Mangalzi

38 8 4
                                    


Shiori'den

"Arabayı yavaş kullanmak gibi bir niyetin var mı?"

Gözünü yoldan ayırmayan Baji sinir edici bir ses tonuyla soruma cevap verdi.

"Fıtratıma ters"

"Yeter sikicem ya her dediğim şeye fıtratıma ters diyorsun. Bunalıma girdim yemin ederim!"

Yüzündeki gülümseme daha da artıyordu. Bugün ilk defa sadece ikimiz varken rahatça konuşma fırsatı bulmuştuk. Kafede otururken baya bir sohbet ettik ve dışardan gözüktüğü gibi soğuk biri olmadığının farkına vardım. Samimi bir insan ama fazla sinir bozucu. Sabır taşı olsa dayanamaz çatlardı herhalde. Arkadaşlarına acımadığım söylenemez. Herkese karşı böyle mi bilmiyorum ama masaya oturduğumuz andan beri sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi samimi davranıyor. Mikey'nin yanına uğradığım zamanlarda onu bir çok kez gördüm. İlk görüşümde içimden 'kim bu hanzo' diye geçirmiş olabilirim ama diğer yandan aşırı ateşli olduğununda farkındaydım. Siyah uzun saçlar, bembeyaz sivri dişler, karamel sarısı o gözler ve yunan tanrısı gibi gözükmesini sağlayan o vücut... çok tapılası.

"Shiori!"

Baji'nin bağırmasıyla irkilmiştim.

"Ha, ne oldu?"

"İki saattir sana sesleniyorum. Geldik in hadi."

Camdan dışarı baktım. Harbiden gelmiştik aq. Yok yere çocuğa rezil oldum. Daha fazla bekletmeden kapıyı açıp arabadan indim. Binaya doğru yürümeye başladık. Gözlerini sürekli üstümde hissediyorum. Bir şey mi diyecek? Has siktir yaaa. Artık binanın içindeydik ve asansörün gelmesini bekliyorduk.
Bu asansörün bu kadar sıkışık olması ilk defa beni bu kadar mutlu ediyordu. AY!

"Niye sırıtıyorsun?"

Kafamı asansör kapısına doğru çevirdim.

"Tabi böyle bir yakışıklıyla daracık asansöre binsem bende sırıtırdım."

Bakışlarımı asansör kapısından çekip Baji'nin üzerine diktim.

"Hele hele."

"Ne?"

"Hele hele."

"Ne demek hele hele."

"Hele yarrama bak hele."

Beklemediğim bir şekilde anırınca irkildim. Bu kadar gülünecek bir şey değildi. Allah'tan asansörün kapısı açıldı ki inebildim. Ev kapısının önüne doğru geldik. Baji hala gülerken zile bastım.

"Of normalde başkası dese ağzına sıçarım."

Dedi göz yaşlarını silerken.

"Benim ne özelliğim var?"

"Ne yani yapmamı mı istiyorsun?"

Göz devirdim.

"Bence ne demek istediğimi anlıyorsun."

"Bilmem anlıyor muyum?"

"Soruma soruyla karşılık verme. Gıcık oluyorum."

Sivri dişlerini göstererek gülümsedi.

"Gıcık ol diye yapıyorum zaten."

Tam ağzımı açacağım sırada kapı açıldı.

"Gelmiş sürpriz çiftimiz."

Baji'yle bi birbirimize bir de bunu diyen Mikey'e baktık.

"Boş yapma."

"Boş yapma."

Ben Mikey'in solundan Baji'de Mikey'in sağından içeri girdi. Ardından Mikey arkasına dönüp olduğu yerde sinirle zıplayarak bağırdı.

"Beni nasıl görmezden gelirsiniz?!"

Biz hızlı adımlarla terasa çıkarken Mikey ise arkamızdan sinirden köpüre köpüre geliyordu.
Terasa ayak atar atmaz loş ışıklı bir ortam bizi karşılamıştı duvar kenara koyulmuş L koltuk ve küçük puflar ortamı tatlı kılıyordu. Balkon demirliklerinin en kenarında mangalın başında duran draken bizi görünce kafasını öne eğerek selam verdi, aynısını yaparak karşılık verdik.

"Bana bakın lan!"

Baji iç çekerek Mikey'e baktı.

"Ne var Mikey?"

Mikey ellerini beline koydu ve tek kaşını kaldırıp Baji'yle benim üzerimde göz gezdirdi.

"Siz neden kahve içmeye gittiniz?"

Dudaklarımı büzdüm ve Mikey'nin kolunun altına girip kollarımı vücuduna sardım.

"Sevgili kardeşin öğrenci olduğu için uzun zamandır kahve içemiyordu. Bu yüzden Baji ısmarlamak istedi."

Baji tişörtümün arkasından tutup beni Mikey'den kopardı. Kafamın üstünü avucunun içine aldı ve eğilerek yüzüme yaklaştı. Birkaç saniye baktıktan sonra Mikey'e döndü.

"Aslında hayır biz ikimiz..."

Bu sefer Mikey küçük çocuklarını korumak isteyen bir kedi gibi hırladı.

"Siz ikiniz??"

"Randevudaydık. :)"

__________________________
DARARA RAAA
RARARA RAAAAA

Tokyo revengers  | shiori Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin