurun siz.
" benimkinini de bilmeyi ver." diye tısladım. Gerçekten patlamaya hazir bomba gibiydim tüm bu halleri sadece basit bir isim içindi ha? gerizekalı adimi bilse ne yapacak merak ediyorum.
" adın ne? " yok abi ben kesin katil olurum burda bir yıla kalmadan. Kolumu daha fazla sıkmaya başladı.
" kolumu kangren yapsan bile söylemiyeceğim." inat değil mi.
" emin misiin? Sana acıyacağimi zannetme sakin." bu son cümlesiyle ateş adeta gözlerimden fışkırmıştı. Birinin bana acıması. İşte buna katlanamam. Boşta kalan elimle bi osmanlı tokati yapiştirdim buna temizinden güzelce. Bi an afallayinca kolumu kurtardim ellerinden.
" sen mi bana acıyacaksın, önce kendi düştüğün şu duruma bi bak.
Derdin ne bilmiyorum ama bulaşman gereken en son kişi kesinlikle benim." geri zekalı son söylediğim cümleyi algılarken bende yanindan geçip uzaklaştım. Bilegimin tuttugu yerleri morarmaya başlamişti bile, ama hic umursamadan yoluma baktim. İkinci derse yetişmek için aceleyle nida'yı aradim ve sinifin yerini ögrendim. Ama aklımda tek bir şey vardı. Bana bu tokatın hesabını ödetecekti. Amman elinden geleni ardina koymasin hem ne demiş atalarimiz havlayan köpek ısırmaz. Kaybedecek bişeyim de yok zaten. Neyse. Zar zor sınıfımı bulmuştum ama ne yazik ki ikinci ders başlamişti, hayde gazam mübarek ola.
Kapıyı iki kez tıklatınca kalın tok bir ses " gir " diye emir verdi. Keşke kadın olsaydı diye geçirdim içimden ama hemencik kapiyı araladim deve kuşunun kafasıni toprağin altına soktuğu modda kafamı iceri doğru uzattım. Orta yaşli karizmatik bir adam elinde tahta kalemiyle duruyordu ve benim gelmemle hararetle anlattiği şeyi kesmişe benziyordu.
" afedersiniz geç kaldım, girebilir miyim?" ay ne kadan da kibarım Allahımmm.
" tabii gel bakalım." oldukça gençti hatta yaklaştikça daha da genç görünüyordu.
" biraz fazla mı geç kaldın sanki?" sesi buram buram erkeklik kokuyordu.
" sınıfı bulamadım, henüz çok yeniyim de.." utana sıkıla konuşuyordum çünki sinif yeni gelen olduğum için pür dikkat bizi seyrediyordular.
" bu gün ilk günün yani?"
" evet, ufak bi kaza geçirdiğim için ilk günler gelemedim" ufak bi tebessüm ettim ama ses tonum artik beni rahat birak diyordu. Mesajı almiş olmalı ki;
" geçmiş olsun , hadi bir yere otur ve konuyu yakalamaya çaliş." dedi. Büyük bir memnuniyetle sınifa yöneldim ve kızçelerin evde bana anlattiği yönde oturan çocuğun yanina dogru yürümeye basladim. Kizlarla göz göze gelince onlara gözlerimle hepinizin ağzina tüküriyim dedim onlarda bana bakışlariyla yola gel dediler. Ve ben gözlerimi belertip en arka siraya oturdum. Kizlar cam kenarinda oturuyordu ve ben orta sıranın duvar kenarina dogru olan kisımı boş olduğu için o tarafa kuruldum ama ilk tenefuste kizlarin oldugu tarafa kayacaktim. En azindan öyle düşünüyordum. Oturur oturmaz yanimda oturan dingil ters ters bana bakmaya başladı, başta tepki vermedim bi iki dakika kadar ama usanmadan öldürücü bakışlarini üstüme salmaya devam ettiği için dayanamayip
" ne var?" diye sessizce bağirdim. Sesim kisik olmasina rağmen çok güçlü çikmişti.
" oturmak için izin aldığıni zannetmiyorum" kibirli köpek. Sesinde duygu namina tek bir kırıntı bile barindirmiyordu.
" almadığım içindir." kibire kibir arkadaş. Antalyanin kendini beğenmiş erkeklerinden daha simdiden bıktim. Oysa biz kizlarindan korkuyorduk gelmeden önce nerden bileceğiz erkekler salta baş.
" ya yanimdan kalk yada izin iste." ne diyo bu ya. Nasil bi ego bu, izin istesem acaba eline ne geçecek.
" farkinda misin 60 kontejanlik bi siniftayiz ve masa sandalye sayisi da ayni oranda yani kişi başina bi masa bi tane de sandalye düşüyo talihsizliğim yüzünden benim payima düsen masa sandalye seninkinin bitişiğinde, kendi payima sahip çikarken senden izin mi alicam." sessizce kıkırdadim ama gözlerim öfkeden parliyordu. " asla." dedim son olarak.
" daha önce geveze olduğunu söyleyen oldu mu sana." dedi ayni duygusizlukla. Sanki küçük dağları o yaratmiş büyükleride babasindan miras kalmiş.
" söylediler ama insanlarin hakkimda ki düşünceleri umrumda değil. Onlar sadece konuşurlar." içime bir konuşma aşki doğdu ki sormayin.
" geveze insanlardan nefret ederim" napak ölek mi qardaşş. Demek istedim ama uymadim şeytana.
" bende geveze insanlardan nefret ediyorum. Ama gerzek olanlardan daha çok nefret ediyorum. Bazi yerlerde sabretmek gerek ne yazik ki."

" kendinden nefret ediyorsun yani." dedi. Ama sonunda bi parça bile olsa ses tonuna duygu karişti ' merak'.
" olamaz mi?" babam bile ben dogmadan benden nefret etmişti, annem bile benim yüzümden bi dünya sikinti çekmisti kocasindan bi sürü laf işitmişti. Varligim herkesin zararinaydi anlayacaginiz. Kendime aşik falan mi olmam gerekir bu durumda. Ve sira arkadaşim ses tonumda ki ciddiyet karşisinda bi anlik tereddüte düşmüs gibi oldu ama neyin tereddütü?
" aptal insanlar kendinden nefret eder." sanki hastasini hayata döndürmek için çabalayan doktor gibiydi. Yada aptal olduğumu ispatlamaya çalisiyordu ki ikinci seçenek daha makuldu bence.
" bilmem olabilir " tartişmak istemiyordum. Bi anda tüm hevesim kirilmişti, kabuğuma cekilmek istiyordum artik. Yatağima girip uyumak veya balkondan gökyüzünü izlemek.. Yalnizlik güzel zanaat.
Ses tonum da hevesim gibi kirilmişti ve sevgili sira arkadaşim da beni rahat birakmaya karar vermişti. Bende karizmatik hocamizi kesmeye başladim. Başladim başlamasina ama birinin gözlerini sürekli üstümde hissediyordum. Kafami kaldirmaya da çekiniyordum ama o bn kafami kaldirmadikça duvar kenarinin ön siralarindan birinde oturan bi siluet sürekli bakiyordu, bakişlarini hissediyordum ve rahatsiz oluyordum artik. Dayanamayarak kafami tahtadan kaldirip duvar kenarina çevirdim kahve rengi sacli heybetli bi çocuk arsizca bacaklarima bakiyordu. Huzursuzca kipirdandim fark edildigini anlayinca utanir düzrlir sandim ama daha da şehvetle bakmaya başkadi. Oha anasinii birda ki insanlarda ar namus kalmamiş. Oturup ağlamak istiyorum şu düştüğum duruma bak. Çocuk resmen sabahtan beri fark edilip kendini belli etmek için öyle uzun uzun bakiyordu. Böyle elbise giyinirsem olacaği bu.
Hirkami çikarip bacaklarima atardim ama elbise ipli oldugundan dirgi falan açikti alt tarafi kapatacagim diye üstü açamazdim. Gözlerim dolmaya başlamişti bile. Yanimda ki çocukla yer degistirsem en azindan bacaklarimi sapik osmandan uzaklastirmiş olurum diye düşündüm ama cok saygi deger ego yığınina ne diyecektim.
" şşttt " bi yerden başlamak gerek.
Aptal yüzüme bile bakmadan
" ne var gene." diye hırladı.
" yer değiştirelim mi?" sesimi elimden geldiğince soğuk kanli çikarmaya calişmiştim ama yüzümün kireç gibi olduğuna eminim hep korkmuşumdur erkeklerin bana o gözle bakmasindan.
" neden?" sesinde gene merak vardi.
Ve ben gözlerimi ondan kaçiriyordum bu durum onunda dikkatinden kaçmamisti. Eliyle çenemi kavradi kendi yüzüne çevirdi. Tekrar sordu
" neden?"
" işte" diye kestirip attim.
" nedenini söylersen belki"
" offf rahat edemedim burda ne olur sanki o tarafta otursam sadece bugünlük." artik yüzüm ne haldeyse kalkti ve hemencecik yer değiştirdik. Ben yer değistince kizlarla daha yakin olduk ama şuan bu elbiseyi bana giydirdikleri için çok sinirliydim göz ucuyla bile bakmadim derken sapik osman da cam kenarinda olan bi çocukla kaş göz işaretiyle anlaşip yer değistirdi. Oturur oturmaz arkasini döndü direk çaprazima gelmişti bizim kizlarin bi ön sirasindaydi ve bana göz kirpip çarpik bi bakisla bacaklarimi süzdü ve siritarak önüne döndü. Sinif yavaş yavaş fark etmeye başlamişti sapik osmani sira arkadaşimda neden yer degismek istedigimi anlamişti. Sinirle tisladi ve gömleğini çikardi geriye sadece rambo siyah atleti kalmişti. Gömlegi alip kendi elleriyle bacaklarimi örttü.
" madem rahatsiz oluyosan nie böyle sacma sapan bi elbise giydin, sen gerçekten aptal falan misin?" cocuk hakli.
" mal arkadaşlarim zorladi kalpleri kirilnasin diye bi kerecik giyim dedim." ne kadar çenesi düşük bi insanim hemen bi gazla dökülüyorum.
" aptal..." dedi ve ben hemen sözünü kesip
" aptal insanlar başkalarinin lafiyla hareket eder evet ben aptalim ne yapabilirim?" dedim. Saniyenin binde biri bile olsa tebessüm ettigine eminim.
" evet aynen öyle." demekle yetindi.

Herkesin ramazan-ı şerifi mübarek olsunn

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 24, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİR ÜNİVERSİTE HAYALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin