6. BÖLÜM TELEFONUMDAKİ BİLDİRİM

53 12 1
                                    

Gözlerimi açtığımda bir masada ellerimde kelepçeler vardı. Önüme bir polis oturdu "Neden yaptın?" dedi öfkeyle "Ben hiç bir şey yapmadım!" Dedim sonra önümdeki polis arkasında bizi dinleyen adamlara başını salladı bana inanmış mıydı?
"Anlat o zaman neden gece Ceylin'lerin evine gittin?" Dedi
İlk başta nefes alışımı düzeltmeye çalıştım bana biraz izin verdiler yaklaşık 2 dakika sonra sakinleştiğimde titreyen sesimle anlatmaya başladım

"Ben onun yan bungalovundaydım gece ilk oda da benimle olan arkadaşım İrem ile beraberdik sonra kapı çaldı gelen Ceylin'di bize dolabını açmadığını söyledi ama açtık sonra eve döndük ve gerçekten başka bir şey konuşmadık yemin ederim ki! Sonra gece biz uyurken çığlık sesleri geldi İrem'i uyandırıp aşağıya iner inmez siz beni kollarımdan tutunuz zaten!"

Sonra diğer polis önümdeki adama bakıp "yeni bir ihbar var Ceylin kurtulamamış ama Ayşe kurtarılmış Aslı Soydan ifade vermiş Bir şeyler gördüğünü söylüyor "

Aslı ifademi vermiş? O nasıl biliyor ki? Diye düşündüm.

Polisler beni eve götüremeyeceği için tüm geziye gelenlerin yandaki büyük bir otele yerleştirdiler cinayet korkusundan her odada en az 7 kişi vardı bizim odamızda Eylül,  İrem Elif Buğlem Azra ve tanımadığım 2 kişi daha vardı.

Ben ağlarken beni teselli etmeye çalışıyorlardı tabi ki Azra hariç! Azra'nın annemin ölümündeki olayda parmağının olduğunu öğrendiğimden beri ondan da nefret ediyorum keşke o gün onu omuzlarından tuttuğumda öldürseydim!

"Resmen beni tüm okulun önünde katil yerine koydular. İnanabiliyor musunuz?" dedim o sırada İrem önüme geçip bir anda ellerini kaldırdı işret diliyle  "Biliyorum zor" dedi sonra Azra'ya uzun süre bakıp "Bunu yapan kişiyi tahmin ediyoruz zaten! senle sorunu olan ve cinayet işleyecek potansiyele sahip biri olmalı ki  bu yüzden cinayet işlendiği an seni polise ihbar etti" dedi henüz çok iyi işaret dili bilmediğim için çoğu kelimeyi anlayamamış olsam da ne anlatmaya çalıştığını anlamıştım.

Bende işaret diliyle ona "Kızlardan birinin olabileceğini mi düşünüyorsun?" diye işaret dilinde sormaya çalıştım herkesin bizi izlediğini görmezden gelmeye  çalışan İrem  "Öyle düşünüyorum" dedi.

Telefonuma gelen bildirim sesiyle irkildim

*BİLİNMEYEN NUMARA* : Katil Ecrin değil.

İlk önce çevreme baktım sonra İrem'e baktım şuan burada ne Aslı'ya güvenebilirdim ne de Eylül'e sadece İrem'e güvenebilirdim. Mesajlara girip İrem'e

ben mutfaktaki bıçağı aldığımda tuvalete doğru koşacağız. 

Diye mesaj attım İrem okumuş olmalı ki tedirginlik ile bana baktı yavaşça ayağa kalkıp otelin mutfağına doğru yürüdüm bıçağı hızlıca elime aldığımda İrem'le beraber tuvalete doğru koşmaya başladık ve kapıyı kilitledik.

"Polisi arıyorum!" diye bağırıp telefonumu çıkardım sonra Aslının çığlığını duydum. O sırada polis telefonu açtı "Bir katille aynı alandayım" deyip son hız olayları anlatmaya çalıştım otelin adını verdiğimde Aslı'nın çığlıkları çoğalmaya başladı ardından Elif'in çığlığını duyduğumda onları da yanıma almadığıma pişman oldum. Bana mesaj atan kişi bu evde olmalıydı bu yüzden onlar hala bağırış halindeyken  gidip kimse evden çıkmasın diye kapıyı kilitledim. Aslı tekrar çığlık atınca onların olduğu kısma doğru yürüdüm büyük ihtimalle bana mesaj atan ve şu an Aslı'ya saldıran tanımadığım kızdı bıçak elimde tanımadığım kıza doğru yürüyüp bıçağı boynuna doğru dayadım 

"Bırak Aslı'yı! yoksa bir saniye düşünmem boğazına dayarım bu silahı" diye bağırdım

"Yapmak zorundayım yapmazsam bende ölürüm!"

"Neden yapmak zorundasın? Derdiniz ne benimle! Neden ve Kimin yüzünden?!

"Çek bıçağı boynumdan anlatacağım söz!"

"Utanmadan sana güvenmemi mi bekliyorsun? Kimin yüzünden hemen söyle!

"Mustafa!" diye bağırdı kız

"Sen ne diyorsun ya? Çocuk benle iki kelime konuştu diye iftira atacak kadar kötü insanlar mısınız siz? Hiç mi merhametiniz yok! Benim konuştuğum herkese benim yüzümden iftira mı atacaksınız?" Diye bağırmamla polis sirenlerini duymam bir oldu "Şimdi ne yapacaksın ? polise de mi suçsuz göstereceksin kendini suçu olmayanları suçsuz mu göstereceksin yine!  dedim


"Ben yalan söylemiyorum dedim sana! Anlamıyor mus-" diye bana bağırıyordu ki polisler geldi bıçağı hemen en uzağımdaki alana fırlattım.

"Ellerinizi kaldırın!" diye bağırdı polis sonra polis arabasına bizi teker teker bindirip ifade almak için karakola doğru arabayı sürmeye başladılar.

Aslı ile aynı arabadaydık arkamızdaki arabada ise Elif Naz ve Eylül olmalıydı İrem ve Tanımadığım kız bir arkadaydı biri ise kaçmış olmalıydı Buğlem ise tek başına bir arabadaydı..

Aslı bana bakıp "Ne olduğu hakkında bir fikrin var mı diye sordu bir fikrim olmasına rağmen "hayır ne olduğunu anlamadım bile" dedim daha sonra "Sen ifade verdiğin için polisler beni bıraktı polise ne dedin Aslı? siye sordum "Eve 4 kişi girdi sen olmadığını anladım çünkü kızların saçları gözüküyordu ve birde erkek vardı ama onların kim olduğu hakkında hiç bir fikrim yok. Zaten Ceylin ve Ayşe ölmemişler Ayşe yaşıyormuş sadece yaralıymış Ceylin'de öyle" dedi 

Bu haber gerçekten harikaydı çünkü Ceylin ve Ayşe'nin canını kim yaktıysa bir an önce  bulunmasını istiyordum. 

Şimdi karakolun önündeydik. Polis arabayı park edip Aslı ile beni de apar topar arabadan indirdi, bize yolu göstermeye başladı bugün 2. gelişim olduğu için nereye gideceğimizi biliyordum. Sıra sıra hepimizi sorguya aldılar 3. sıra bendeydi gidip telefonuma gelen mesajı polislere gösterdim fakat Ecrin ile ilgili hiç bir olayı polise söylemedim çünkü ne olduysa kendim çözmek istiyordum.

-1 hafta sonra-

3 gündür okula gitmiyordum yaşananları sindirmeye çalışıyordum. Bugünde evde yine tektim müziği son ses açıp ilk başta dans etmeye başladım hatta dans ederken vazoyu bile kırdım. Vazodan düşüp dolabın altına kaçan camları toplarken annemin bana küçükken okuduğu masal kitabını buldum hemen vazoyu toplayıp müziğin sesini kıstım ve yatağıma oturup incecik kitabın ilk sayfasını okumaya başladım

Bir varmış, bir yokmuş sarı parlak saçlı bir anne varmış. Bu anne çok güzelmiş , iyi kalpliymiş ve hiç kötülük yapmazmış. Annenin bu huyunu kıskanan 4 tane büyücü varmış. Annenin 2 tane çocuğu olmuş simsiyah saçlı bir kızı sapsarı saçlı bir oğlu. Fakat büyücüler annenin önüne geçmiş "Ya kızını vereceksin bize ya oğlunu" demişler. Ne yapacağını bilmeyen anne kaçmaya çalışmış fakat 4 büyücü annenin önünü kesmiş; annenin karşısına geçip "ilk oğlun 2  yaşındayken senden oğlunu alacağım. Kızın 11 yaşına geldiğinde seni alacağım. kızın büyüdüğünde ise kızını" demişler anne çok korkmuş...

Kitabın ilk 4 sayfasını okumuştum kitabı kapayıp aşağıya inip İrem'i aradım bu akşam beraber film izleyip izlemeyeceğimizi sordum oda kabul etti.

-2 saat sonra-

İrem yatağımda dururken kitabı gördü "Annem bana okurdu bende sana okuyayım mı?" diye sordum İrem kabul ettiğinde heyecanla ona ilk 2 sayfasını okudum sonra İrem bana bakarak işaret diliyle " Yaşadıklarına ne kadar benziyor" dedi. Dur bir saniye ne?!






.





Benim Sessiz Arkadaşım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin